Deniz Kuvvetleri'ne Deniz Karakol ve
Sahil Güvenlik Uçağı alınması için başlatılan Meltem-1 ve Meltem-2 projeleri 500 milyon dolarlık fiyaskoyla sonuçlanınca Meltem-3 projesine kapı açıldı.
BUGÜN'ün gündeme getirdiği skandalda uğradığımız zararın tahminin çok üzerinde olduğu belirlendi. 540 milyon dolarlık 9 adet
CASA CN-235 uçağından 'Deniz Karakol Uçağı' yapılamayacağı anlaşılınca yeniden
ihaleye çıkıldı.
7 YILIMIZ BOŞA GEÇTi
İlk ihale sürecinden itibaren
Türkiye'ye 7 yıl zaman kaybettiren CASA ihalesinin ardından İtalyan Alenia firması ile yeni
anlaşma yapıldı. 10 adet ATR 72
keşif ve gözetleme uçağı için 220 milyon dolar verildi. Sözleşme 2005'te imzalandı.
50 MiLYON DAHA iSTEDiLER
Son 17 yıldır tek bir
keşif uçağı bulunmayan Türkiye böylece 19 adet uçağa sahip oldu. Ancak sorunlar bitmedi. İtalyan firması dost-düşman tanıma
sisteminin yeni
uçaklara takılması için fazladan 50 milyon dolar istedi.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve
Sahil Güvenlik Komutanlığı'na “Deniz Karakol Uçağı" ve "Sahil Güvenlik Uçağı" alınması için başlatılan Meltem-1 ve Meltem-2 projelerinin fiyaskoyla sonuçlanmasının ispatı Meltem-3 projesi oldu. Türkiye'yi yaklaşık 500 milyon dolar zarara soktuğu iddia edilen skandal projelerden bir sonucun çıkmayacağı anlaşılınca Meltem-3 projesi devreye sokuldu.
MELTEM'DE ‘VARAN 3'
İspanyollar'la 1999'da imzalanan
sözleşmeyle başlanan Meltem-1 projesi ve bu projede alınan uçakların modifiye edilmesi amacıyla Fransızlar'la 2002'de imzalanan Meltem-2 projesi devam ederken Savunma
Sanayi Müsteşarlığı yeniden ihaleye çıktı. Meltem-3 projesi adıyla açılan ihaleye İtalyan Alenia firması ile İspanyol CASA firması katıldı. CASA bu kez ihaleye CN 235'lerden daha güçlü olan CN 295 ile katıldı. Ancak ihale sonunda İtalyan Alenia firmasının ATR-72 uçakları seçildi. İtalyan Alenia firması Türk Hava Kuvvetleri'nin 1995'te açtığı başka bir
savunma ihalesine girmiş ancak ihaleyi CASA firmasına kaptırmıştı.
TESLİMAT 2011'DE
İtalyan firması Alenia ile 8
Şubat 2005 tarihinde sözleşme görüşmelerine başlandı. 20 Temmuz 2005'te imzalanan sözleşme 20
Nisan 2006'da yürürlüğe girdi.
Proje bedeli olarak 220 milyon dolar belirlenirken, ilk teslimatın da 2011 yılı içinde yapılması ön görüldü. Projede muhatap olarak, Savunma Sanayi Müsteşarlığı Proje Müdürü
Uzman Yakup Taşdelen ile
Türk Silahlı Kuvvetleri Proje Koordinatörü
Albay Hakan Karazeybek görevlendirildi. Meltem-3'ün başlangıç toplantısı Haziran 2006'da Ankara'da yapıldı. Projenin gözden geçirme toplantısı Temmuz'da, Sistem Gereksinimleri toplantısı ise
Kasım 2006'da gerçekleştirildi. Projeyi yakından takip eden
savunma sanayi uzmanları Meltem-3 projesinin akıbeti konusunda da çok umutlu bilgiler vermiyor. Alenia firmasının yetersiz kaldığını 'dostdüşman tanıma sistemi' olarak bilinen Link-16 entegrasyonu için ekstradan 50 milyon dolar
fiyat istediği belirtiliyor. Projenin başka bir firmaya verilmesini isteyen Deniz Kuvvetleri'nin baştan beri Alenia firmasına
soğuk baktığı ve projenin iptal edilmesini istediği öne sürülüyor.
PENCERELERİ BOYANACAK
Her iki uçağın da bitmiş halinde dışarıdan bakıldığında
yolcu uçağı gibi pencerelerinin bulunacak olması da ayrı bir
tartışma konusu. Çünkü orijinal dizayn değiştirilemiyor. Orijinal gövdesi yolcu uçağı olduğundan pencereler kalıyor. Bu sorunun nasıl aşılacağına ilişkin sorulara ise çalışanlar "pencerelerin boyanacağı' bilgisini veriyor. Askeri yetkililerin "Yabancılar gördüğünde nasıl anlatacağız bunun bir Deniz Karakol Uçağı olduğunu” diyerek tepki gösterdiği konuşuluyor.
O mühendis 12 yıl sonra konuştu
CASA uçaklarının Deniz Karakol Uçağı olarak kullanılmasına karşı
rapor hazırlayan Uçak Mühendisi Kemal Kaya, 12 yıl sonra Bugün'e konuştu. Kaya, “CASA uçakları, hafif nakliye uçağıdır, bu yönüyle
hizmet alınacaksa sorun yoktur. Ancak bunlara
elektronik donanım eklenmesi durumunda uçağın ağırlık
taşıma kapasitesi, gideceği menzil, havada kalma süresi gibi nedenlerle sağlıklı hizmet veremeyeceğini ve Deniz Kuvvetleri'nin ihtiyacını karşılayamayacağını rapor ettik" dedi.
ORTAYA ÇIKTI
Deniz Kuvvetleri heyetinin bu raporu göz ardı ederek “Bu uçaklar bizim konseptimize uygundur ve ihtiyacımızı karşılar, alalım” şeklinde yazılı olarak görüş beyan ettiğini belirten Kaya, şunları söyledi: "Uçaklar alındı. Ancak, uçaklar alındıktan sonra elektronik aksam monte edilemedi, sonradan
Genelkurmay bu projeyi dondurdu. Ağır bir
maliyet ödendikten sonra raporumuzun doğruluğu ortaya çıktı."BUGÜN