ABD'nin yeni başkanı olarak seçilen ve halka "değişim"
vaat eden
Barack Obama'nın,
seçim kampanyası sırasında gerek kendi
ülkesinde, gerekse uluslararası çapta önemli olan vaatleri, 5 ana başlıkta toplanıyor.
Reuters'ın analizine göre Obama'nın vaatleri ve seçilmesinin olası sonuçları şunlar olabilecek:
1. Obama, Irak'taki askerleri belirli bir düzen içerisinde çekmeyi, bu ülkedeki ABD askerlerini, her ay 1
tugay olmak üzere tamamen çekmeyi ve Afganistan'a daha fazla asker kaydırmayı vaat etmişti. Demokratlara oy veren
seçmen, bu vaadini yerine getirmesi için Obama'ya
baskı yapabilecek. Ancak Obama, son gelişmeleri, özellikle ABD'nin Irak'taki varlığının son aylarda sağladığı kazanımları dikkate alarak, bu vaadini yerine getirme konusunda yavaş davranabilir.
2. Obama, 20 Ocak 2009'da görevini devralacak. ABD ekonomisinde halkın
tüketim harcamalarının arttırılarak
ekonomik durgunluğa karşı mücadele edilmesini amaçlayan "ikinci
teşvik paketi" bu tarihe kadar Başkan George
Bush yönetimi ve
Kongre tarafından yasalaştırılmazsa, Obama ve Kongre'deki demokratlar paketi geçirebilir.
3. Obama,
kredi krizi içerisinde bulunan ve bu yüzden Wall Street'te hisse senetlerinin zayıflamasına, halkın emeklilik fonlarının değer kaybetmesine yol açan
finans sektöründe yeni düzenlemeler için muhtemelen bir dizi adım atacak.
4. Obama, yıllık geliri 200 bin doların altında olan
Amerikan vatandaşlarına
vergi indirimi vaat etmişti. Bu kesim, toplam vergi mükelleflerinin yüzde 95'ini oluşturuyor. Obama, yıllık geliri 250 bin doların üzerinde olanların vergilerini ise arttıracağını söylüyordu. Ancak Obama ve Kongre'deki Demokratlar bu vaatlerinden kısmen geri adım atabilir. Vaatlerde belirtilenden daha
küçük bir kesimin vergilerinde indirim, vaatlerde belirtilenin daha fazla bir kesimin vergilerinde ise arttırıma gidebilir.
5. Obama başkan seçilirse, ABD karşıtlığı ile tanınan devletlerin liderleriyle önkoşulsuz olarak görüşmeyi arzuladığını belirtmişti. Bu ülkelere örnek olarak
İran,
Küba ve
Venezuela sayılabilir. Ancak Obama'nın bu ülke liderleriyle görüşmesi, ABD'nin bu ülkelerle diplomatik trafiği yoğunlaştırdığı oranda anlamlı olabilecek.
ZAMAN