Sabah yazarı
Mehmet Barlas, Akşam gazetesine verdiği röportajda Oda TV faaliyetlerinin gazetecilik ile bağdaşmayan kirli ilişkilerle ilgili bir olay olduğunu söyledi. İşte o röpartaj:
-
İklim Bayraktar'ın
taciz iddialarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Hükümetin haklı olduğu bir şey çıkıyor ortaya. Oda TV'deki tutuklamalar gazetecilikle ilgili bir şey değil demek ki. Oda TV'nin bir mensubunun gazeteci sıfatını kullanarak, Deniz
Baykal tarafından tacize uğradığını söylemesi, sonra Kemal Kılıçdaroğlu'na gidip AK Parti'yle ilgili elinde dosyalar olduğunu belirtmesi, gazetecilikle bağdaştırılamaz. Görülüyor ki Oda TV olayı kirli ilişkilerle ilgili bir olay.
-
Nedim Şener ve
Ahmet Şık?
Nedim Şener için aynı şeyi söyleyemeyiz ama Ahmet Şık olayı ilginç geliyor bana. Çünkü
Nokta Dergisi'ndeki günlükleri Alper Görmüş yazdı ve o yayımladı. Ama şimdi Şık'ın adı veriliyor. Bu kafa karıştırıcı bir durum değil mi? Ahmet Şık'ın bu olaya kadar adını biliyor muydunuz? Darbe günlükleri konusunda adı hiç geçmiş miydi? Niye Görmüş unutturulup, Şık devreye sokuldu bunu anlayamadım.
-
Ergenekon soruşturmasının sürmesi ama kamu vicdanının da rahatsız edilmemesi için neler yapılabilir?
Türkiye'de dört kez
darbe oldu ama kimse yargılanmadı. Bir tek 1961'de
Talat Aydemir darbe girişiminden yargılanmıştı. Darbeye alışığız ama darbenin yargılanmasına pek alışık değiliz. Galiba savcılar da alışık değil ki kaç yıl süreceği belli olmayan
Tolstoy romanlarından daha uzun, karmaşık davaları açtılar. Hukuki gidişattan hiç mutlu değilim. Mutlu olduğum tek şey; bundan sonra birileri darbe yapmayı düşünürlerse korkacaklar. Çünkü rezil olma, yargı önüne çıkmak ihtimali var. Keşke her şey rayına otursa ve yargılama süreci bir an evvel sonlansa.
- Kılıçdaroğlu, tutuklamaları '
muhalif seslerin susturulması' olarak nitelendiriyor...
Akşam gazetesinde de, Hürriyet'te de, bütün gazetelerde muhalif yazarlar var. 'Herhangi birinin tutuklandığını duydunuz mu?' diye Kılıçdaroğlu'na sormak lazım.