Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Önder Aytaç,
terör örgütü
PKK'nın son dönemde artmaya başlayan
terörist saldırılarının amacının elebaşısı Abdullah Öcalan'ın pazarlık elini güçlendirmek olduğunu söyledi. Aytaç, 'Kontra PKK'nın harekete geçirildiğini iddia etti.
Daha önce bölücü
terör örgütü tarafından ortaya atılan 'Hiz-bul Kontra' deyimini hatırlatan Aytaç, bugün açığa çıkan ilişkilerin o terimin kullanımını haklı kıldığını öne sürdü. Bugünkü durumu tanımlamak için ise 'Kontra PKK' deyimini kullanan Aytaç,
Kürt sorununa en olumlu yaklaşımı gösteren ve sorunu barışçıl yöntemlerle çözmeye çalışan
Cumhuriyet tarihinin en ılımlı yönetimi olan Erdoğan hükümetine karşı, üstelik çözüm bulmaya tam da yaklaşıldığı bir dönemde, süreci baltalamak üzere yapılan saldırıların ve işlenen
cinayetlerin yeniden bu ihtimali hatırlattığını kaydetti.
Ergenekon çetesinin hükümeti deviremeyince, egemenlik elinden çıkmaya başlayınca ve içeride yeni eylemler yapılmaya güçleri kalmayınca, dışarıda bağlantıları bulunan yöneticiler aracılığı ile 'Kontra PKK'nın harekete geçirildiğini savunan Aytaç, PKK'nın son dönem işlediği cinayetlerin ve yaptıkları eylemlerin başka türlü bir açıklamasını yapmanın zor olduğunu belirtti. 'Başbakanın yaptığı sert açıklamalara, eylem ile karşılık verilmesi' gibi savunmaların da asla işlenen cinayetlerin mazereti olamayacağını vurgulayan Aytaç, Murat Karayılan'ın
İran ile sürdürülen pazarlıkların sonucunda serbest kaldığını bu sefer
Türkiye'ye yönelik tehditler savurduğunu hatırlattı.
Karayılan'ın açıklamalarını da değerlendiren Aytaç, şöyle devam etti:
"İşlenen cinayetler, hala Türkiye kamuoyunun büyük kısmınca benimsenen; Öcalan'a rağmen yapılıyor düşüncesi yanlış. Tam tersine bu cinayetler Öcalan'ın pazarlık elini güçlendirmek amacıyla işlenmekte ve Öcalan'ın; 'işimi kolaylaştırmıyorlar' eleştirisi bu anlama gelen bir
mesaj olarak algılanmakta. Bu hükümet tarafından
Kürtlere tanınan haklar, sanki savaşın kazanımı, PKK'nın başarısı olarak lanse edilmekte. Bu ise tamamıyla yanlış. Çünkü savaşın en şiddetlendiği dönemde, bu savaştan en olumsuz yönde etkilenen, köyleri boşaltılan, batıya göç etmek zorunda kalan, işadamları ve aydınları katledilenler Kürtlerdi. İsterseniz daha da ötesini söyleyelim; iddia ediyoruz ki; eğer 12
Eylül darbesi ve PKK'nın silahlı mücadelesi olmasaydı, bugün Kürtlerin demokratik hakları çok daha ileri düzeyde olacaktı. Hatta bu
ülkenin
demokrasi ve ekonomi standartları da çok daha yüksek olacaktı. Doğru değerlendiremediği bir de doğru tespiti var. O da; 'Bütün gerillaları tek tek bulup, öldürseler bile, yine de
Kürt sorunu çözülmez'. Evet, tıpkı onların da bir orduyu yenme şanslarının olmayışı gibi. Eğer bu gerçekler fark edilip, bazılarına
hizmet esasına dayanmasaydı, bu savaş, zaten çoktan sonuçlanmış olacaktı"
PKK'yı yönetenlerin savaşı Kürtlerin çıkarına sonuçlandırmak yerine, ülke içinde egemenliklerini yitirmeye başlayanların değirmenine su
taşıma yönünde devam ettirdiğini anlatan Aytaç, İran ile anlaşmış ve
destek almış bir PKK'nın daha tehlikeli olacağını vurguladı. Bugünkü Kontra PKK'nın devleti çekmek istediği çizginin 90'lı yıllarda devletin bulunduğu çizgi olduğunun altını çizen Aytaç,
"Hukuksuz bir savaş, hak ihlalleri ve demokrasi katliamı ile AK Parti'ye, önce Kürtler arasında ve Avrupa içinde prestij kaybettirmek, ardından da ülkenin içine sürüleceği kaos ortamı ile iktidardan düşürmek konusunda adımlar atılmakta. Dikkat edecek olursanız, bu hedefin içinde, Kürtlere yönelik hiçbir kazanım da yok" dedi.