Evet artık Türk Solu var. Peki Türk Solu'nda neler var? Gelin
Danıştay cinayeti zanlılarının evlerinde bulunan bu
dergide neler var bir göz atalım.
Derginin internet sayfasında, anayasal düzeni değiştirme suçuyla Türk mahkemelerinde yargılanmış ve idam cezasına çarptırılmış bir
militanla Atatürk'ün resmi yan yana bulunuyor.
Ve hemen altında sol kolu havada uyanmaktan, sipere dayanmaktan bahseden bir
siluet.
TÜRKSOLU,
Türkiye'de devrim yapma kararlılığında. Bu derginin sıkı takipçilerinden
Alparslan Arslan,
Muzaffer Tekin gibi kişilerin nasıl bir devrim peşinde oldukları ise Danıştay'a yapılan
hain provokasyondan anlaşılıyor.
Derginin son sayısındaki
Gökçe Fırat imzalı bir yazıda,
Genelkurmay Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'nın, AK Parti'ye karşı eşgüdümlü olarak harekete geçtiği, güya ABD tarafından kullanılan Ak Part'nin, PKK'yı ve bölücü başını korumak istediği, askerin ise ülkenin güneydoğusunda ABD'ye karşı sipere yattığı türünden çılgın
komplo teorileri yer alıyor.Bu arada
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde rahatça basılıp satılan bu yayın ayrıca düpedüz kışkırtıcılık da yapıyor. Derginin bu haftaki nüshasında meclis başkanı
Bülent Arınç ve
Başbakan Tayip Erdoğan açık bir biçimde
hedef gösteriliyor.
Dergi
Mecliste AB
komisyon toplantısına katılan Rum
Milletvekili Matsakis'in elini sıkan Türkiye Büyük Millet Meclis'i Başkanı Bülent Arınç'ı "Türk düşmanı dostu" olarak gösteriyor.
Fotoğraf altı yazıda ise Arınç'ın tarafına "Türk düşmanı" ifadesinin denk gelmesi, bunun kasıtlı yapılmış olabileceği izlenimini veriyor.
Ayrıca yine aynı dergide tanıtımı yapılan bir kitapta Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı
Tayip Erdoğan, Sultan
Abdülhamit Han'ın kisvesinde gösterilerek, güya
küçük düşürülmeğe, çalışılıyor, hedef haline getiriliyor. Başbakan ile birlikte hukümet de yine sert yayınların hedefi halinde.
Mehmet Altan gibi Türkiye'nin önde gelen aydınları da Türksolu'nun hedef gösterdiği isimler arasında Yayının çizgisini anlamak için internet sitesinde yer alan afişler bölümüne bakmak yetiyor. Aslında bu bölüm bile Danıştay'a yapılan saldırının nasıl bir motivasyonla gerçekleştirilmiş olabileceğini net bir biçimde ortaya koyuyor.
Yine aynı derginin eski nüshalarından birinde derin devlete övgüler yağdırılıyor.
DERİN DEVLETİMİ GERİ İSTİYORUM...
"KONTRGERİLLANIN TEMEL HEDEFİ AYAKLANMALARI BASTIRMAKTIR. TÜRKİYE'NİN BÖLÜNMESİNE KARŞI ŞAHLANAN ULUSAL UYANIŞ, ELBETTE BİR ULUSAL AYAKLANMAYA DÖNÜŞECEKTİR. KONTRGERİLLA MERKEZİ OLARAK KURULAN ÖZEL HARP DAİRESİNİN İŞLEVİNİ BUGÜN BU SİVİL UZANTILAR YERİNE GETİRMEKTEDİR."
Yazıdaki "
sivil uzantılar" tanımlaması "acaba son günlerde polis tarafından ortaya çıkartılan 'sauna çetesi' ya da Danıştay'daki hain saldırıyı tezgahlayan yapı ve benzerleri için kullanılıyor olabilir mi? sorusunu akla getiriyor. Ve bir soru daha "bunlara benzer kaç yapı ve kaç hücre daha var?"
Bir başka yazıda ise TCK'nın 301. maddesini eleştirenlere yönelik tehdit dolu şu ifade var:
"AMA UYUYAN DEV UYANDIĞINDA KENDİNİZE KAÇACAK DELİK ARAYIN."
Baştan sona fanatik bir şovenizmle kaplı dergide "KÜRT VARSA SORUN VAR" başlıklı bölücülük içeren bir yazı kaleme alınıyor. Yazıda şovenistlik "TÜRK ÜREMELİDİR. ARTAN HER BİR TÜRK BEBESİ, BİZİ ERGENOKAN'DAN ÇIKARTACAK BİR KURTARICIDIR" noktasına kadar götürülüyor.
Bu arada eski bir
Anayasa Mahkemesi Başkanı olan
Yekta Güngör Özden'in, Atatürk'ü idamlık militan Deniz Gezmiş'le,
terörist Cheguvera ile bir tutan bu derginin yazarı olması, kafaları karıştırıyor