TBMM Başkanı Mehmet Ali
Şahin,
tören dolayısıyla gönderdiği mesajda,
Türkiye'nin yüzyıllardır çeşitli milletlere
inanç, kültür ve ırk ayırımı yapmadan kucak açtığını, insanların huzur ve barış içinde bir arada yaşadığı örnek bir coğrafya olduğunu belirtti.
Bu coğrafyada ve kültürde, geçmişten bugüne farklılıkların ayrışma değil, bütünleşme ve zenginleşme kaynağı olarak görüldüğüne dikkati çeken Şahin, mesajında şunları kaydetti:
''Milletimiz tarihi boyunca zulüm gören halklara sahip çıkan, insanlığa karşı her türlü eziyet, haksızlık ve baskıyı şiddetle reddeden, barışçı ve ilkeli bir anlayışı benimsemiştir. İnsanlığın ortak vicdanını yaralayan bu trajedi karşısında aziz milletimizin ayrılmaz parçası olan
Musevi vatandaşlarımızla aynı duyguları paylaşıyor ve benzer acıların bir daha yaş
anmamasını diliyorum.''
DAVUTOĞLU'NUN MESAJI
Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu da mesajında, BM Genel Kurulu'nun 2005 yılında aldığı karar çerçevesinde dünyanın çeşitli yerlerinde düzenlenen anma törenlerinin güzel bir örneğini oluşturan
İstanbul'daki törenin ve sergilenen katılımın, Türk toplumunun
Yahudilerin tarihte çektiği acılar karşısında ortaya koyduğu geleneksel duyarlılığın da bir göstergesini oluşturduğunu ifade etti.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI GÖRMEZ
Diyanet İşleri Başkanı
Mehmet Görmez de mesajında, masum insanlara yönelik olarak işlenen soykırım ve
sürgün gibi suçların dini, milli, felsefi ve insani hiçbir gerekçesi olamayacağını belirtti.
İslama göre bir insanı öldürmenin bütün insanları öldürmek gibi ağır bir günah ve vebali olduğunu ifade eden Görmez, mesajında şunları kaydetti:
''Tarihte başta Yahudilere karşı işlenmiş olan
insanlık suçu olmak üzere bütün insanlık dışı tutumları nefretle kınıyorum. İnsanlık yaşanan bu hadiselerden
ders almalıdır ve dünyanın neresinde olursa olsun böyle acı tecrübelerin yaşanmamasını, dini, inancı, kültürü ve milleti ne olursa olsun bütün insanların barış ve huzur ortamında karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörü içinde birlikte yaşayabileceği bir dünyayı yüce Allah'tan niyaz ediyorum.''
HOLOKOST ÖĞRETİSİNİN GEREKLİLİĞİ
Törende, ''Holokost Öğretisinin Gerekliliği''ni anlatan cemaat üyesi Süzet Sidi,
2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyasının, Almanya'da ve işgal ettikleri topraklarda kurdukları toplama, çalışma ve
ölüm kamplarında 6 milyon Yahudi'yi belirli bir plan çerçevesinde, inanılması güç,
vahşet dolu metotlarla öldürmesinin, bir Yahudi tarihi meselesi değil bir insanlık tarihi meselesi olduğunu dile getirdi.
''Holokost'' ya da ''Shoa'' olarak adlandırılan bu vahşetin insanlık tarihinin en kara, en dip noktası olarak kabul edildiğini ifade eden Sidi, şunları kaydetti:
''Holokost, tarihteki herhangi bir soykırım değildir. Her ne kadar bu terim günümüzde bazen sorumsuzca kullanılıyorsa da Holokost'tan kasıt 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyasında ve işgal ettikleri ülkelerde planlı bir şekilde 6 milyon Yahudi'nin öldürülmesidir. Holokost'un simgesi Auschwitz ölüm kampı, 27 Ocak 1945 günü, bundan tam 66 yıl önce Sovyet ordusu tarafından kurtarıldı. İnsanlık o gün o zamana kadar hiç görmediği, hayal bile edemediği boyutta bir vahşete, bir insanlık dramına şahit oldu. Holokost anlatılmalıdır, çünkü insanoğlu kendi tarihinin bu korkunç gerçeğini öğrenmez ya da unutursa başka Holokostlar insanlık tarihinde yerlerini almak için gizlendikleri mağaralarından çıkmakta tereddüt etmeyecektir.''
Törene,
Dışişleri Bakanlığı adına Büyükelçi Ertan Tezgör,
İstanbul Valisi Hüseyin
Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş, Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva, Türk Musevi
Cemaati Başkanı Sami Herman, DP Genel Başkanı
Namık Kemal Zeybek, Şişli Belediye Başkanı
Mustafa Sarıgül,
Beyoğlu Belediye Başkanı
Ahmet Misbah Demircan,
Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu,
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail
Ünal,
CHP İstanbul İl Başkanı
Nebil İlseven ve cemaat mensupları katıldı.