19 yıl terörle mücadele şubesinde çalışan ve 2 canlı bombanın üzerine atlayarak etkisiz hale getiren İstanbul Asayiş Şube eski Müdürü Ertan Erçıktı sahur operasyonunun arka planını anlattı. Erçıktı, toplumda casusluk algısı oluşturup mahkeme kararıyla yürütülen asıl casusluk soruşturmasının örtbas edilmek istendiğini savundu.
ALGI OLUŞTURUYORLAR
Kendisi de dahil gözaltına alınan 75 polisin hepsine savcılık ve emniyet ifadesinde casuslukla alakalı sorular yöneltildiğine dikkat çeken Erçıktı, “Toplumda algı oluşturmak için casuslukla alakalı sorular soruyorlar ama sordukları soruların hiçbir karşılığı ve buna istinaden hiçbir maddi delili unsuru yok, kanaatle yazılmış bir rapor üzerinden terörist muamelesi gördük” dedi.
Bugün'ün haberine göre, gözaltındaki bütün polislere askeri ve siyasi casusluk hakkında dosya açıldığını fakat herkese resmi evrakta sahtecilikle ilgili sorular yöneltildiğine vurgu yapan Erçıktı, "Dosya öyle özensiz ve liyakatsiz kişiler tarafından hazırlanmış ki, dosyayla alakası olmayıp o dönem şubelerde görev yapan herkese ajanlık suçlaması yapılıyor. Tamamen bu ülkenin yasaları çerçevesinde çalışılmış maddi ve teknik delilleri olan bir soruşturmayı yürütmek, hakim ve savcı kararlarını uygulamakla suçlanıyoruz” ifadelerini kullandı.
OPERASYONUN ASIL AMACI...
Yaklaşık 4 yıldır tamamen hukuki deliller üzerinden mahkeme kararlarıyla takip edilen Selam Tevhid Terör ve Casusluk örgütü soruşturmasını yürüten ve bu süreçte o terör ve istihbarat şubede görev yapan bütün polisler gözaltına alındı. Gözaltına alınan polisler hemen açığa alınarak görevleri başına dönmeleri engellendi.
Gözaltına alındıktan sonra direkt serbest bırakılan polislerin dahi açığa alınmalarına dikkat çeken Erçıktı, “Polislere yapılan operasyonun asıl amacı emniyet teşkilatındaki Selam Tevhid Terör ve Casusluk Örgütü’nü emniyet hafızasından silmek. Gözaltındaki arkadaşların tamamı bu süreçte görev alan arkadaşlardı” dedi.
Tek arzumuz dosya kamuoyuna açıklansın
Gözaltında bulundukları süre içerisinde inanılmaz derecede psikolojik baskıya maruz kaldıklarının altını çizen Erçıktı, “Sahur yaptırmadılar, iki gün boyunca uyutmadılar, uykusuz ve aç bir şekilde ifadeye çıktım. Yaklaşık 4 saat ifade verdik iki defa ara verdik, açlık ve uykusuzluktan bayılacak hale gelmiştim. Işığı sürekli açık tutup havalandırmayı kapalı tuttular. Sürekli uyanık halde tutulduk” dedi. Gözaltındaki polislerin ve kendisinin en büyük isteğinin dosya içeriğinin kamuoyuna açıklanması olduğunu belirten Erçıktı, “O zaman ajanlık ve casusluk faaliyetlerini kimlerin yaptığını tüm Türkiye görecektir” diye konuştu.
AKP'ye yönelik PKK darbesini önledik
22 yıllık meslek hayatının 19 yılını terörle mücadele şubesinde geçirdiğine dikkat çeken Erçıktı, 2005 ve 2007’nin PKK ile mücadelede kırılma yıllı olduğunu belirterek şöyle dedi: "PKK metropollerde canlı bombalı eylem gerçekleştirip siyasi iktidarı kaosa sürüklemek istiyordu. Bu süreçte iki canlı bombayı dünyada eşi benzeri olmayan şekilde üzerine atlayarak etkisiz hale getirdik. Şişli ve Taksim’de bombanın pimini çekmek üzere olan 2 teröristi üzerine atlayarak etkisiz hale getirdik. Bununla beraber canlı bomba olmak için gönderilen 28 teröristi bizler yakaladık. Canımız pahasına PKK’nın AK Parti’ye yönelik darbe planını önledik. Eğer o tarihlerde bu patlamalar olsaydı siyasi irade tepe taklak olacaktı.”
Biz teröristleri dahi iyi ağırladık
Gözaltında kaldığı sürece uykusuz ve yemeksiz bırakıldıklarını belirten Erçıktı, "Sağlık kontrolüne elleri kelepçeli olarak götürüldük. 5 dakikalık işi bir saatte yaptılar. 50 dakika araç içinde kelepçeli bekletildik. Kelepçe talimatla değil güvenlik gerekçesiyle takılır. Kelepçe takan polisler özür dileyerek emirle kelepçe taktıklarını belirtti. Uyumamızı engellediler. İki kişilik koğuşa dört kişi olarak konulduk. Havalandırma hep kapalı tutulurken ışık hep açık tutuldu ve memurların sürekli bir şeyler sorması nedeniyle uyuyamadık. Biz teröristleri nezarette misafir ederdik, tutsak değil. Ailelerini biz arayıp emniyete çağırırdık. En iyi şekilde ağırlardık. Bizim böyle bir kültürümüz vardı. O kültürü mahvettiler.”