El bombalarıyla yakalanan "vatansever güçler" operasyonunda tutuklanan
Muzaffer Tekin'in, 2003 yılında
Alman Emniyeti tarafından uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla takip altına alındığı ortaya çıktı.
Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen el bombalarıyla başlayan "vatansever güçler" operasyonunda tutuklanan
Muzaffer Tekin'in, 2003 yılında Alman
emniyeti tarafından "uyuşturucu kaçakçılığı" suçlamasıyla takibe alındığı ortaya çıktı. Resmi
raporda, Tekin'in yanı sıra
Doğuş Faktoring şirketinin ortaklarından
Ertuğrul Yılmaz ile
Danıştay saldırısına karışan Ayhan Parlak isimleri de geçiyor.
RESMİ RAPOR VAR
Niedersachsen
Eyaleti Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Hannover
Narkotik Şubesi'ne gönderdiği Willi Neumann imzalı raporda, 11
Şubat 2003 tarihinde Ertuğrul Yılmaz, Ayhan Parlak ve Muzaffer Tekin'in
telefon görüşmelerinin dinlemeye takılan
kayıtları yer alıyor. Söz konusu belgede, Tekin, Yılmaz ve Parlak için "Türk kökenli uyuşturucu tüccarlarının ve kaçakçılarının telefonlarında yaptığımız dinlemenin durum değerlendirilmesi" deniliyor. Vatanseverler soruşturması kapsamında polisin mercek altına aldığı Doğuş Faktoring şirketinin kurucusu olan Ertuğrul Yılmaz, 23
Nisan 2003'te Almanya'da öldürülmüştü. SABAH'ın ele geçirdiği belgeye göre, Yılmaz, ölümünden 2,5 ay önce Alman Emniyeti tarafından takibe alınmıştı. Belgede Tekin, Yılmaz ve Parlak için, "Kısa bir süre içerisinde yüklü miktarda uyuşturucunun Almanya'ya getirilmesini planlamaktalar. Telefon dinlemelerinden yaptığımız değerlendirmeye göre, bu konuda 3. bir şahıs daha bulunmaktadır. Bu şahsın adı Muzaffer Tekin olarak tespit edilmiştir" ifadesi kullanılıyor. Muzaffer Tekin, Alman Emniyet belgelerinde uyuşturucu trafiğini organize etmekle suçlanıyor. Belgede şöyle deniliyor: "Muzaffer Tekin adlı şahıs 3 ay evvel Almanya'ya sahte bir kimlikle
seyahat etmiştir. Kendisi Hannover merkezde sık sık bulunmaktadır. Yaptığımız araştırmalara göre, Almanya'ya birçok kez giriş çıkış yaparak, uyuşturucu trafiğini muhtemel olarak organize etmektedir." Belgede ayrıca, Niedersachsen Eyalet Başsavcılığı'nın Tekin'le ilgili herhangi bir
Schengen ülkesine giriş yapması durumunda, "
sahte kimlik kullanmak ve uyuşturucu kaçakçılığından" derhal tutuklanmasına karar verildiği belirtiliyor.
'Yolcumuz yola çıktığı zaman haber ver'
ALMAN Emniyeti'nin belgelerine göre 11 Şubat 2003 tarihinde Ertuğrul Yılmaz ile Muzaffer Tekin arasındaki konuşma şöyle:
Ertuğrul Yılmaz: Üstat nasılsın, iyi misin?
Muzaffer Tekin: Sağ ol kardeşim ben iyiyim. Sen nasılsın?
Yılmaz: Ben de iyiyim, bildiğin gibi.
Tekin: Ben burada her şeyi hazırladım. Yapılacak seyahat muhtemelen haftaya olacak.
Yılmaz: Her şey
kontrol altında mı? Herhangi bir problem yaşamayalım.
Tekin:
Sınır kapılarında herhangi bir problem çıkmaz, her şey kontrolümüz altında.
Yılmaz: Tamam üstat. Sen gelecek misin?
Tekin: Evet muhtemelen iki hafta sonra. Belgede bu noktada şöyle bir not yer alıyor: "Telefon görüşmesi Türkiye'deki şahsın telefonunun kapanmasıyla kesilmiştir. 22.35'de tekrar kayıt alımı başlamıştır."
Yılmaz: Ne oldu? Görüşmemiz kesildi.
Tekin: Benim telefon
kartım bitti de, o yüzden kesildi. Yeni kart aldım, şimdi görüşmemize devam edelim.
Yılmaz: Dediğim gibi üstat yolcumuz yola çıktığı zaman ve tam talimat ver de sorun yaşamayalım.
Tekin: Tamam. Ayhan ne yapıyor, nasıl iyi mi bari, ne arıyor, ne hatırımızı soruyor?
Yılmaz: Ayhan da, Atilla ile Hamburg'a gitti orada bir iş vardı da anlayacağın.
Tekin: Tamam ona da selamımı ilet.
'Tekin Almanlara ajanlık yaptı'
Muzaffer Tekin hakkında Alman Emniyetinin uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla takip edildiği bilgisini veren belgeleri, bir dönem Alman Narkotik Dairesi için
teknik takip memuru olarak görev yapan Talip Doğan Karlıbel ortaya çıkardı.
600 SAYFALIK DİNLEME
Tekin'in Doğuş Faktoring'te ortağı olduğu Ertuğrul Yılmaz'ın Almanya'da uyuşturucu ticaretinden dolayı öldürüldüğünü öne süren Karlıbel, Doğuş Faktoring'in uyuşturucu işinden elde edilen paraların aklama için kullanıldığını iddia etti: "Muzaffer Tekin, İstanbul'daki Alman Konsolosluğu'nda bulunan Alman Narkotik irtibat memuruyla buluşarak onunla bazı konularda işbirliğine gitmek istemiştir. Bu bir nevi, kendi yaptıkları işlerin ortaya çıkmaması için bir kılıftı. Ama kendisinin ve iş ortaklarının Alman Emniyeti tarafından dinlendiğinden habersizdi. Çünkü, Alman Emniyeti'nde, Ertuğrul Yılmaz, Ayhan Parlak ve Tekin'in yaptığı
kaçakçılık üzerine, 600 sayfa telefon dinlemesi kaydı vardı."
SABAH