“Son birkaç gün içinde basında konuyla ilgili beyanlar çıktı, Bu
Selanik gezisi
Başbakan düzeyinde ilk ziyarettir. Oradaki şeref
defteri, temsil defteridir ve herkese açık olmamalıdır, belli sorumlulukları olan kişilerin yazı yazması gerekir, bu defterlerin konumunu, kimlerin yazabileceğini
kontrol etmek gerekir.
Türkiye aleyhtarı kişiler tasvip edilmeyen şeyleri o defterlere yazar. Oralarda yazılanlar yurtdışında
belge niteliği taşıyabilir. Siz basın mensupları içinde orada yazılanların tam metnini okuyan var mı bilmiyorum ama özellikle bu konuda bilgi kirliliği ve bilgi kirletilmesi olayıyla Türkiye karşı karşıyadır. Mektubun içeriği bilinmeden beyanat,
makale ve değerlendirme konusu yapılıyor. Mektubu okuduğum zaman bunun şeref defterinde yer almayacak kadar edep ölçülerini aşan illegal
örgüt bildirisi gibi olduğunu gördüm, metin daktiloyla yazılmış ve
Şeref defterine yapıştırılmıştı, bu tarz şeyler memleketin başına iş açar. İlla ki hükümet aleyhine diye üzerine hemen atlamayın, çünkü en başta bu
Atatürk’e hakarettir.
Bu metinlerde ise şöyle deniyor: “Ben bugün 5. defa buraya gelme mutluluğunu tattım. Şu an hükümet üyelerinin hepsi kafirdir, memleketi sattılar, Başbakan
Avrupa ve Amerika’nın uşağıdır, Tayyip uşak olduğu kadar memleketi de uşak yapmayı istiyor. Hepsi kafirlerdir,
AKP hilafeti geri getirmek istiyor, orduyu zayıflatmak istiyor, hükümet üyeleri vatan hainidir, tüyü bitmek yetimlerin hakkını yiyenlerdir, defolup gideceklerdir, tamamı hırsızdırlar”
Çiçek, yazıdan belli bölümleri bu şekilde okuduktan sonra Başbakan’ın tepkisinin haklı olduğunu anlatarak şöyle dedi:
“Bunlar mı şeref defterinde yer alan şerefli ifadeler? Şeref defterine yazılacak ifadelerin hatıraya uygun ve edep ölçülerinde yazılması gerekiyor. Bu resmen örgüt bildirisi gibidir, bunu orda bırakırsınız örgütler gider oralara bildirilerini yapıştırırlar, sonra size karşı bunu kullananlar çıkar”
İşte, tartışmalara yol açan mektubun tam metni:
"ATAM
17 EKİM 2005-Selanik
19
Mayıs 1881 Pazar günü Selanik'de o zaman ki ismi ile Koca
Kasım Paşa İslahane Caddesi üzerindeki (EVE) Tanrının bir hediyesi olan
mübarek vücudun dünya ya bir
Güneş gibi arzı endam ettiğinde yer yüzü Nurlara gark oldu, yeniden hayat buldu, insanlar ısınıp kendilerine geldiler. Bende bugün 5. defa buraya huzurunuza gelme mutluluğunu tattım.
Aynı Güneş 38 yıl sonra yine bir
19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Samsun'da doğup ışıklarını bütün Türkiye'ye yaydı... Atam o mübarek varlık Tanrı tarafından gönderilmiş olan sendin. 4 yıl gibi kısa bir zaman da 7 düvel düşmanları mağlup ederek muasır medeniyetler seviyesine çıkardığın Türkiye'yi ve Türk Milletinin dini duygularını yıllarca sömüre sömüre bir A-K-P si çöreklendi. İslamiyet'i bir kalkan gibi kullanan bu insanlar hakikatte kafir olduklarını Hz.
Muhammed (S.A.) sakalı şerifini yerinden kaldırıp Atatürk Hava limanına getirip Dubaili Arap'ın gözüne girmek için sattıkları İstanbul'un en güzel yerlerinden vazgeçmesin diye Muhammed'i bile
oyuncak yaptılar. Bunların din anlayışı bu hepsi kafir. Zamanınızda Osmanlıya ait olan dış borçları ödediniz, R.Tayyip hükümeti nesiller boyunca altından kalkamayacak şekilde borç altına girmekle kalmadı, birde mağlup ettiğiniz devlet ve hükümet başkanları ayağınıza gelip saygılarını bildirirken Başbakan R.
Tayyip Erdoğan Avrupa ve Amerika'nın
Uşaklığını yapıyor.
Türkiye'nin maliyesi İMF ve Dünya Bankası'nın elinde. Dış
siyaseti Amerika'nın ve İç siyaset de Belçika'dan idare edilmeye kadar düştü. Tayip kendisi uşak olduğundan Türk Milletini de uşak yapmak istiyor, ama muvaffak olamayacak. Uşaklığını yaptığı Amerika'da ev de satın aldı. Her yaptığı gayri meşru iş gibi güya oğlu almış.
22 dönem 59. R. Tayyip Erdoğan hükümeti başta kendisi olmak üzere bakanlar A-K-P milletvekilleri hayatları boyunca Atatürk ilke ve devrimlerini ve
Cumhuriyet idaresini ortadan kaldırıp Hilafet devleti kurma çabalarındalar ayrıca en çok korktukları Türk Ordusunu zayıflatıp iş göremez hale getirmek maksatları ile emellerine ulaşmaktır. Ruhlarında Uşaklık ve Kölelik taşıyan bu gürüh emellerine muvaffak olamayacakları gibi aslında hükümet üyeleri hırsız, sahtekar, kafir, görevi kötüye kullanan, uzak doğuda
otel köşelerinde Avrupa'da kimsenin haberi olmadan memleketi satıp doymayan aç gözleri hırsla yalnızca küplerini doldurup memleketi satan
Vatan Hainleri olduğundan maksatları kursaklarında kalıp tüyü bitmedik yetimlerin haklarını yiye yiye sürünüp bir gün def olup gidecekleri yakındır.
Şehadetine her zaman olduğu gibi Türk Milletinin zekidir, çalışkandır, buyurduğunuz insanlarından esirgeme Atam. M. Fethi Dördüncü"