Gezi Parkı olaylarına katılan eylemci sayısının havanın güzel olması sebebiyle arttığını belirten Bayülgen, "Gençlerin gidecekleri yeteri kadar spor salonu, eğlenceli filmler ve sosyal etkinlik yoktu. İnsanlar sokakta heyecanı ve eğlenceyi keşfetti. Aynı şey soğuk havada olmazdı." dedi.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Medya Merkezi’nde Online Medya Derneği tarafından düzenlenen Sosyal Medya konulu panele katılan Okan Bayülgen Gezi Parkı ile ilgili düşüncelerini açıkladı. Eylemlere katılan eylemci sayısının havanın güneşli olması nedeniyle arttığını ifade eden Bayülgen, "Hava güzeldi. Gençlerin gidecekleri yeteri kadar spor salonu, müsabaka, eğlenceli filmler, konserler, buluşup yarattıkları sosyal etkinlik ve heyecan yoktu. İnsanlar sokakta heyecanı ve eğlenceyi keşfetti. Aynı şey soğuk havada olmazdı. Hatta twitter’da Ankaralılar, İstanbulluları yağmurda gösteri yapamamakla suçladılar." diye konuştu.
Bayülgen, “Dış güçler Türkiye’de bir operasyon yapmak istese, ben bir dış güç olsam bir para ya da bir paye, bir gelecek dağıtmak istesem medyada zaten yeteri kadar adam var. Zavallı bir kaç twitter takipçisi olan adamla uğraşmam” diye konuştu. İnternetin bir bilgi çöplüğü olduğunu belirten Bayülgen, "İnternette hakkımda bir tane doğru bilgi yazısı bulamıyorum. Oynamadığım bir sürü filmde oynamış, oynadıklarımda oynamamışım, görünmüyorum. İnternet bir bilgi çöplüğüdür, güvenilmez ama ıslah etmek ve kullanmak zorunda olduğumuz bir iletişim alanıdır da” şeklinde konuştu.
Bayülgen, Gezi Parkı eylemlerini 3 gün boyunca desteklediğini, şimdi ise Gezi destekçilerinin kendisine “dönek” dediklerini ifade ederek, “Gezi’nin uyanışı şudur: Bu uyanış alışveriş manyağı yapmaya çalıştığımız, abuk sabuk dizilerle uyuşturmaya çalıştığımız genç adam ya da genç kadın sokağa çıkmış sokakta bir heyecan bulmuştur. Heyecan olarak polise taş atmayı kast etmiyorum. Arkadaşları ile tartışmış kendisine benzeyen insanlarla bir araya gelmiştir” diye konuştu.
“İKTİDAR MÜCADELESİ SANDIKTA YAPILIR”
Demokrasi mücadelesinin her zaman yapılacağını kaydeden Bayülgen, “Bırakıp tatile gidilmez. Sabah iş akşam direniş olmaz. Demokrasi mücadelesi 24 saat 365 gündür. İktidar mücadelesi ise sandıkta yapılır. Sen iktidar mücadelesi yapmak için sokağa çıkarsan adam sana gaz değil kurşun da sıkar. Çünkü sen rejim değişikliği yapmaya çalışıyorsun. O zaman kolluk güçleri hakikaten karşı kaşıya gelirsin. Plastik mermi değil gerçek mermi sıkar. İktidar mücadelesinin yolu politik mücadeledir. Var olan partileri istemiyorsun, o zaman başka yollar bul. Gezi iklimi bize şunu sağladı. Kimse sanmasın ki televizyonlar aynı şekilde izleniyor, AVM’ler eskisi gibi doluyor. Bu bir uyanış” dedi.
Bayülgen, şunları söyledi:
“Senin demokrasi mücadelenin arkasındayım canı gönülden katılıyorum. Ama iktidar mücadelesi? Bir dakika baba! O başka bir konu. Mesele iktidar mücadelesi ise genç adam lütfen kendini sakla. Ben 12 Eylül öncesini yaşadım. Gençlerin genç insanların nasıl siyasi amaçlarla gidebilecekleri üniversiteler yerine örgütlenmek için başka üniversitelere gittiklerini, sağ kanattan ve sol kanattan insanların kendisini nasıl feda ettiklerini gördüm. Basının olmadığı yerde barış açıklamasının yapıldığı yerde hükümet istifa diye slogan atılıyorsa ben orada olmam.”
‘Kaygılıyız’ ilanıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bayülgen, “Can Dündar aradı. Dedi ki böyle bir şey var. Yaşar Kemal imzalıyor şu imzalıyor bu imzalıyor deyince, bu ustaları bana söyle ben kıvırtacak mıyım, tamam dedim. Metni bile gönder demedim. Sonra metni okudum. Şöyle bir metin: Kaygılıyız! Şöyle demek gibi bir şey. Bizden ne köy olur ne kasaba! Ben öyle demem. Öyle bir metin ki kimseye dokunmuyor. Sanki birileri arada bir toplanıp kaygılanıyorlar. Bir tür panik atakları varmış gibi” dedi.