Türk solunun önde gelen isimlerinden Mihri Belli (93), 'derin devlet'in gün yüzüne çıkması için Güney
doğu'daki
faili meçhul cinayetlerin araştırılması gerektiğini belirtiyor.
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek'le yollarını ayırmasının sebebini ise şöyle özetliyor: "Perinçek, yeterince askere yakın olmadığımız için bizden ayrılmıştı."
Hayatının değişik dönemlerinde toplam 11 yılını cezaevlerinde geçiren Mihri Belli, yüzyılın davası
Ergenekon'la ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Asıl
örgütün hâlâ gizlendiğini ve kendilerinin de kontrgerilla mağduru olduğunu belirterek, Ergenekon'un kontrgerillanın
küçük bir parçası olduğunu ifade ediyor: "Bu kontrgerillanın sadece atılan bir safrası olsa gerek. Esas gövde görevde. Bu davanın gidişi
Türkiye'de demokrasiden yana olanların ağzına bir
parmak bal çalmak gibi geliyor bana. Asıl örgüt hâlâ gizleniyor. Ama bu davayı genişletip,
Hrant Dink cinayetine karışan polis ya da
subay kim varsa, 12
Eylül ve 12
Mart öncesi provokasyonları kimler örgütlemişse, Güneydoğu'da binlerce faili meçhul cinayetin emrini kim vermişse, bu davaya katmak ve kullanılanlar ile kullananları ortaya çıkaracak şekilde yargılanmalarını sağlamak her demokratın görevi."
Mihri Belli, sayıları son 4 yılda katlanarak artan kuvayı milliye derneklerinin geçmişte
Kurtuluş Savaşı'nı gerçekleştiren örgütlerle benzerliğinin olmadığını anlatıyor. Günümüzdeki Kuva-yı Milliye derneklerinin Gladio
tipi bir örgütlenme gibi göründüğünü ifade ediyor: "Yani yıllardır il
legal olan bir yapının legal bir kolu gibi. Fakat bütün bunu Doğu'nun (Perinçek) küçücük partisine mal etmek hayal gücünü fazla zorlamak olur.
Ordu ve derin devletin içindeki bazı kişiler İşçi Partisi'ni kullanmış olabilir. Darbe günlükleri yazan o
general tutuklanmaması başka bir oyunun işareti gibi."
Deniz Gezmiş'in tarafını tuttuk
Geçmişte Türk solunu birleştirmek için çok büyük gayret gösterdiğini belirten Belli ile Perinçek'in yolları bu
birleşme sürecinde kesişmiş. Fakat Perinçek'in askere yakın siyaseti benimsemesi kısa sürede yolların yeniden ayrılmasına neden olmuş: "Perinçek bizden askere 'yeteri kadar ve
eleştiri yapmaksızın' yakın olmadığımız için ayrıldı. Deniz Gezmiş ile Doğu Perinçek arasındaki çekişmede biz Deniz'in tarafını tuttuk. Perinçek
işçi sınıfının zayıf olduğu yerde asker-
sivil aydın zümre öncü rol oynamalı düşüncesinde idi. Bugünkü dünyada
darbeler asla çözüm değil. Ordu, halkı arkasına alsa da almasa da asla
bağımsızlık getirmesi mümkün olamaz. Türkiye'nin olası bir darbeyi kaldırması da mümkün değil. Darbecilik yapacak kişi, bunu ordu içinde yapacaktır. Perinçek'in yayınladığı yazılarla darbe kışkırtıcılığı yaptığı iddia ediliyorsa bu olabilir."
Eski
Adana Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu'nun,
12 Eylül ihtilalini gerçekleştiren Kenan
Evren ve
kuvvet komutanları hakkında
iddianame hazırlaması ve ardından Kayasu'nun görevinden alınması çok konuşuldu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuran ve burada haklı bulunan Kayasu'yu destekleyen açıklamalar yapan Belli, Türkiye'nin 12 Eylül'ü yapan darbecilerle yüzleşmesi gerektiğini belirtiyor. Türkiye'de darbeye karşı güvence isteniyorsa önce 12 Eylül darbesini planlayanların yargılanması gerektiğini savunan Mihri Belli, "Bak o zaman başka kimse darbeye teşebbüs edebiliyor mu?" diye konuşarak demokratik olmayan bu hareketlerin ülkeye büyük zararlar verdiğine değiniyor.
Ergenekon sanıklarından Mehmet
Zekeriya Öztürk,
Danıştay saldırısıyla ilgili alınan ifadesinde Belli'nin beyanlarını doğrular nitelikte açıklamalarda bulunmuştu. İddianamede yer alan bilgilere göre Öztürk, Perinçek ve lider grubunun 2003'ten itibaren TSK'nın yanında gözükmesinin gerçek sebebinin mevcut siyasi yapının dağıtılarak Meclis'te kendilerine birkaç
sandalye edinmek olduğunu anlatıyordu. Öztürk, 2003 yılından itibaren İP'nin bir askerî darbeyi dört gözle beklediğini aktarıyordu.
Evimin penceresinden Yassıada'yı seyrediyorum
Mihri Belli, Marksist düşünce ile 1936 senesinde eğitim için gittiği Amerika'da tanıştı. 1940'ta döndüğü Türkiye'de
Türkiye Komünist Partisi ile ilişkiye girdi. 1960'lı yıllarda yazdığı yazılar nedeniyle iki kez tutuklandı, aylarca
hapis yattı.
12 Mart muhtırasının ardından yakalanmamak için yurtdışına kaçtı. 1974 Af Yasası'ndan sonra arkadaşlarıyla birlikte 1975'te Türkiye Emekçi Partisi'ni kurdu.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra, 1981 sonlarına doğru yurtdışına çıktı. Bir süre Ortadoğu'da kaldı. 'Faşizme Karşı Birleşik Cephe'nin kuruluşuna katıldı.
Kürt hareketini yakından izledi. 1992'de Türkiye'ye döndü. 1996'da ÖDP, 2002'de de SDP kurucusu oldu. 3
Kasım 2002 genel seçimlerinde DEHAP'tan
İstanbul birinci bölgeden
aday oldu. 29
Aralık 2007 tarihinde SDP'den
istifa etti. Ömrünün yaklaşık 11 yılını cezaevlerinde geçirdi. 18 yıl
sürgün hayatı yaşadı. Belli, bugün 93 yaşında.
Aktif siyasetten yaşının bir hayli ilerlemesi nedeniyle uzak kalan Belli, Kadıköy'de 14 katlı bir binanın en üst katında bulunan evinden Yassıada'yı seyrederken 27 Mayıs'ı hatırladığını anlatıyor.ZAMAN