Bugün Gazetesi yazarı Adem Yavuz Aslan, Muhsin Yazıcıoğlu olayının gizli tanığının anlattıklarını köşesine taşıdı.
İşte Aslan'ın yazısının ilgili bölümü....
Davada tutuklu sanık yok. Ancak geçen yıl ilginç bir gelişme yaşandı. Muvazzaf bir asker gizli tanık olarak ifade verdi. Kaza akşamında ve sonrasında yaşananlara ilişkin hem bilgi hem de belge verdi.
Açıkçası bir yıldır bu gizli tanığın ifadesine, paylaştığı belgelere ulaşmaya çalışıyordum. Dosyada gizlilik kararı olduğu için bu kolay olmadı. Ancak geçtiğimiz günlerde tanığın kendisine ulaştım. İkna etmek kolay olmadı ancak sonunda ‘Dosyanın üzeri örtülmesin‘ diyerek buluşmayı kabul etti. Buluştuk, uzun uzun konuştuk.
Enkaz bölgesinde iki helikopter var
Bazı görüntüler üzerinde kaza akşamını anlattı. Dosyada gizlilik kararı olduğu için çok detay yazamam. Ama özeti şu: Radarların susması diye bir şey yok ve Hava Kuvvetleri’ndeki kayıtlara göre enkaza 2,5 saat sonra ulaşılmış. Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Merkezi Muharebe Yönetim Modeli’nden aktardığı görüntülere göre Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını taşıyan helikopterin enkazının üzerinde 17.43’te bir başka hava aracı gözüküyor.
17.47’de bir başka hava aracı aynı bölgeye geliyor. 17.49’da ise ilk gelen helikopter kaza bölgesinden ayrılıyor. Helikopterin 15.03’te düştüğünü göz önüne alırsak yaklaşık 2,5 saat sonra enkaza ulaşılmış.
Gizli Tanık’ın anlattığı başka ayrıntılar da var. Fakat dosyada gizlilik kararı olduğu için detaya girmem mümkün değil. Peki Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının hayatını kaybettiği olay nasıl aydınlatılacak? Muhatabımın net bir önerisi var.
Diyor ki: “Savcı yanına bilirkişileri alacak ve Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi ve Genelkurmay Savaş Harekât Merkezi’ndeki kayıtları inceleyecek.“ Doğal olarak ‘Şu ana kadar oralara bakılmadı mı’ diye bir soru yöneltiyorum. Savcılık resmi yazıyla bilgi belge istemiş ancak muhatabımın iddiasına göre, ‘Anlaşılmaması için birtakım karışık radar görüntüleri paylaşılmış...’ Hava Kuvvetleri kökenli tanığın anlattıkları ilginç. Kesinlikle üzerinde durulmalı.
Ayrıca şunu unutmamak gerekiyor.
Bugünün teknolojik imkanlarında Yazıcıoğlu’nu taşıyan helikoptere 48 saat boyunca ulaşılamamış olmasının hiçbir izahı yok. İhmal, kasıt ya da suikast varsa faillerinin bulunup yargıya teslim edilmesi şart. Bu konunun faili meçhul bırakılması kabul edilebilir bir şey değil.