Her geçen saat gelen acı haberler yürekleri kor gibi yakarken, objektiflere takılan özellikle iki kare kalplerimizi bir kez daha yangın yerine çevirdi.
Görenleri göz yaşlarına boğan, altına sayfalarca metin de yazılsa, fotoğrafın bıraktığı o hissi anlatmaya yetmeyen, buram buram acı kokan iki fotoğraf...
Bir insan neden giderdi, her sabah ailesiyle helalleşerek, geri dönme ihtimalinin olmayacabileceğini bile bile, yerin metrelerce altına, ölüm korkusu içinde...?
İşte bu sorunun cevabını veriyordu o iki kare... Birinde delik çorap, diğerinde 5-10 liralık bir saat...
Delinmiş çorap ayakkabının içinde saklanabilirdi, varsın değersiz olsundu saati.. Çocuklarının, ailesinin karnı doysun yeterdi...
Bu düşünceyle girdikleri maden ocağından, bu kez cansız bedenleri geldi... İki ayrı bedenin beynimize kazıdığı o iki detay acıyı katbekat daha da katmerledi.