Hergün havuzdan servis edilen içi boş haberleri hizmet hareketine vurmak için manşetten veren, medyadaki çalışanlarına doğru dürüst maaş vermediği halde iktidarın yerleştirdiği programcılara ve köşe yazarlarına bol bahşişli maaşlar akıtan İhlas grubu, inanan insanlara olan borcunu ise ödememek için neler neler yapmış...
2001 yılında BDDK tarafından faaliyetlerine son verilen İhlas Finans, karardan bir gün sonra mudilerine ''alacaklarınızı son kuruşuna kadar ödeyeceğiz'' açıklaması yapmıştı. Açıklamada "Meydana gelen panik havası ve bazı mudilerin icra takiplerine başlaması nedeniyle BDDK, kurumun faaliyetlerini durdurmuştur. Mudilerimizin alacaklarını son kuruşuna kadar ödeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Ama ödemedi...
İhlas ismine güvenerek paralarını batık finansa yatıranlar tedirgindi. Zira şirket her şeyin yolunda gittiği yönünde sözler sarf ederken gerçekler pek de şirketin söylediği gibi değildi. Batık finans açıklamanın devamında "İhlas Finans Kurumu'nun mevcutları borçlarını fazlasıyla karşılayacak seviyededir. Dolayısıyla mudilerimizin ve diğer müşterilerimizin bu konuda endişe etmelerine mahal yoktur." sözlerine yer verildi. Hatta merhum Enver Ören bizzat kendisi açıklama yaptı.
BORÇLAR DOLARA ÇEVRİLEREK ERİTİLDİ
Günler, haftalar, aylar geçer... Ülkede devalüasyon olurken TL karşısında dolar bir gecede 2 kat artar. Ekonomik görünüm iyice bozulmuştur. Ödeme konusunda hiçbir şey yapılmadığını gören onbinlerce mağdursa kârlarından hatta paralarından umudunu kesmiştir ki bu sırada tasfiye kurulundan bir açıklama gelir.. İhlas Holding yönetimince belirlenen Tasfiye Kurulu, bir açıklama yaparak 3 Ağustos 2001 tarihinden itibaren bütün borçların dolara çevirileceğini açıklar.
Bir İhlas kurnazlığı daha devrededir...
Devalüasyonun getirdiği avantajdan faydalanılmak istenmektedir. TL olarak alınan paraların dolar karşılığı borç kabul edilecek, eriyen miktarsa mudiye 'soğuk su' olarak dönecektir. Doğal olarak katılım hesapları, yani vatandaşın parası dolara çevrildiği için otomatik olarak yarı yarıya azalır. Anlayacağınız İhlas Finans mağduru yine mağdurdur...
ÖREN: EN BÜYÜK KRİZ BİLE OLSA BİZE BİR ŞEY OLMAZ
Yıllarca biriktirdikleri paralarını batık finansa teslim edenler hayatlarının en büyük pişmanlığını yaşıyor, gazetelerde ise sürekli olarak şirket yöneticilerinin boş vaadler içeren sözleri yer alıyordu. İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Enver Ören yaptığı bir açıklamada "En büyük kriz olsa bile bize bir şey olmaz. Ben ölebilirim ama arkamda binlerce Enver Ören var. Onlar beni ahirette borçlu çıkarmazlar. Onun için endişe duymuyorum, sıkılmıyorum." ifadelerini kullanmıştı.
Ama görünen o ki mirasçılar babalarını borçlu çıkarmakta sakınca görmüyor, kabir azabına layık görüyorlar.
Ören başka bir açıklamasında ise "Ceketimi satarım borcumu öderim" sözleriyle mağdurların alacaklarının ödeneceği sözünü vermişti. Ancak pek öyle olmadı. Şirket, vatandaşın alacağını ödemek yerine kriz döneminde sattığı ve TMSF'nin el koyduğu medya kuruluşlarından bir kısmını 2004 yılında geri aldı. Yayınlarıyla tam gaz iktidar yandaşlığı yapar hale geldi.
2001 yılı Ekovitrin Dergisi'nde yayınlanan habere göre ise şirket krizden önce televizyonun logo ve stüdyolarına trilyonlar harcadı. O dönem ünlü sanatçılara ödenen fahiş fiyatlar ve yapılan israflar dilden dile dolaşıyordu. Neticede aradan 14 yıl geçti. Sonuç olarak ne merhum Enver Ören on binlerce mağdur için ceketini sattı, ne de arkamda binlerce Enver Ören var dediği kişiler mağdurların parasını ödedi. Aksine hükümet yandaşlığı yapılarak hem yeni ihaleler alındı, hem de medya kuruluşlarına yeni harcamalar yapılarak şaşaalı partiler(!) düzenlendi.
SAMANYOLUHABER.COM