Ankara Başsavcılığı’nın
Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Paksüt’ü yetkisiz dinledikleri iddiasıyla
Ergenekon soruşturmasını yürüten
İstanbul Organize’ye
nöbetçi mahkemenin izniyle
baskın yaptırdığı ortaya çıktı. Ergenekon ile ilgili çok gizli bilgiler kopyalanırken, İstanbul 1. Ağır
Ceza’nın iptal kararıyla işlem durduruldu.
TERÖR örgütü
Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul
Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’ne 2 savcı ve ikisi
profesör ünvanlı 3 bilirkişi tarafından
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Ali
Osman Paksüt’ün izinsiz dinlenildiği iddiasıyla ‘baskın’ yapıldığı ortaya çıktı. ‘İstanbul Organize Şube’ye gelen 5 kişinin Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan görüntü ve ses
kayıtlarına ilişkin mahkeme kararlarını sorduğu öğrenildi. Her kasetin yasal izin belgesinin beyan edilmesi üzerine de heyetin bu kez de Ergenekon soruşturmasını içeren çok gizli belgelere el koymaya çalıştığı ifade edildi. Bunun üzerine özel yetkili Ergenekon savcılarının olaya müdehale ettiği kaydedildi.
GİZLİ BİLGİLER KOPYALANDI
CEZA Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (CMUK) 250’
inci maddesine göre, süren bir soruşturmaya başka bir savcının müdahale edemeyeceğini belirten Ergenekon savcıları, İstanbul 1.
Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak Emniyet’e yapılan ‘Paksüt Operasyonu’nun durdurulmasını sağladı. 2 savcı ve 3 bilirkişinin
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nde ‘Konu ayrımı yapmaksızın tüm bilgisayar bilgileri, görüntü ve belgelere yönelik kopyalama ve el koyma işlemi’ son anda önlenirken, bu belgelerde bundan sonraki operasyonları deşifre edecek önemli bilgilerin yer aldığı öğrenildi.
Skandal olay şöyle gelişti: Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı’na 22 Temmuz’da gönderilen ‘Gizli’ ibareli yazıda, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Ali Osman Paksüt ve eşinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadale Şube Müdürülüğü’ne bağlı
ekiplerce izinsiz dinlendiği ihbarı alındığı, bu ihbar doğrultusunda ‘Gerekirse
emniyetteki tüm bilgisayar ve kayda’ el konulması talep edildi. Ancak ilgili mahkemelerden izin alınamadı. Bunun üzerine talepten 20 gün sonra, Fatih Adliyesi’ndeki nöbetçi mahkemenin ‘Müteferrik kararıyla’ izin alındı. Arama izninin 11-15
Ağustos arasında verilmesi istenirken,
mahkeme kararının 8 Ağustos’ta nöbetçi bir mahkemeden alınması dikkat çekti. Fatih Adliyesi Nöbetçi Mahkemesi’nden alınan kararda, Ankara Başsavcılığı’nın talebi doğrultusunda, ‘İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nde yapılacak
aramalarda elde edilen ve suç unsuru olabilecek tüm
eşya ve kayıtlara CMK’un 127’inci maddesine göre el konulması’ izni verildi.
DİNLEME ARACI BULUNAMADI
İZNİN alınmasından sonraı, 11 Ağustos 2008’de, Fatih Cumhuriyet
Savcıları Sadık Gülyaz ve Basri Taş ile birlikte bilirkişi Prof. Dr. Nizamettin Erduran, Prof. Dr. Aydın Akan ve Yrd. Doç. Dr. Mehtap
Yalçınkaya ile birlikte bir fotoğrafçı ve bir katip, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nün bulunduğu C Blok’un garajında inceleme yaptı. Burada bulunan ve
yasadışı dinleme yapıldığı iddia edilen dört aracı inceledi. ‘Observation’ adı verilen ve uzaktan dinleme yapabilen
Ford Tourneo Connect,
Volkswagen Caddy,
Hyundai Starex ve Hyundai H100
marka araçların görüntülerini alan ekip, bilirkişilerin ‘Bu araçlarla uzaktan görüntü alınması mümkün, ancak uzaktan ses kaydedilmesinine yarayan herhangi bir donanım bulunmamaktadır’ bilgisi vermesi üzerine araçların kayıt bölümündeki kasetleri incelemek istedi.
HARD DİSKLER TARANDI
ARAÇLARDA kaydedilen görüntülerin tespiti için görüntü kayıt cihazlarının hard
disklerindeki verilerin Teknik Büro Amirliği’nde bulunan ‘Ever
Focus 3.5 Harici kızaklı hard disk kutusu ile kopyalanması’ gerektiğinin belirtilmesi üzerine, soruşturma ekibi garaj bölümünden Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne geçti. Burada hard disklerin içeriği incelenmeksizin kopyalanması işlemine başlandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturduğu konu dışında, Ergenekon soruşturmasının da yer aldığı çok sayıda gizli soruşturmaya ilişkin dökümünların da kopyalanmaya başlandığı görüldü.
BAŞSAVCILIK’TAN İTİRAZ
BUNUN üzerine
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilileri, ‘Bu hard disklerdeki görüntülerin, halen devam etmekte olan ve gizillik kararı alınmış bir çok soruşturmaya ilişkin olduğu ve bu şekilde veri kopyalanmasının çalışmaların deşifre olması sonucunu doğuracağı’nı belirterek, Fatih 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği izne İstanbul 1.
Ağır Ceza Mahkemesi’nde
itiraz etti. Bu durum baskın yapan heyete bildirilerek kopyalama işleminin mahkemeden bir karar çıkana kadar durdurulması istendi. Bunun üzerine kopyalama işlemi durdu.
ÜST MAHKEME DURDURDU
İSTANBUL 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Ağustos tarihli kararıyla Fatih 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şubesi’ne baskın yapılması ve gerekirse
şüpheli dökümanlara el koyma kararını kaldırdı. Kaldırma kararının gerekçesinde şöyle denmesi dikkati çekti: ‘Mahkeme kararıyla alınmış
teknik takip çalışmalarının deşifre olması ve bunun sonucunda da soruşturmanın sonuçsuz kalması kuvvetle muhtemel olduğundan, haklarında mahkeme kararı bulunan Teknik Takip çalışmalarının istisna tutulup, haklarında mahkeme kararı bulunmayan her türlü
delil, bilgi ve belgele el konulmasına karar verilmiştir.’
Bu kararın artından, Fatih Adliyesi’nden gelen soruşturma ekibi,
gizlilik kararının ihlal edilmemesi için bilirkişilerin bu aşamadan sonra yapılacak işlemlerde hazır bulunmamasına karar verdi.
NE SES NE GÖRÜNTÜ VAR
BİLİRKİŞİLERİN dışarı çıkarılmasının ardından, tüm belgelerin kopyalanması yerine Teknik Büro Amirliği eşliğinde, o ana kadar kopyalanan veriler Paksüt soruştüurmasıyla ilgili olup olmadıkları incelendi. İncelemede, ‘Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talep ettiği soruşturmaya konu olan bir görüntü ve ses kaydı bulunmadığı’ belirlendi. Bunun üzerine kopyalanan tüm kayıtların
İstanbul Emniyeti’ne bırakılmasına, sadece araçlarının fotoğrafçı tarafından çekilen görüntülerinin Ankara’ya gönderilmesine karar verildi.
STAR