Emniyet
İstihbarat eski Daire Başkanı
Bülent Orakoğlu,
Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan DTP'nin
Eşbaşkanı Aysel Tuğluk'un
teröristbaşı Abdullah
Öcalan ile yaptığı görüşme sonrası yaptığı 'Devlet ile görüşüyoruz' açıklamasının bu işi sabote etmeye yönelik olduğunu söyledi.
Kanı durdurmak için bu tür müzakerelerin normal olduğuna dikkat çeken Orakoğlu, bunun açıklanmaması gerektiğini belirterek, "Bu ülkede sayısız şehitler verilmiş, hala bunun acıları sürüyor. Sanki bunları bir tarafa bırakarak devletin bunlarla görüştüğünü söylemek, bana göre bu süreci baltalamakla eşdeğer. Siz böyle dediğiniz zaman, bu olayı çözmeye çalışan, akan kanın durması adına çözmeye çalışan alanı daraltıyorsunuz. Siyasetin manevra alanını daraltıyorsunuz." dedi.
Cihan muhabirine konuşan Orakoğlu, büyük ve güçlü devletlerin asla terörizm ile pazarlık yapmayacaklarını ifade etti. Terörün bitirilmesi konusunda çok ciddi yanlışlar da yapıldığını dile getiren Orakoğlu, Barış ve Demokrasi Partisi'ni (BDP), Öcalan'ı, KCK'yı tamamen yetkili saymanın bir hata olacağını kaydetti.
Kürt sorununun tamamen
Türkiye'nin bir sorunu olmadığını, Orta Doğu'nun bir sorunu olduğuna dikkat çeken Orakoğlu, Türkiye'nin yalnız başına atacağı adımların yeterli olmayacağını vurguladı. Sorunun
Irak,
İran ve
Suriye ayakları bulunduğunu ifade eden Orakoğlu, muhatap olunan kişilerin bu işin çözümünde yetkili olup olmadıklarına bakılması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye'nin, Kürt sorununu çözmesi halinde küresel bir güç haline geleceğine dikkat çeken Orakoğlu, bu sorunun çözülmesi, akan kanın durması gerektiğini vurguladı.
"MİLLİ BİR DERİN DEVLET YAPILANMASI YOK"
Türkiye'de "Milli bir
derin devlet yapılanması var mı, yok mu?" bunun sıkıntısının çekildiğini dile getiren Orakoğlu, şöyle devam etti: "Ne kadar bizim bu derin devlet yapılanmasının içerisine
yabancı ülkeler sızmış sızmamış? Bunun tahlilini yapamıyoruz. Çünkü bizdeki derin devlet yapılarına baktığınız zaman, çeteleşmiş bir yapının devletin kurumları içerisine sızdığını görüyoruz. Mesela bunlardan bir tanesi
Ergenekon. Bu Ergenekon'un nihai amaçlarına baktığınız zaman bir Türk-Kürt çatışmasının alt yapısını hazırlamaya çalışıyor.
PKK da aynı şeyi hazırlamaya çalışıyor. O zaman şu ortaya çıkıyor; biz bugün BDP ile
Abdullah Öcalan ile Türkiye ayağında bu işleri müzakere ederken karşımızdakiler derin devletin ne kadar kontrolünde veya değil? Buna bakıp bu soruyu bulmamız lazım. Eğer biz bu soruyu bulamazsak Türkiye'de milli bir derin devlet yapılanmasının oluşmadığını da düşünürsek, bu sürecin çok ciddi provokasyonlara tabi olacağını görebiliriz. Bana göre milli bir derin devlet yapılanması yok. Devlet ile görüştüğünü Aysel Tuğluk niye söylüyor? Bu işi çözmek istiyorsan, bu işi bitirmek istiyorsan niye böyle bir ihtiyacı hissediyorsun? Bunun çözülmesi lazım."
"TÜRKİYE ÖCALAN'I YANLIŞ MADDEDEN YARGILADI"
Kürt sorununun çözülmesi isteniyorsa geçmişte yapılan provokasyon olaylarının aydınlatılması gerektiğini vurgulayan Orakoğlu, demokratik açılımın çeşitli provokasyonlar ile sekteye uğratılabileceğini ifade etti.
Teröristbaşı Abdullah Öcalan ile örgütün diğer liderleri uyuşturucu kaçakçılığından yargılanabilseydi, şu an PKK terör örgütünden bahsetmenin mümkün olmayacağını dile getiren Orakoğlu, çünkü uluslararasında örgütün desteğini kaybedeceğini söyledi. Türkiye'nin Öcalan'ı yanlış maddeden yargıladığını ifade eden Orakoğlu, bu sebeple şu an PKK'nın Kürt sorunuyla özdeşleştiğini ifade etti.
PKK'nın Kürt sorununu çözmek için değil Türkiye'de bir
iç savaş çıkarmak için kurulduğunun altını çizen Orakoğlu, eski Faili Meçhul Cinayetleri
Araştırma Komisyonu Başkanı Sadık Avundukluoğlu'nun da "Öcalan'ın yanlış maddeden yargılandığı ve uyuşturucu kaçakçılığından yargılanması" gerektiğini söylediği için tehdit edildiğini ve konuşmadığını belirtti. Orakoğlu, Avundukluoğlu'nun, TSK veya Milli
Güvenlik Kurulu içinden tehdit edildiğini duyduğunu vurguladı. Türk milletinin de bu sorunun çözümünü kabul eder bir durumda olması gerektiğini ifade eden Orakoğlu, bunun da alt yapısının hazırlanması gerektiğini söyledi.