İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Oral Çelik’in gazeteci-yazar Abdi İpekçi’nin öldürülmesine ilişkin yargılandığı ve
beraat ettiği
dava dosyasının yeniden ele alınmasını istedi.
Başsavcılık, Oral Çelik’in yaptığı açıklamalar ışığında, Çelik’in beraatına karar verilen dava dosyasını tekrar inceledi ve iade-i muhakeme istemiyle İstanbul 4. Ağır
Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Bu
mahkemenin de önümüzdeki günlerde iade-i muhakeme talebini karara bağlaması bekleniyor. Mahkemenin başsavcılığın talebini kabul etmesi halinde Oral Çelik’in yeniden yargılanması gündeme gelecek.
İade-i muhakeme istemini inceleyen heyette, ilgili prosedür uyarınca Çelik’in beraat kararında imzası bulunan hakimler yerine başka hakimlerin görevlendirileceği öğrenildi. Çelik, ‘’Abdi İpekçi’ye yönelik 3 suikast girişimi olduğunu, üçüncüsünde İpekçi’nin hayatını kaybettiğini, olayın detaylarının kendisinde saklı olduğunu’’ söylemişti.
ORAL ÇELİK DOSYASI
İpekçi suikastını Ağca ile planladığı, silahları temin ettiği ve Ağca’nın cezaevinden kaçırılması eylemlerinden dolayı İnterpol’ün kırmızı bülteniyle aranan Oral Çelik, 1989’da Fransa’da ‘’Bedri Ateş’’ sahte kimliğiyle eroinle yakalandı. 4 yıl cezaevinde yatan Çelik, İtalya’nın gerçek kimliğini öğrenmesi üzerine bu ülkeye teslim edildi.
Papa
Suikastı’nda Ağca’ya ‘’Vur’’ emri verdiği iddiasıyla
sorgulanan Çelik, 2 yıl İtalya’da
tutuklu kaldı. Sonra İsviçre’ye teslim edilen Oral Çelik, 14
Eylül 1996 tarihinde de Türkiye’ye iade edildi.
Çelik, iadesinden sonra 16 Eylül 1996’da İstanbul’da verdiği ifadede,
Mehmet Ali Ağca,
Yavuz Çaylan ve
Güngör Uygur’un kendisine yönelik suçlamalarını ‘’
iftira’’ olarak nitelendirdi. İpekçi suikastıyla ilgisi olmadığını savunan Çelik, tutuklanıp hapse atıldı.
SÜRPRİZ TANIK KONUŞMADI
Yargılama aşamasında ortaya çıkarak dönemin İstanbul
Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici ve
İstanbul Valisi Rıdvan Yenişen’e başvuran ‘’
sürpriz tanık’’ Abdullah Yavuz, gerekli şartlar sağlanmadığı için celseler arasında tanıklıktan vazgeçtiğini bildirdi. Buna rağmen 10 Ocak 1997 tarihli duruşmaya ‘’mevcutlu’’ olarak getirilen Yavuz’un, İpekçi’nin öldürüldüğü gün Ağca dışında gördüğü 2. kişi ile Oral Çelik arasında boy ve kilo farkı olduğunu söylemesi üzerine tutuklu olarak yargılanan Çelik,
delillerin toplanmış ve savunmasının alınmış olması nedeniyle ileride
mağdur olması ihtimali göz önüne alınarak
tahliye edildi.
ÖZBEY’İN KASETİ İMHA EDİLDİ
Müdahil avukatının talebi üzerine mahkeme, davanın yakalanamadığı için hakkındaki
soruşturma dosyası ayrılan sanıklarından Yalçın Özbey’in Almanya’da alınan ifadelerinin mahkemeye getirtilmesini ve ifadede hazır bulunan
emniyet görevlisi Nail Aydın’ın bilgisine başvurulmasını kararlaştırdı.
Ancak gelen
cevap yazısında, ifadeye ilişkin ses kasetinin MİT Müsteşarlığı’nca ‘’Muhafazasına lüzum kalmayan evrak ve saikin
imha edilmesi’’ hakkındaki yönetmelik gereği imha edildiği bildirildi. Nail Aydın da,
Ankara 1.
Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdiği ifadesinde, Yalçın Özbey’in ifadesine katılmadığını, sadece MİT görevlilerine yardımcı olduğunu belirtti.
İmha edilen ses kasetinin çözümünü Emniyet Genel Müdürlüğü’nden isteyen mahkeme, olumlu sonuç alamadı. Bunun üzerine Özbey’in ifadesini aldıkları MİT tarafından belirtilen Zafer Gedizli ile Zafer
Atalay Balmir, 22
Nisan 1999 tarihli duruşmada tanık olarak dinlenildi. Bu görevliler, Özbey’in verdiği ifadeyi hatırlamadıklarını ve İpekçi cinayetine ilişkin sorgu yapmadıklarını kaydettiler.
BERAATTEN SONRA BELGE GÖNDERİLDİ
İstanbul 4.
Ağır Ceza Mahkemesi, bu gelişmelerin ardından 28
Mayıs 1999 tarihli duruşmada, hakkında kesin ve yeterli delil bulunamadığından dolayı Oral Çelik’in beraatini kararlaştırdı. Mahkemenin verdiği kararın Yargıtay’ca onanmasının ardından duruşmalarda istenen, ancak gönderilmesi konusunda yetkili mercilerden olumlu cevap alınamayan
belgeler, özel kurye ile mahkemeye gönderildi. Yalçın Özbey’in Almanya’da 3, 4, 6 ve 8
Şubat 1995 tarihlerinde alınan ifadelerinin yer aldığı belgeleri inceleyen İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı, iade-i muhakemeye gerek olmadığı yönünde karar verdi.