ŞANLIURFA'da `Vasat' adlı
terör örgütünü yeniden canlandırma faaliyetleri içerisine girdikleri ve
gizlilik derecesi bulunan güvenlikle ilgili
Türk Silahlı Kuvvetleri ile Emniyet teşkilatına ait bilgi ve
belgeleri temin edip örgüte aktardıkları öne sürülen 11'i
tutuklu 17 kişi hakkında 10- 25 yıl arasında habip cezası istemiyle
dava açıldı.
Terör örgütü Vasat'ı
Şanlıurfa ve çevresinde yeniden toparlamaya çalıştıkları iddiasıyla, 2 ay önce polisin düzenlediği operasyonla yakalanan 17 kişiyle ilgili
Diyarbakır Özel yetkili
Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen
soruşturma tamamlandı. 10'u tutuklu 16
sanık hakkında, `örgüt üyesi olmaktan' 10'ar yıl, tutuklu 1 sanık hakkında ise, `Devletin güvenine ilişkin bilgileri temin etmek', `silah kanununa muhalefet etmek' suçlarından 25 yıla kadar
hapis cezası istendi.
Gaziantep'te yaşayan eski bir din görevlisi Şahımerdan Sarı'nın, 1988 yılında kurduğu Vasat adlı örgütün liderliğini yaptığı, bu örgütün deşifre olup marjinal hale gelmesinden sonra yeniden Güneydoğu'da taban bulmak için faaliyetlerde bulunduğu belirtilen iddianamede, stratejisinin yeterli güç ve tabana ulaştığında yapılacak olan silahlı savaş ile ülkeyi ele geçirip, amaçlanan Şer'i esaslara dayalı bir
sistem kurmak olduğu belirtildi.
Örgütteki temel anlayışın, `Hilafet nasıl savaş ile kaldırılmış ise yine savaş ile gelecek' düşüncesi olduğu, sürekli olarak örgüt elemanlarına savaşa hazır olmaları telkininde bulunulduğu, örgütün İlim,
propaganda, cemaat ve devrim şeklinde 4 aşamalı strateji izlediği, örgüt yapısının lider, propagandif ve silahlı
eylem kanadı şeklinde olduğu belirtildi.
`VERGİ VERMEYİN, ASKERLİK YAPMAYIN'
İddianamede, Vasat mensuplarının
Türkiye'yi `Dar'ül Harb' olarak gördükleri, bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi imamlarının arkasında ve camilerde namaz kılınamayacağı, devlete askerlik yapılmayacağı, seçimlerde oy kullanılmayacağı, özellikle AKP hükümtinin kafir olduğu için oy vermenin günah sayıldığı, devletin yasalarına uyulmayıp
vergi verilmemesi yönünde karar aldıkları, bunun aksini uygulayanların ise `Kafir' olarak adlandırıldıkları bildirildi.
Örgüt liderinin eski resmi cami imamlığı görevinden dolayı cemaat üzerindeki etkisini kullanarak taban bulmaya çalıştığı,
müftülük izni olmadan camilerde örgütsel faaliyetler içine girdikleri, lider Şahımerdan Sarı'nın Niğde'ye
tayin edilmesi üzerine,
istifa edip örgütsel faaliyetlere ağırlık verdiği, dergahlar kurup
bölge insanının bu tür yerlere saygısı ve eğilimini suistimal ederek taban bulduğu kaydedildi.
ÇEÇENİSTAN'A YARDIM
İddianamede, örgütün bugüne kadar çok sayıda
bombalı saldırı düzenlediği, 5 eyleminin aydınlatıldığı, adını ilk olarak Gaziantep'te
İncil satan bir stanta atılan ve 1 kişinin ölümü, 23 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan eylemle duyurduğu belirtildi.
İddianamede sanıkların 7 ve 10 yaş grubundaki
küçük çocuklara Kur'an dersi adı altında, örgüt lideri Şahımerdan Sarı'nın kitaplarını okuttukları,
telefon dinleme kayıtlarında şifreli konuşma dili kullanıp, `Hava çok bulutlu, Anıtkabir'i ziyarete gideceğim, maça gidelim mi, çay içmeye bekliyorum' diye randevulaştıkları, Kur'andaki infak ile ilgili ayetleri örgütsel çıkarları doğrultusunda kullanarak, `Çeçenistan'daki kardeşlerimize
yardım ediyoruz' diyerek para topladıkları kaydedildi.
TSK VE EMNİYET'E AİT BELGELER
İddianamede, sanıklardan Y.P.'nin Denizli 11'inci Piyade Tugay Komutanlığı Karargah Bölüğü'nde Piyade Çavuş sıfatıyla
yazıcı olarak görev yaptığı, yazıcı olması nedeniyle güvenlikle ilgili belge ve krokileri izne geldiğinde Vasat sorumlusu İ.B.'ye teslim ettiği öne sürüldü. İ.B.'nin işyerindeki bilgisayarda ise askeriye ve
emniyete ait çeşitli yerleşim krakileri ve belgelerin ele geçirildiği ortaya çıktı:
Sanıkların Kardelen
Yardımlaşma Derneği çatısı altında biraraya gelerek taban bulmaya çalıştıkları da kaydedildi. Sanıkların yargılanmalarına önümüzdeki günlerde başlanacak.
DHA