Vakfın başkanı
Ali Nesin (sakallı) '
casus' iddiasıyla ilgili açıklama yapmaktan kaçtı.Aziz Nesin Vakfı'na ait suçlamalara bir yenisi daha eklendi. Yurtta kalan bir kız çocuğuna
taciz iddialarıyla uzun süre gündemi meşgul eden vakfın '
Alman casusları' barındırdığı iddia ediliyor. Taciz skandalının ardından denetim yapan müfettişler, çok sayıda Alman vatandaşının yurtta kaldığını ortaya çıkardı.
Teftiş raporuna göre, askerlik yapmak istemeyen Almanlar,
Türkiye'de Aziz Nesin Vakfı'nda bir yıl görev yaparak bu görevi yerine getirmiş sayılıyor. Vakıfta askerlik için bulunan 3 Alman'ın yanında çok iyi
Türkçe konuşan Alman bayanlar da görev yapıyor. Teftiş kurulu 'hangi amaçla
vakıfta bulundukları belirlenemeyen' Almanları Milli
İstihbarat Teşkilatı ve İçişleri Bakanlığı'na rapor etti.
Vakıflar Genel Müdürlüğü de vakfı mahkemeye vermeye hazırlanıyor. Vakıf Başkanı Ali Nesin ise iddialar karşısında
cevap vermekten kaçınıyor.
Simon Westter, Moritz Shalkes ve Philip Nauman isimli Almanlar, Aziz Nesin Vakfı'nda askerlik görevi için bulunuyor. Alman vicdani retçiler, '
sivil hizmet' adı verilen bu
uygulama ile yurtiçinde ve dışında Alman devletinin izin verdiği sivil
toplum kuruluşlarında görev yapabiliyor. Listedeki 239 kuruluştan 140'ının misyonerlik kuruluşu veya kiliseye bağlı olduğu belirtiliyor. Listedeki tek Türk kuruluşu ise Aziz Nesin Vakfı. Yurtdışındaki bu kuruluşları desteklemek için
Almanya'da kurulan
dernekler de var. Aziz Nesin Vakfı'nı Destekleme Derneği (Förderverein de Nesin-Stiftung - FÖNES) gibi. Vakıfta görev yapacak
gönüllüleri belirleyen bu dernek, yüklü miktarda bağışta da bulunuyor. Alman Sivil Hizmet Kanunu'na göre, yurtdışında gönüllü çalışılacak kuruluşlar Almanya'nın denetimini kabul ediyor. Kanuna göre, askerlik görevi yapılan kuruluşların Federal Sayıştay'ın denetlemesine izin vermesi şart. Gerekçe ise Almanya'nın yaptığı
yardımların nerede harcandığının takibi. 'Federal Aile, Yaşlı,
Kadın ve Gençlik Bakanlığı'nın da vakıf hakkında bilgi edinebilmesi gerekiyor.
'İstihbari çalışma yapılıyor'
'Alman Gizli Servislerinin Türkiye Operasyonları' adlı kitabın yazarı Talip Doğan Karlıbel, Aziz Nesin Vakfı'ndaki Alman nüfuzunu, beşinci kol faaliyeti olarak nitelendiriyor. Karlıbel, "Almanlar istihbarat veya misyonerlik faaliyeti yürütmektedir. Almanya demokrasiye geçiş sürecinde olan devletlerde, kendi ekolüne dayalı bir
sistem yerleştirmeye çalışmaktadır. Nesin Vakfı, yıllardır Almanya tarafından örtülü bir şekilde desteklenmektedir. Friedrich Ebert Vakfı ve Heinrich Böll Vakfı, 1990'lı yıllarda vakfa 244 bin marklık yardım yapmıştır. " diyor. 'Alman Derin Devleti' adlı kitabın yazarı, eski DSP
Milletvekili Zafer Güler de vakıfta görev yapan 'Alman askerlerin'
casusluk yaptığını iddia ediyor. Güler, "Almanya bu gibi vakıflara
ajanlarını göndererek orayı
kontrol altında tutar. Aziz Nesin Vakfı, bu anlamda bilinen bir kuruluştur."
FÖNES'in başkanı Aziz Nesin'de
yönetici
FÖNES'in başkanı; Türkolog Klaus Liabe-Harkort. Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettişlerinin yaptığı tespitlere göre, Harkort, Aziz Nesin Vakfı'nda izinsiz olarak yöneticilik yapıyor. Harkort gibi izin alınmaksızın vakıfta kalan başka
yabancılar da var. Anty ve Theo Hasselo çifti gibi. Teftiş raporuna göre, vakfın yurdunda kalan çocuklar büyük-
küçük, kız-erkek ayrımına tabi tutulmadan barındırılıyor. 3 yaşındaki çocukla 18 yaşındakiler beraber kalıyor. Yabancı
gönüllüler de çocuklarla yan yana odalarda bulunuyor. Raporda, Almanlardan
ülke güvenliğini bozabilecek faaliyetler olarak söz ediliyor. Bunun yanı sıra FÖNES'in Türk makamlarından izinsiz diğer çalışmaları da sıralanıyor. Örnekler arasında, çocuklardan bazılarını Almanya'ya götürüp okutmak da var. Her yıl çocuklar topluca Almanya'ya götürülüyor. Tüm giderler de FÖNES'çe karşılanıyor. Almanya'da ne eğitimi verildiği ise belli değil. Nesin, yıllarca Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (
SHÇEK) denetimi altına girmemek için mücadele etti. 2828 sayılı SHÇEK Kanunu uyarınca, Nesin Vakfı'nın, devlete bağlı bir kurum olarak faaliyetini sürdürmesi istenmişti. Ali Nesin ise böyle bir ortamda Nesin Vakfı'nın işlevini yerine getiremeyeceğini savunmuştu. Konu, yargıya intikal etmiş ve vakıf lehine sonuçlanmıştı.
ZAMAN