Eski MİT
İstanbul Bölge Başkanı Osman
Nuri Gündeş'in derin yapı ile bağlantılı olup olmadığını bilmediğini kaydeden Eymür'ün, "Ama Nuri Gündeş,
Abdullah Çatlı'yı tanır. Çatlı'yı yurtdışında birçok görevde kullanmıştır." açıklamasında bulunduğu öğrenildi.
Geçtiğimiz hafta gözaltına alındıktan sonra Ankara'da özel yetkili cumhuriyet savcısına ifade veren
Mehmet Eymür, devlet içerisinde yaşanan çarpık ilişkileri de gözler önüne serdi. "
Erkek gibi kadın, cesur kararlar alıyor.' sözlerinin dönemin başbakanı
Tansu Çiller'i çok etkilediğini belirten Eymür, konuyla ilgili şöyle konuştu: "Çiller, devlet yapısını iyi bilmediği ve erkeklerle irtibat kurmakta biraz sıkıntı çektiğinden hiçbir hukuki sıfatı olmadığı halde eşini
danışman gibi kullanıyordu.
Mehmet Ağar ile
Özer Çiller samimiydi. Ben de uyardım. Sonraki süreçte Ağar hem başbakanı hem de eşini fazlasıyla etkiledi.
Başbakan, bazı şeylerin inisiyatifi dışında yapılmasına ses çıkarmadı."
Görevde bulunduğu yıllarda yardımcısı
Yavuz Ataç ile
Alaattin Çakıcı arasındaki ilişkiden rahatsız olduğunu belirten Eymür, Ataç'a bu ilişkiyi kesmesi noktasında talimat verdiğini ifade etti. Daha sonra Ataç'ın aralarındaki bu konuşmayı Çakıcı'ya aktardığının altını çizen Eymür, "Bana düşman olan Alaattin Çakıcı, haber göndererek, çocuğumun kafasını koparmakla tehdit etti." şeklinde konuştu. Eski MİT İstanbul Bölge Başkanı Osman Nuri Gündeş'in derin yapı ile bağlantılı olup olmadığı noktasında bir bilgisinin olmadığını kaydeden Mehmet Eymür, "Ama Nuri Gündeş, Abdullah Çatlı'yı tanır. Çatlı'yı yurtdışında birçok görevde kullanmıştır." açıklamasında bulundu.
TAŞANLAR VE MENZİR'İ AKLADI
Mehmet Eymür, eski
Bursa Valisi Orhan Taşanlar ile Necdet Menzir'in direkt olarak bu
faili meçhul cinayetlerle ilişkisi olduğunu düşünmediğini kaydetti. Ömer Lütfi
Topal cinayetinin de aslında kumarhaneleri ele geçirme operasyonu olduğuna dikkat çeken Eymür, konuyla ilgili olarak savcıya şu bilgileri verdi: "Ömer Lütfi Topal cinayeti gerçekleştikten sonra rakibi olan Sudi Özkan'a yönelik faaliyetler olacağına yönelik ihbarlar almıştık. Bunun üzerine Sudi Özkan'ın yanında çalışan ve benim MİT'te göreve başladığım ilk amirim olan Mustafa isimli şahsa, 'Sudi Özkan biraz çalışmaya ara versin. Türkiye'den de bir müddet uzaklaşsın.' dedim. Bunun üzerine durumu hemen kavradılar, Sudi Özkan hemen yurtdışına gitti. Yıllar sonra
emekli olup ABD'den döndükten sonra Sudi Özkan beni arayıp, 'Abi sana hayat borçluyum. Beraber çalışır mıyız?' dedi. Ben de teklifini kabul ettim. 2005 yılından geçen yıla kadar yanında çalıştım. Çalışırken kumarhanelerinin büyük para kazandığını gördüm. Bu da Ömer Lütfi Topal cinayetindeki şüphelerimi güçlendirdi."
AYKUT CENGİZ ENGİN'İ ŞAHİT GÖSTERDİ
Savcılık sorgusunda hakkındaki suçlamaları da reddeden Eymür,
Susurluk kazası sonrasında bu çeteyi deşifre etmek için bizzat kendisinin çalıştığını sözlerine ekledi. Eymür, "Ben bu anlamda hem görevimi iyi yaptım hem de demokrasiye iyi
hizmet ettim. Susurluk kazası sonrası yaşanan adlî
soruşturmada İstanbul DGM savcısı olan Aykut
Cengiz Engin'e yardımlarda bulundum. Bu husus kendisine de sorulabilir. Çünkü o zaman bana 'MİT bize hiç bilgi vermiyor.' demişti. Ben de bunun üzerine kendisine yardımcı olmaya çalıştım." dedi.