Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre,
Ankara'nın vereceğikararda diğer etmenlerin yanı sıra, BM bünyesindeki çalışmaları halen devam eden ve perşembe günü çıkması beklenen angajman kuralları da
etkili olacak. Yetkililer, bu kurallarda zayıflık görmeleri durumunda uluslararası güce
katılım konusunda daha çekimser olunabileceği mesajı veriyorlar.
Ankara'nın güce katılmasını engelleyecek diğer bazı etmenler ise
Türkiye'nin güce liderlik etmesinin ya da muharip birlikler
göndermesinin istenmesi olarak sıralanıyor.
Türkiye, bunlara ek olarak Hizbullah'ın silahsızlandırılması misyonunu yürütmek ya da çatışma ortamı içinde kalmak da istemiyor. Öte yandan, BM'den çıkan 1701 sayılı kararın bu gücün barışı tesis
mi yoksa barışı koruma misyonu mu olacağı konusunda net olmadığına dikkati çeken aynı kaynaklar, ikinci bir kararın çıkabileceğini ancak Türkiye'nin katılım kararının netleşebilmesi için mutlaka ikinci bir
BM kararının beklenmeyebileceğini, misyonun daha belirginlik kazanmasının da Ankara için kabul edilebilir olduğunu belirtiyorlar. Yetkililer, uluslararası güç gönderilmesi için gerekli gördükleri meşruiyetin ise 1701 sayılı kararla sağlandığını kaydediyorlar.
Diplomatik kaynaklar, güce şimdiye kadar içlerinde
Fransa,
İtalya,
İspanya gibi önemli
Avrupa ülkelerinin de bulunduğu 22 ülkenin
katılmaya istekli olduğunu da belirtiyorlar. Bu arada,
Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün yarın
Lübnan ve
pazar günü İsrail'e yapacağı ziyaretlerin ardından 31
Ağustos-1 Eylül'de Stockholm'de düzenlenecek olan Lübnan'ın imarı ve
Filistin'e
yardım konferanslarına da katılması öngörülüyor.