Rehn,
Birleşmiş Milletler 62. Açılış Oturumu'na katılmak için New York'ta bulunan
Dışişleri Bakanı Ali
Babacan ile Türk Evi'nde görüştü. Yaklaşık 45 dakika süren görüşmenin ardından Rehn, basın mensuplarının sorularını
yanıtladı.
AB-
Türkiye ilişkilerini nasıl gördüğü sorulan Rehn, "Her şey rayında." yanıtını verdi. Rehn, "Önemli bir süreçten geçtik ve süreci yeniden canlandırmanın zamanı geldi. Reformların kısa süre içinde yeniden ilerlemesini bekliyorum." diye konuştu.
Açıklanacak İlerleme Raporu öncesi hükümetten güçlü bir adım bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine Rehn, "Bunu Türk hükümetine sormalısınız; ama bu konuları da konuştuk.
Anayasa reformunu konuştuk. AB'nin bakış açısından önemli olan Türk hükümeti ve parlamentosunun anayasayı
Kopenhag Kriterleri çerçevesinde düzenlemesidir. Özellikle temel hak ve hukukun üstünlüğü açısından bu yapılmalıdır. Bunlar AB
toplumunun, kendine güvenen bir toplumun temelidir. Türkiye'nin anayasa reformunu yaparken bunları göz önünde bulunduracağına inanıyorum.'' cevabını verdi.
Türkiye'de
ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaların çok daha önce gözden geçirilmesinin beklediklerini ve hala "gecikmeden ve uygun bir şekilde" bunun tamamlanmasını beklediklerini kaydeden Rehn, "Böylece Türk yasaları temel hak ve özgürlükleri aynı zamanda dini özgürlükleri de AB açısından karşılamış olacak." dedi.
İfade özgürlüğünün neyi karşılaması gerektiği sorusuna ise Rehn, ''Gazeteciler ve yazarlar hakkında kritik ama şiddet içermeyen yazıları nedeniyle çok sayıda davalar açıldı ve hatta kararlar verildi. Bu, AB'nin açık toplum ilkelerine uygun değil. Bu Türkiye'nin çıkarlarına da uygun değil. Eminim bu reformlar gecikme olmadan gerçekleştirilecek. Yeni anayasanın buna saygılı olacağına inanıyoruz. Bu Türkiye-
AB sürecini canlandırmanın en iyi yolu olacaktır.'' ifadeleri ile yanıt verdi.
Başörtüsü sorunu ile ilgili daha önce yaptığı açıklamalar konusunda, "Kastettiğiniz başörtülü şekilde üniversitelere de mi girilmesin?" sorusu üzerine Rehn, "Bu Türkiye'nin iç tartışması. Bizim açımızdan önemli olan, bu konu hakkında yapılacakların, konu ile ilgili bir kararı da bulunan
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (
AİHM) kararı ile uyuşup uyuşmadığı. Başka bir deyişle buna saygılı olup olmadığı. Türkiye'nin AB süreci demokratik laikliğin çapasıdır." dedi.
CİHAN