Zaman Gazetesi'nden Ahmet Turan Alkan'ın yazısının ilgili bölümü...
Sayın Başbuğ'un yazılı metninde, şu hepimizin bildiği Montesquieu özel isminin, aynen MONTESQUEI şeklinde yazıldığını fark ettim. "Herhalde ben yanılıyorum, herhalde
Harp Akademileri bünyesinde, tam teşekküllü nâmıyla meşhur ve müsellem, Charles-Louis de Secondat, Baron de La Brède et de Montesquieu'nun ismini zikrederken hata yapılıp yapılmadığını
kontrol eden pek çok akademik görevli mevcuttur" diye düşünüp araştırmalarımı yoğunlaştırdım...
O da ne? Metin boyunca Montesquieu'nun ismi tam dört yerde geçiyor ve dördünde de bu yanlış yazılış ısrarla tekrar ediliyordu. Erinmeyip
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google'a girdim; Montesquei yazınca google bana "Şunu mu demek istemiştiniz?" şeklinde kibarca bir ibâre ile birkaç web sayfası gösterdi. Azimliydim, bu defa Montesquieu yazınca google beni tam tamına 2 milyon 620 bin web sayfasına yönlendirmeye kalkışmaz mı? Ee, bu galâta, "Kanunların Rûhu" yazarının rûhu sızlamaz mı beyler?
İşte o zaman bir hayli "
sivil" ve şu günlerde başından hiç de hoş olmayan işler geçtiği için ismini nezâketen zikretmeyeceğim bir derneğin niçin google
arama motorunu mahkemeye verip, "kapatın bu müzevir siteyi" diye celâllendiklerini anlar gibi oldum! Hak etmişti alçaklar!
Doğrusunu isterseniz, ben de diğer köşe yazarları gibi
Org.neral
İlker Başbuğ'un önemli konuşmasından tuttuğum sayfalarca notu değerlendirip irdelemek, yorumlamak, gizli ve açık mânâlar keşfetmek isterdim fakat görüyorsunuz, yerim kalmadı; bunun için fazla üzülmüyorum, diğer meslektaşlarım bu işi benden iyi yapacaklardır da, içlerinden hangisi Hazreti Monteskiyö'nun yazılışındaki mükerrer zuhûlü fark etmiştir onu bilemiyorum işte!