Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan;
Niğde,
Hatay ve
Mersin mitinglerindeki konuşmalarında, ''katlanılması ve tahammülü mümkün olmayan hakaretlerde bulunduğu'' iddiasıyla,
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal aleyhine 100'er bin TL'lik 2 ayrı
manevi tazminat davası açtı.
Davalar, Erdoğan'ın avukatları Muammer Cemaloğlu ve Fatih
Şahin tarafından açıldı.
Niğde mitingindeki konuşma üzerine açılan davanın dilekçesinde, Erdoğan'ın daha önce, rakibi siyasi partilerin geçmişte iş yapmadıkları, kalıcı eser bırakmadıklarını kaydetmek için, ''Eşek ölür kalır semeri, insan ölür, kalır eseri'' dediği ifade edildi.
Baykal'ın, Niğde mitinginde, ''Erdoğan'ın ısrarla ve üzerine basa basa adam olmadığını ve hatta adam olamayacağını, ağzı en bozuk başbakan olduğunu, semerle,
eşekle konuştuğunu'' ifade ettikten sonra, ''Ben ona
Ziya Paşa'dan, madem bu işlere çok meraklı, çok güzel bir şey okumak istiyorum. Bakın, Ziya Paşa diyor ki, (Bed asla necabet verir mi hiç
üniforma, zerduz palan vursan eşek yine eşektir)'' dediği anımsatıldı.
Dilekçede, Başbakan Erdoğan'ın sözünün şahsa değil, partilerin icraatı üzerine söylendiği, ancak Baykal'ın, ifadeleriyle ''Erdoğan'ı ağır biçimde aşağıladığı'' kaydedildi.
-BAYKAL'IN HATAY VE MERSİN'DEKİ SÖZLERİ ÜZERİNE AÇILAN DAVA-
Açılan diğer davanın dilekçesinde, Baykal'ın Hatay mitinginde, ''Bir insan Başbakan olur ya da olmaz. Bu Allah'ın ve milletin takdiri. Bugün olur, yarın olur. Olsa da olur, olmasa da olur. Ama şimdi adam olamayanlar 3011 yılında da adam olamazlar. Önemli olan başbakan olmak değil adam olmak, adam. Adam gibi adam olmak'' dediği aktarıldı.
Baykal'ın, aynı gün Mersin mitinginde de, ''Başbakan olmakla adam olmak iki farklı iştir. Başbakan olmak ayrı, adam olmak ayrı. Başbakan olabilirsin ama adam olmayabilirsin. Ama adam olursun, başbakan olamayabilirsin'' şeklinde konuştuğu ifade edildi.
Dilekçede Baykal'ın, Erdoğan'ı, ''siyasi uygulamaları, faaliyetleri yönünden eleştirmesi gerekirken, konuyu kişiselleştirdiği'' yaptığı nitelemelerin siyasi
eleştiri veya düşünce açıklaması olarak kabul edilemeyeceği savunuldu.
Her iki davanın da dilekçesinde, konuşmalarında ''Erdoğan hakkında, katlanılması ve tahammülü mümkün olmayan hakaretlere yer verdiği'' iddiasıyla Baykal'dan 100'er bin TL manevi tazminat talep edildi.