İddiaya göre dönemin İl Jandarma
Alay Komutanı
Albay Mehmet Ülger, olaydan bir buçuk ay önce öldürülen üç kişi hakkındaüstlerine ayrıntılı
rapor sunmuş. Mektuba göre Ülger,
misyonerlerin takibi için de o dönem 40 bin TL'lik istihbarat ödeneği kullandı.
Malatya'da işlenen misyoner cinayeti ile ilgili savcılara gelen bir ihbar mektubunda, dönemin İl Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Ülger'e ağır suçlamalarda bulunuldu.
Zirve Yayınevi davası dosyasına giren
mektupta yer alan iddialara göre, Albay Ülger olaydan bir buçuk ay önce öldürülen üç kişinin ildeki faaliyetleri ile ilgili üstlerine ayrıntılı bir rapor sundu. Cinayete
kurban giden misyonerin takibi için de 40 bin TL'lik bir istihbarat ödeneği kullandı.
Söz konusu ihbar mektubunun bir kopyasının
İstanbul Cumhuriyet Savcısı
Zekeriya Öz'e de gönderildiği bildirildi. Böylece mektup
Ergenekon soruşturması dosyasına girmiş oldu. Zirve Yayınevi cinayetinden sonraki süreçte
emekli olan Albay Ülger, geçtiğimiz mart ayında
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmıştı.
Malatya İl
Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şubesi'nde çalışan bir
personel olduğunu belirten ihbar sahibi, mektubunda şu ifadelere yer verdi: "Malatya İl Jandarma Komutanı Jandarma Kurmay Albay Mehmet Ülger tarafından
Kayseri Jandarma Bölge Komutanı ve
Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme Başkanı'na 2007 yılı
Mart ayında brifing verildi. Bu brifingden yaklaşık bir buçuk ay sonra misyoner cinayeti işlenmiştir. Bu brifingde, öldürülen kişiler ve yaptıkları faaliyetleri ile ilgili olarak ayrıntılı raporlar bizzat Mehmet Ülger tarafından üstlerine sunulmuştur."
Mektupta, olayın gerçekleşeceğinin Ülger ve bazı üst komutanları tarafından bilindiği de ileri sürülüyor.
İnönü Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi personeli Ruhi Abat'ın da
jandarma ile birlikte çalıştığı iddiasının bulunduğu mektupta şu satırlar yer aldı: "Ruhi Abat'ın İl Jandarma Komutanlığı'na gelişi hiçbir zaman
kayıt altına alınmamıştır. Normalde İl Jandarma Komutanlığı'na gelen tüm
sivil şahıslar nizamiyede
nöbet tutan personel tarafından İl J.K.lığı ziyaret defterine kayıt edilir, kimlikleri alınır ve kendilerine ziyaretçi giriş kartı verildikten sonra içeri alınmalarına karşılık Ruhi Abat hiçbir zaman bu işleme tabi tutulmamıştır."
Yine iddiaya göre olaydan sonra tutuklanan sanıklardan birine ait cep telefonu SIM kartı cezaevinde bizzat Ülger tarafından üzerinden alındı ve ertesi gün aynı numaraya yeni bir SIM kartı çıkartılarak geri verildi. Böylece sanığın ilişkileri konusunda en önemli ipucu yok edilmiş oldu.
Mektupta Malatya İl Jandarma Komutanlığı tarafından 2007 yılında Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat ödeneğinden 40 bin TL'nin üzerinde
ödenek kullanıldığına dikkat çekilerek, "Ancak bunun sonucunda ne bir
suç örgütü çökertilmiş ne de çok miktarda uyuşturucu madde ele geçirilmiştir. Ödeneğin tamamına yakını misyonerlik faaliyetlerine yönelik kullanılmıştır. Hatta bu ödenekten bizzat Mehmet Ülger tarafından Ruhi Abat'a özellikle cinayetten önce defalarca ödeme yapılmıştır." denildi. Emekli olan Albay Ülger'in
tayin olup giderken taşınabilir bir hard
disk getirerek yaptığı tüm yazışmaları buraya kopyaladığı ve bilgisayardaki tüm dosyaları sildiği de ileri sürüldü. Mektubu yazan şahıs, Ülger'in o dönemde kullandığı bilgisayarına el konulması halinde Ergenekon soruşturmasında tutuklanan gazeteci Mustafa Balbay'ın bilgisayarında olduğu gibi önemli dokümanlara ulaşılabileceğine dikkat çekti.
18
Nisan 2007 tarihinde yaşanan olayda Malatya Zirve Yayınevi'nde Tilman Geske,
Necati Aydın ve Yusuf
Yüksel isimli şahıslar bıçaklanarak öldürülmüştü. Olayın failleri
Emre Günaydın ve dört arkadaşı suç mahallinde yakalanmıştı.
ERKAN ACAR-ZAMAN