İstanbul Valisi
Muammer Güler,
Agos Gazetesi Genel Yayın YÖnetmeni Hrant Dink'in öldürülmesi olayıyla ilgili elde sonuca gidebilecek çok önemli kanıtlar olduğunu belirterek, ''Görgü şahitlerinin verdiği bilgilerle görüntüleri karşılaştırıyoruz. Mutlaka bir sonuca varacağız'' dedi.
Muammer Güler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün
Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinde yaptığı açıklamada, gözaltında 3 kişi olduğunu ve ellerinde net kanıtlar bulunduğunu söyledi.
Elde edilen görüntü ve belgelerin yoğun biçimde incelendiğini kaydeden Güler, Hrant Dink'in kaybolduğu öne sürülen cep telefonunun da yakınında, olay yerinde bulunduğunu bildirdi.
Güler, araştırmaların sürdürüldüğünü ve tanıkların ifadelerine başvurulduğunu anlattı.
Dink'in, 13 Ocak tarihli Agos Gazetesi'nde kaleme aldığı yazısında, aldığı mahkumiyet kararına karşı AİHM'e yapacağı başvuru öncesinde, bu olayın geçmişini anlatmaya başladığını gördüklerini dile getiren Güler, şöyle devam etti:
''Bugün yayınlanan gazetede de yine o sürecin nasıl işlediğini ve nasıl buraya geldiğini ifade etmeye çalışıyor. Olay şudur; olay yeni olmuş gibi yansıtılıyor. Kesinlikle böyle birşey yok. 24
Şubat 2004'te böyle bir görüşme gerçekleştirilmiştir. Asla bir tehdit, asla bir uyarı söz konusu değildir. Zihinlerimizi yoklayalım. Bu olayın geçmişteki gelişimini de gözardı etmeyelim. 2004 yılı şubat ayı başında
Sabiha Gökçen hanımefendinin aslen
Ermeni olduğunu, bununla ilgili şok iddiaları gazetesinde belirtmesi üzerine tepkiler ve yorumlar meydana gelmişti. Bu nedenle de Ermeni cemaatine ilişkin bazı tehditler yer almıştı.
Bunlar içinde de Ermeni Patriği Mutafyan'ı
hedef alan tehditler dahi olmuştu.
Tehditlerin önlenmesi, bu tür önlemlerin alınması konusunda Mutafyan'ın bizzat valiliğimize yaptığı müracaat üzerine, Dink'e e-
mail yoluyla gelen bir tehditten de bahisle, bu konuyla ilgili vali yardımcısı arkadaşım ve ilgili adli makamlar nezdinde, ilgili uzmanlar seviyesinde bu tehdit araştırılmış,
Bursa, İstanbul ve Yalova'da yapılan tespitlerle tehditte bulunan kişi de yakalanmış ve tutuklanmıştır.''
Güler, ilgili makamların bu tür başvuruları en hassas biçimde değerlendirdiğini ve sonuçlandırdığını söyledi.
Dink'in, yine yakın zamanda, geçen yıl içinde
mektupla tehdit edildiğine ilişkin başvurusu üzerine Şişli
Cumhuriyet Başsavcılığı'nca
soruşturma başlatıldığını, mektup üzerindeki isim ve adresin incelendiğini belirten Güler, böyle bir adres ve isim bulunamadığı için işlem yapılamadığını dile getirdi.
Güler, bu konuya ilişkin savcılığın gerekli işlemi yaptığını belirterek, ''Kendisinin de bu konuya ilişkin bir koruma talebi olmamıştır'' dedi.
-''MUTLAKA BİR SONUCA VARACAĞIZ''-
Güler, şunları kaydetti:
''Elimizde
delil niteliğinde sayılabilecek, bizi sonuca götürecek çok önemli tespitler, değerlendirmeler var. Çalışmalarımız çok yönlü olarak sürüyor. Elde edilen görüntülerin tamamı, hepsi Ankara'dan gelen uzman ekiplerle birlikte izleniyor. Görgü şahitlerinin verdiği bilgilerle görüntüleri karşılaştırıyoruz. Mutlaka bir sonuca varacağız. Mutlaka en kısa sürede bunu açığa çıkarmaya çalışacağız.
Dink'e sıkılan kurşunun bu ülkenin huzur ve güvenliğine sıkılmış bir kurşun olduğunu belirtiyorum. Dink ailesine
başsağlığı diliyor, acısını yürekten paylaşıyorum. Meslektaşlarının da başı sağolsun.''
Gözaltındaki 3 kişi içinde asli fail olup olmadığı sorulan Güler, ''O konuda birşey söyleyemem'' diye konuştu.
Dink'in kaybolduğu öne sürülen cep telefonunun, bu kişilerden birinin üzerinde çıkıp çıkmadığı sorusu yöneltilen Güler, ''O konuda da birşey söyleyemem. O hassas bir konu, çalışmalarımız sürüyor'' yanıtını verdi.