Milleti salak yerine koyan soru!

Vakit gazatesi yazarı Hüseyin Öztürk, son günlerde sıkça sorulan ve milleti resmen salak yerine koyan sorunun cevabını yazdı.

Milleti <b>salak yerine koyan soru!</b>

Farklı görüşlere sahip insanlar nasıl aynı örgütte olur? Ergenekon terör örgütü çözülmeye başladığı günden bu yana, örgüte yardım ve yataklık etmek isteyen herkesin dilinde bu soru var: “Farklı görüşlere sahip insanlar nasıl olur da aynı örgütte bulunabilir?” Bu soru, toplumu salak yerine koyma sorusudur. Kendilerini uyanık ve bilgin zannedip, toplumu da bilmez, görmez, duymaz, anlamaz varlıklar yerine koymanın daniskasıdır. Bu anlayış ise Ergenekon mantığına pek uygundur. KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da bu işe maydanoz olanlardan. O da bu soruyu soruyor. Oysa Türkiye’deki halk da Kuzey Kıbrıs’taki halk da biliyor ki, Rauf Denktaş, Doğu Perinçek başta olmak üzere diğer sanıkların hepsine yakın bir isimdir. Sadece Rauf Denktaş’ın Ergenekon sanıkları ile tanışıklığı ve iletişimine bakıldığında bile bu soru sorulmaz. Rauf Denktaş, örgüt üyelerinin hemen hepsini tanır. Keşke bir açıklama yapsa da tanımadığı birkaç isim sayıp, bizleri mahcup etse. Bu soruyu bir de CHP’liler ile aynı zihniyet örgüsünde başka yollardan gidenler soruyor; “Birbirlerine zıt bu kadar isim, nasıl olur da bir araya gelebilir” deniliyor. ETÖ medyasının da desteğiyle soru devamlı pompalanınca esas gündem saptırılıyor. Oysa sorunun o kadar çok cevabı var ki, en önde geleni, ama hiç gündeme getirilmeyen ana sebep; solcularda “din düşmanlığı”, solcu olmayanlarda da “din ile barışamamak.” Bu, adamların bir araya gelmesi için yeterli sebep değil mi, başka kimle birlikte olacaklar? Mesela yıllardır irtica yaygaraları ile bu millet ve devlet, soyup soğana çevrilmedi mi? Hani nerede şimdi o soyka irtica? İrticaın arkasına sığınarak milletin ensesinde kimler boza pişirmedi? Bugün Ergenekon çatısı altında bulunanlar pişirmedi mi? Hangi birisinin geçmişinde devletimize ve milletimize, halkımızın inandığı değerler doğrultusunda hizmetleri vardır? Hangi birisinde devletin ve milletin hak ve hukukunu koruyan bir icraatına rastlamışızdır? Hangi biri, görevlerini kanunlar çerçevesinde yapmıştır? Niye her birinden sürekli kirli işler çıkıyor? Kirin ideolojisi, sağı, solu, ortası olmaz. Kir kirdir, bulaştığı her yeri kirletir. Kirin içinde kalan da kirlenir. Sonra insanın nefsi kirli yaşamayı sever. Bir kere bulaşınca da kolay kolay kir çıkmaz, daha da içine girmek ister. Türkiye’de din, sol ve benzeri düşünce çevrelerinin her zaman korkulu rüyası olmuştur. CHP başta olmak üzere, diğer sol çizgideki bütün siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarına bakın, hepsinin de birinci derece rahatsız olduğu tek şey “dindir.” Diğer taraftan solcu olmadığı halde, bir türlü dini değerlerle barışamayan çevrelerin de sığınabileceği tek liman, dinden rahatsız olan sol kesimdir. Birlikte mücadele etmekten başka şansları yoktur. Çünkü biri direkt reddediyor, diğeri reddetmese de uzak kalmak istiyor. Bu iki kesimin bir araya gelmesi için başka sebebe gerek var mı? Evet var. Memleketin idaresi de bunların elinde olmalıdır. Ülkenin zenginlik kaynakları başta olmak kaydıyla, devletin bütün kurum ve kuruluşları bunların kontrolünde olmalıdır. Hâkimiyet milletin değil, bunların olmalıdır. Ergenekon terör örgütünün bugünkü haline bakınca bu ortaya çıkmıyor mu? Milletin hâkimiyetine son vermek istemiyorlar mı? Aynı terör örgütünün çatısı altında bulunmaları ve suçlandıkları mevzular aynı değil mi? Sonra hangi birisinin özel hayatında düzgün giden bir işleri olmuş? Neden hiç birinin geçmişinde devletin ve milletin geleceğine dair, adam gibi elle tutulur, gözle görülür bir icraatları olmamış? Kendileri ve yakınlarının kişisel çıkarları için devlete ve millete zarar vermedikleri bir zamanları olmuş mudur, onu bilelim ve öğrenelim. Para, kadın, şöhret, makam, imtiyaz, rant, yönetilen değil, yöneten olma arzusu hangisinde yok? Her birinin emelinde başka ne var? Bundan daha büyük ortak yan mı olur? Paranın, kadının, şöhretin, makamın, imtiyazın, rantın olduğu yerde millet düşünülmez. Türkiye’nin önünü kesen ve her on yılda yapılan ihtilallerin, muhtıraların, post modern darbelerin bugüne kadar millete ne faydası olmuş ve hangisi halk tarafından onaylanmıştır? İşte bu örgüt de milletin geleceğini karartan diğerlerinden farklı değildir. Bundan öncekiler hangi gayelerle bir araya gelmişse, bunlar da aynı gayelerle bir araya gelmişlerdir. Hepsi bu. HÜSEYİN ÖZTÜRK-VAKİT
<< Önceki Haber Milleti salak yerine koyan soru! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER