Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı
Muhsin Yazıcıoğlu'nun da içinde bulunduğu
helikopter kazası sonrasında, çekim amacıyla gittiği
enkaz bölgesinde, donma tehlikesine rağmen, akredite olmadığı gerekçesiyle askerî helikoptere binmesine izin verilmeyen
Cihan Haber Ajansı kameramanı Lütfi Aykurt'un maruz kaldığı muameleye millet
vekillerinden de tepkiler geldi.
Böyle bir
uygulamanın hem insani hem
demokrasi açısından kabul edilemez olduğu üzerinde duran milletvekilleri, olayın vahametinin kaygı verici boyutlarda olduğunu aktardı. Bu tür uygulamaların Türk Silahlı Kuvvetleri'nin manevi şahsiyetine büyük zarar vereceğine dikkat çeken milletvekilleri, ilgili
komutan hakkında
soruşturma açılmasını istedi.
AK Parti Bursa Milletvekili Mehmet Ocaktan, "Böyle bir uygulama hem demokrasi açısından hem
Türkiye açısından bir talihsizliktir. Görev yapan muhabirler arasında böyle bir ayrımcılık yapmayı kabul etmek mümkün değil. Ürpertici ve ürkütücü bir olay." diye konuştu.
AK Parti İstanbul Milletvekili Zeynep Dağı ise olayı duyduğunda şoke olduğunu söyledi: "Kim sorumlu ise ilgili mercilerin derhal gerekli olan cezai yaptırımı yapmasını beklerim."
CHP Bursa Milletvekili Abdullah Özerk de 'böyle bir anlayışı kabul etmenin mümkün olmadığını' anlattı. Özerk, "Gerçekten hayretler içinde kaldım. Fikirlerini beğenmeyebilirsin ama bir insan olarak olaya bakacaksın. Kabul edilecek bir davranış değil." dedi.
CHP Bartın Milletvekili Muhat Rıza Yalçınkaya ise "Böyle bir şey olamaz. Bir insana yapılabilecek bir davranış değil bu." diye konuştu.
Lütfi Aykurt ise dağda yaşadığı talihsiz olayı şöyle anlatıyor:
Kurtarma ekipleri
yardım etmek için beni helikoptere bindirmek istedi. Ekipler "helikopterle götürelim" dedi. Koşarak helikopterin yanına gittim. Tam binmek üzereydim. Ancak helikopterdeki komutan bana hangi kurumdan olduğumu sordu. Ben de Cihan deyince, 'Kusura bakma binemezsin. Sivilleri almıyoruz.' dedi. Ben nazikçe 'Ama DHA muhabirini almıştınız.' dedim. Sonra bana kızarak, 'Hangi şartlarda çıkmışsan o şartlarda inersin.' dedi.