"Daha sonra 20 Mart 2014 Selim Kutkan’ın da arasında bulunduğu iki müfettiş bu iddiaları incelemek için İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirildi. Müfettişler toplamda 25 sayfa, ekleriyle bin küsur sayfa olan raporu 14 Mayıs 2014’de tamamlayıp Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi. Savcılık ise spesifik bir konu olan uzmanlık gerektiren bu konuda rapordaki bilgileri bilirkişilere danışma gereği duymadan aynen müfettişlerin yazdığı gibi alıp soruşturma haline getirdi. Bugün görüyoruz ki savcının kabul ettiği o raporu hazırlayan isimler şaibeli. Ergenekon ve Balyoz davalarında adlarının geçtiği ileri sürülüyor. Somut gerçeklere dayanıyorsa eğer ismi bu şekilde geçen polis müfettişinin hazırladığı bu raporu dayanak alarak yapılan soruşturma da şaibeli hale gelir.” Müvekkillerinin istihbari amaçlı dinlemeler yaptığına dikkat çeken avukat Ataol sözlerine şöyle devam etti:

"Bu tip dinlemede eğer suç unsuru yoksa süresi bitince dinlemeler imha edilir. Bugün de binlerce kişi istihbarat amaçlı dinleniyor. Durum böyle iken istihbari amaçlı dinlemenin deşifre olmaması gerekirdi. Bu bilgiler bir şekilde medyaya sızdırıldı. Deşifre de sızdıran da suçludur. Burada bir suç işlenmiştir. Bu konuyla ilgili Cumhuriyet Savcılığı resmen soruşturma başlatması gerekir diyor ilgili kanun.”

"Bir müfettiş raporu ile bir soruşturmaya girişilmesi zaten baştan garabetti Soruşturmayı savcı eline aldığından itibaren onların aldığı raporu esas alamaz. Müfettişler idari organ olduğu için taraf pozisyonundadır. Yine o raporu hazırlayan insanlar değişik şekillerde taraf pozisyonları varsa soruşturma kökten temelsiz hukuksuz hale gelir. Gözaltı kararında ayrıca bir cümle ile bu müfettiş raporuna vurgu yapılarak gözaltı yapıldığı görülüyor. Soruşturmanın en temel dayanağı yapılan müfettiş raporu en temel dayanak bu şekilde çürütülüyorsa soruşturma sakat ve sakıt demektir."

Mustafa Altunbulak, Mehmet Ersoy ve Mehmet Kuru'nun avukatı Barış Çelik raporu hazırlayan isimlerin İşçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek ile irtibatlı olmasının raporların tarafsızlığını yitirmesine sebep olduğunu söyledi.

"Po­lis mü­fet­ti­şi ra­po­run­da im­za­sı olan Se­lim Kut­ka­n’­ın, Er­ge­ne­kon ve Bal­yoz so­ruş­tur­ma­la­rın­da adı ge­çen bir isim olması tarafsızlığı ortadan kaldıracak nitelikte" diyen Çelik şöyle konuştu:

"Doğu Perinçek'in, ‘Biz bu sürece dahil olacağız, başbakanı bu konuda destekliyoruz şeklide açıklamaları var.

Bu da zaten bu raporların güvenilirliğini etkileyen bir durum. Süreç içerisinde ısmarlama rapor hazırlanamayacağını beyan eden müfettişler görevden alındı. Bu süreç bu arkadaşlar kendilerine dert edinmişler yönlü ve yanlı bir şekilde bu raporları hazırlamışlar. Öncesinde belli olan bir amaç çerçevesinde hazırlanmış ısmarlama rapor bunlar."

Sa­hur ope­ras­yo­nun­da tu­tuk­la­nan po­lis­ler­den 16'sı­nın avu­ka­tı olan Ömer Tu­ran­lı,bu so­ruş­tur­ma­nın baş­tan be­ri hu­kuk­suz ol­du­ğu­nu vur­gu­la­dı. Tu­ranlı, "Mü­vek­kil­le­ri­miz Bal­yoz ve Er­ge­ne­kon'da birçok ki­şi­nin ce­za­evi­ne git­me­si­ne se­bep ol­du. Po­lis mü­fet­tiş ra­po­ru­nu ha­zır­la­yan Se­lim Kut­kan'ın Do­ğu Pe­rin­çek'le olan ba­ğı açık. Do­la­yı­sıy­la Pe­rin­çek, Bal­yoz ve Er­ge­ne­kon da­va­la­rın mağ­du­ru ol­du­ğu için şim­di bir öç al­ma ope­ras­yo­nu­ olu­yor. Bu so­ruş­tur­ma­nın si­ya­si sa­ik­ler­le yü­rü­tül­dü­ğü­nün açık de­li­li­dir" de­di.