Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Hrant Dink'i öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan
Ogün Samast ile ilişkisi olduğu iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan
Muharrem K. (17), Samast'la internette tanıştığını belirterek, “Muhabbeti seven bir çocuktu.
Hani gırgır, şamata bir çocuktu. Yüz yüze görüşmedim” dedi. Muharrem K., "Samats, 'Dayımın yanındayım, bir kişiyi vuracağım' dedi. Sallıyor, atıyor diye hiç sormadım” diye konuştu.
Hrant
Dink cinayeti soruşturması kapsamında İstanbul'da 4 gün gözaltında kaldıktan sonra Bursa'ya dönen Muharrem K, Ogün Samast ile olan ilişkisini anlattı.
Ogün Samast ile bugüne kadar hiç yüz yüze görüşmediğini ifade eden Muharrem K, şöyle konuştu:
“Ogün'le internette tanışmıştım. Olaylardan bahsetmezdi bana. Yaşım 17. Ben
internet kafe işletiyordum, yaklaşık 1 ay kadar işlettim.
Sohbet kanalları oluyor orada, bana adminlik (
internet sitesi sorumlusu) verdiler. Ogün de bizim sohbet kanallarına takılırdı. Genellikle zaten orada takılan kişilerin adresleri bende olurdu. Çünkü görevli bendim. Ondan dolayı öyle tanıştık. Muhabbeti seven bir çocuktu. Hani gırgır, şamata,
geyik muhabbetleri olurdu. Yüz yüze görüşmedim.”
"SALLIYOR, ATIYOR DİYE DÜŞÜNDÜM. HİÇ SORMADIM"
Muharrem K, “Ogün Samast'ın konuşmalarında herhangi birşey hissettin mi” yönündeki soru üzerine, şunları söyledi:
“Şimdi nasıl diyeyim, gençler arasında olur böyle gözdağı vermek, kendini böyle yüksek göstermek. Ben hep öyle düşünmüşüm onu. Anlatmazdı öyle vurdum, kestim,
astım şeylerine girmezdi fazla. Hal ve hareketlerini öyle anladım yani. MSN'de 10-15 dakika durdu.
'Dayımın yanındayım, bir kişiyi vuracağım' dedi. Diyorum ya gençler arasında gözdağı vermek, ben hep öyle düşündüm zaten. Sallıyor, atıyor diye hiç sormadım.”
Kendisinin de Trabzonlu olduğunu, Ogün Samast ile Trabzonlu olmasından dolayı sohbet ettiğini dile getiren Muharrem K, “Gözaltına alınan diğer kişileri tanıyıp tanımadığı” yönündeki soruyu, “Başka bir şey yoktu. Gözaltına alınan diğer kişileri bilmiyorum. sessiz bir çocuktu. Diğer arkadaşlarından hiç bahsetmezdi” yanıtını verdi. “Onun notunu ben daha önce vermiştim” diyen Muharrem K, şöyle devam etti:
“Ya şimdi kız arkadaşı olayı varmış herhalde. Ben zaten o an onun notunu verdim. Kız arkadaşını vurmuş. Samsun'a dayısı mı amcası mı ne ona kaçmış. Ertesi gün yine karşılaştık MSN'de. Ben de sordum. 'İşte para verdik, şikayetlerini geri aldılar çok mutluyum' dedi. Dedim kıza ne oldu? Dedi ki 'işte 1 mermi isabet etmiş'. İşte ben o zaman onun notunu verdim, 'üçkağıtçı, sallıyor' dedim.”
Muharrem K, Samast ile Dink'i vuracağı gün MSN'de yine karşılaştıklarını dile getirerek, “MSN'de anlattı, 'Bir kişiyi vuracağım, İstanbul'dayım. Dayımın yanındayım'. Kız olayı gibi yine salladığını düşündüm. Hiç ciddiye almadım” diye konuştu.
“ÜZERİNDE BEYAZ BERE, KOT CEKET VARDI”
Olayın ardından Ogün Samast'ı kutladığına dair basında yer alan iddiaları yanıtlayan Muharrem K, “Kutlama mesajı diye bir şey yok. Vuracağı gün ben onunla MSN'de karşılaştığımda üzerinde beyaz bere, kot
ceket vardı. Görüntülü konuşuyorduk. Televizyonda görünce, işte beyaz bere kot ceket, 'ha' dedim, 'Ogün olamaz' dedim. Mail gönderdim buna, “Sen misin, beni ara' diye” dedi.
“AİLEM DE SIKINTI YAŞADI”
Muharrem K, İstanbul'da gözaltında kaldığını, bu nedenle arkadaşlarının kendisine farklı gözle baktıklarını anlatarak, şunları söyledi:
“Bu durum benim canımı sıkıyor. Ne bileyim, insan boş yere gözaltına alınıp, hayatı kayıyor birazcık. Televizyonlarda da çıkınca biraz etkiledi tabii. Ailem de sıkıntı yaşadı. Annem-babam üzüldü. Hepsi yıkıldı. Babam ardımdan İstanbul'a geldi. Harap oldular yani. Okulu bıraktım. Gireceğim bir işe, çalışacağım haliyle. Evden işe, işten eve. Başka işim olmaz.”
Muharrem K'nin teyzesinin oğlu Seyit C. de bu olaydan dolayı yeğeninin psikolojisinin bozulduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Etrafımızdaki insanlar, olaya çok farklı bakıyorlar. Bir internet görüşmesinin bu sonuca geleceğini hiç tahmin etmezdik. Türkiye'de 2 milyonun üzerinde insan internet kullanıyor. Kimse kimsenin sabıka kaydını istemiyor. Bunların olacağını düşünemezsiniz. Emniyet görevini yaptı, ama 17 yaşında olan bir çocuğun araştırılmadan bu şekilde deşifre edilmesi bizleri çok üzdü. Biraz bekleyip, sonuca göre hareket edilmeliydi.”