Yanan askerlerin ailesi suç duyurusunda bulundu
Ağrı'nın
Patnos ilçesi Güllüce köyünde oturan 3 aylık asker 1989/2 tertip Cüneyt İlgün, 4 Eylül'de babası Vahyettin İlgün tarafından
Diyarbakır Askeri Hastanesi'nden alınarak evine getirildi.
Vahyettin İlgün, olayı 15 gün sonra televizyon ve gazetelerden öğrendiğini belirterek, bunun için kafasında ciddi kuşkuların olduğunu söyledi.
Olaya sebebiyet veren uzman
çavuşun bir gün olsun hastanede oğlunu ziyaret etmediğini belirten İlgün, ''Oğlumu eve getirdiğimde de ne
Şanlıurfa'daki birliğinden ne de buradaki askeri yetkililerden kimse arayıp sormadı. Çocuğumuzu davullu zurnalı halaylarla askere gönderdik. Birliğinde başına bir olay geliyor, haberimiz olmuyor. Olayın üzerinden 15 gün geçince haberimiz oldu. Üstelik haberi de televizyonlardan öğrendik. Yoksa olayı saklamaya mı çalışıyorlar?
Genelkurmay Başkanlığı'na şikâyet dilekçesi gönderdik. Sorumluların derhal bulunup cezalandırılmasını istiyoruz.'' şeklinde konuştu.
Elleri, kolları ve sırtı yanan erlerden Adanalı Osman Boran'ın babası Halil ve annesi Kezban Boran da olayın kendilerine hastanedeki bir hizmetli tarafından telefonla bildirildiğini belirtti.
Halil Boran, "Oğlum ölümle mücadele veriyor, hiçbir askeri yetkili bizi arayıp da ne olup bittiğini bildirmiyor. Olayı saklamaya çalışıyorlar. Kaza süsü verilmek isteniyor.
Uzman çavuş çocuklarımızın
yangın kuyusunda ölmeleri için adeta emir vermiş. Bu cinayete teşebbüstür." diyerek Genelkurmay Başkanlığı'na ve
Milli Savunma Bakanlığı'na şikâyet mektubu gönderdi.
19 Ağustos'ta meydana gelen olayda Adanalı er Osman Boran ile Ağrılı er Cüneyt İlgün, kuru otları toplamakla görevlendirildiği sırada Uzman Çavuş C.A. iki ere, otları içinde ateş yanan kuyuya atmalarını emretmişti.
Erlerin 'kamyonun kuyuya en az 2-3 metre uzak kalması gerekiyor. Otları atmamız halinde
araç tutuşabilir' ikazı üzerine de 'Bize işimizi öğretiyorsunuz. Otları kuyuya atın, yemeğe gideceğiz' emrini verdiği öne sürülmüştü.
Erler otları kuyuya atınca alevler aracın brandasını tutuşturdu. Panikle kuyuya düşerek yanan erler, diri diri yanmaktan arkadaşları sayesinde kurtarılarak, Şanlıurfa Devlet Hastanesi'ne kaldırılmıştı. Ardından da Diyarbakır Askeri Hastanesine kaldırılan erler, burada
tedavi edildikten sonra 3 Eylül'de
taburcu edildi. Her iki ere 1'er ay hava değişimi verilmişti.
(CİHAN)