Hükümeti devirmek için kurulan ‘Kara
propaganda'
sitelerinde çalışan
Yüzbaşı Uslukılıç, her şeyi
itiraf etti: Sitelerin ana çatısını ‘2. Başkan'dan olur aldım' diyen
Albay Çiçek kurdu. Hıfzı
Çubuklu değişiklikler yaptı.
13.Ağır
Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği ‘internet
andıcı' iddianamesinde çok çarpıcı detaylar yer aldı. Yüzbaşı Murat Uslukılıç
savcılık ifadesinde andıçla ilgili şok itiraflarda bulundu. 17
Ağustos 2010'da savcıya her şeyi anlatan Uslukılıç, sitelerin kuruluş ve yönetimini şöyle anlattı:
MÜDÜRÜMÜZ ÇİÇEK'Tİ
“2003 yılı
Eylül atamaları ile Psikolojik
Harekat Daire Başkanlığı'na atandım. Orada OBİ Subayı olarak görevliydim ve 2004-2008 yılına kadar müdürümüz
Dursun Çiçek'ti... Tamamen
teknik işler yapıyorum, sitelerin içeriği ile ilgili müdahale yetkimiz yok. Teknik olarak siteleri kurup, kullanıcı bilgilerini server'a giriyoruz. Her kullanıcı, doğrudan erişim yaparak yayınlanacak haberleri kendi sitesine koyuyor. 2004'ten 2008'e kadar sitelerin içeriklerinin tamamı Dursun Çiçek'in
kontrolündeydi. İçeriklerini bizzat Çiçek kendisi kontrol edip belirliyordu. Ana site ‘irtica.org'tu. Bunun içeriğini
Ziya Göktaş belirliyor, haberleri de
sivil memur Meryem
Kurşun ekliyordu. Sitenin içeriğinde hoş olmayan yazı ve
mailler gördüm.”
Başbuğ'a Çiçek arz etti
2009'un
Şubat ayında Yozgat'ta izindeyken acele şubeye çağırdıklarını söyleyen Uslukılıç,
Taraf Gazetesi'nde sitelerle ilgili andıç haberi çıktıktan sonra yaşananları da şöyle aktardı: “Haber çıktıktan sonra siteleri komutanın emri ile kapatmamız söylendi ve ben de siteleri kapattım. Daha sonra mart ayının sonuna doğru Dursun Çiçek odamıza geldi. Çiçek, ‘2. Başkan'dan Olur aldım, yeni internet siteleri için bir andıç hazırlayalım” dedi.
Bunu Şube Müdürü
Cemal Albay'a ilettim. O da Dursun Çiçek'le görüşüp kendisine hazırlaması için emir verdiğini söyledi.
Andıç hazırlandıktan sonra önümüze geldi. Andıca internetle alakalı
kanun maddelerini yazdım. Her şube müdürü andıca kendisini ilgilendiren bölümlere belli şeyler yazdı. Ana çatısını Dursun Çiçek kurdu.
Adli Müşavir
Hıfzı Çubuklu andıç hazırlandıktan sonra değişiklikler yaptı. Sonra ikinci başkana sunuldu ve o da ‘Komutana arz' notu yazdı. Genel Kurmay Başkanı'na Dursun Çiçek arz etti.
Andıcı ben Dursun Çiçek'in talimatıyla yazdım. Daha sonra internet siteleri kurduk. 4 adet temel site vardı. Bir tanesi Koruyucu Haber diğerlerini hatırlamıyorum. Önceki sitelerin tamamı
Mart 2009'da kapandı.
Nisan 2009'da yürürlüğe giren 4 yeni de Haziran 2009'da kapandı.”
Server'ler 7 kez silindi
İrticayla Mücadele
Eylem Planı'nın Taraf'ta
12 Haziran 2009'da yayımlanmasının ardından karargahta yapılan
imha işlemleri de Yüzbaşı Murat Uslukılıç tarafından şöyle anlatıldı: “19 Haziran'da N.Albay gece 22.30 sıralarında beni aradı ve acilen Daire Başkanı'nın çağırdığını söyledi. Apar topar iş yerine gittiğimde, bizzat Mustafa
Bakıcı ile görüştüm. Şube müdürleri ve
sivil memurlara kadar izinli olanlar hariç herkes geldi. 20 Haziran Cumartesi olmasına rağmen
mesai başladı. Yukarıda evrak yaptık, öğleden sonra MEBS Başkanlığı'ndan internet bilgisayarlarını silmek için
personel geldi.
Bilgisayarları bir yere toplamamızı istediler. Bilgi Sistem Odası'nda bilgisayarları topladık.”
MEBS Başkanı'nın serverlar dahil bilgisayarların silme işlemini başlattığını anlatan Uslukılıç, “Ellerinde Harekat Başkanlığı imzalı
Mehmet Eröz Paşa'nın emrinin olduğunu söylediler.
İnternete giriş çıkış yapan bilgisayarların tamamının, internetle alakalı bütün serverların 7 sefer geri gelmeyecek şekilde silindiğini anlattılar. Biz sadece silme işlerine nezaret ettik. Diğer konuları MEBS Başkanlığı yaptı. İnternet sitelerinin arşivlerinin neden silindiğini bilmiyorum. 8 yıllık internet çalışmalarının tamamı silindi” dedi. 2006'dan sonra sivil memurlara
gazeteciler hakkında bilgi çıkarma görevi verildiğini ifade eden Uslukılıç şunları da anlattı:
“
Hürriyet,
Milliyet vb. gazete yazarlarının isimleri v
e mail isimlerinin listesini çıkardık. Okuyucu köşeleri dahil bu bilgiler istendi. İnternet sitelerinde kesinlikle hükümet üyeleri aleyhine yıpratıcı nitelikte yayın ve haber yapmadım böyle bir yetkim de yok. Ancak Genel
kurmay'a ait sitelerde benzer haberlerin çıktığını üzülerek gördüm.”
Eröz: Biz emri Başbuğ'dan aldık
Andıç iddianamesinin
sanıkları arasında yer alan Korgeneral Mehmet Eröz, sitelerin kurulmasıyla ilgili olarak dönemin
Genelkurmay Başkanı
Org.ral
İlker Başbuğ'u suçladı. Eröz, 15 Haziran 2011'de savcılığa verdiği ifadede, “İnternet Andıcı” olarak yer alan çalışmanın emrini
Genelkurmay Başkanı'ndan aldıklarını söyledi. Bu andıçla karar aldıkları 4 tane internet sitesini faaliyete geçirmediklerini belirten Eröz, 14 Nisan 2009'da internet andıcına onay alırken yaptıkları incelemede bu sitelerin hayali isimlere kayıtlı olduğunu fark ettiklerini anlattı. Eröz,
yasaya aykırı olduğunu görüp 5651 sayılı yasa gereğince kurmayı planladıkları 4 siteye şube müdürlerinin gerçek isimleri ile kaydolmasını öngördüklerini ileri sürdü.
TAHLİYE OLUNCA DELİLLERİ YOK ETTİ
İddianamede
tanık Cüneyt Alkan ifadesinde Dursun Çiçek'in ilk tutuklamada serbest kaldıktan sonra delilleri imha etmek için karargaha geldiğini belirtiyor. Alkan ifadesinde evrak kırpma ve imha işleminde bizzat görev almadığını, emir
astsubayı olan Yakup Astsubay'ın kendisine “Burada yaşadıklarını, Dursun Albay'ın
tahliye olduktan sonra buraya geldiğini, sabaha kadar çalışıldığını kimseye anlatma” dediğini belirtti.
Alkan'ın ifadesinin devamında ise şunlar yer alıyor “Dursun Albay'ın olay ortaya çıktıktan sonra sabaha kadar çalıştıklarını, ertesi gün saat 03.00'e kadar çalıştıklarını, her iki gece tüm şube müdürlerinin orada olduğunu, iki gün bu şekilde çalışıldığını, ilk gün 60-65 çuval evrakın araca yüklenip götürüldüğünü, evrak ayıklamasının yapılmadığını, bütün evrakların kırpıldığını, Yakup Astsubay ve Nuri
Yıldırım Albay'ın ‘gördüklerini hiç kimseye kesinlikle söyleme” dediğini' anlattı.
Albay: İmha emrini 2 paşa verdi
Tanık Kıdemli Albay Şükrü Kısadere, savcılık ifadesinde
İrticayla Mücadele Eylem Planı ile ilgili delillerin nasıl karartıldığını tek tek anlattı. İddianamenin sanıkları arasında da yer alan Daire Başkanı
Tuğgeneral Mustafa Bakıcı'ya ‘
belgelerin imhası için yazılı bir emir' gerektiğini söylediklerini aktardı. Bir süre sonra emrin imzalandığı ve işlemin yapılmasına başlanması konusunda haber verilmesi üzerine Bilgi Destek Dairesi'ne gittiklerini belirtti. Kısadere şöyle devam etti: “Listesi verilen 26 bilgisayar ile 5 adet
sunucu bilgisayarın güvenli sil işlemlerini başlattık. Sonra personeli ile birlikte oradan ayrıldık.”
Hıfzı Çubuklu: Keşke silinmeseydi
Andıç iddianamesinde sanık olarak yer alan Genelkurmay AdliMüşaviri
Tümgeneral Hıfzı Çubuklu'nun 15 Haziran 2011'de savcılığa verdiği ifadesinde çarpıcı itiraflarda bulunduğu ortaya çıktı. Suç içeren belgelerin imha edilmesi ile ilgili olarak Çubuklu'nun “Keşke imha edilmemiş olsaydı da gerçekten böyle bir şey yapılmış ise bu soruşturulabilseydi” demesi dikkat çekti.
Andıç belgesinin doğru olduğunu savunan Çubuklu, “Buradaki paraf bana aittir. Parafın yanındaki tarih 16 Şubat 2009'u gösteriyor. Bu belge
1 Nisan 2009'da da İkinci Başkan parafıyla Genelkurmay Başkanı'na arz olundu” diye konuştu.
İnternet andıcında yer alan ‘gri' ve ‘
siyah' propaganda ifadeleri ile ilgili olarak da “Eğer böyle bir şeyin andıç isimli belgede var olduğunu görseydim kesinlikle imzalamazdım” dediği dikkat çekti.