Şamil
Tayyar, ‘Kıt’a Dur’ isimli son kitabında, son dönemin
sivil-asker ilişkisini derinliğine ve ayrıntılı bir şekilde inceliyor. 28
Şubat ile 27
Nisan ilişkisini ve farklılıklarını anlatan Tayyar, bu kitabında yakın geçmişin ayrıntılı bir fotoğrafını çekmiş.
Ergenekon yazıları ve kitaplarıyla gündeme oturan
Star Gazetesi’nin
Ankara temsilcisi
Yazar Şamil Tayyar’ın yeni kitabı raflara çıkmadan gündemi sarsamaya başladı...
Kitap başta son günlerdeki ilginç çalışmaları ile ilgili ayrıntılı bir konuşma gerçekleştirdiğimiz Tayyar, “Bu kez Ergenekon ile ilgili yazmadık. Ama ucundan kıyısından Ergenekon’a da ışık tutabilecek sivil-asker ilişkisinin bilinmeyen yönlerini bu kitapta bulabilirsiniz” dedi. Kitapta müthiş iddialar var...
Şamil Tayyar ile yeni kitabı kadar 1 Numara isimli yeni dizi projesi hakkında da konuştuk. İşte o röportaj:
BU KEZ ERGENEKON DEĞİL
SORU: Yeni kitabınızda müthiş iddialar var. Tabii okurlar yine Ergenekon ile ilgili bir kitap yazdığınızı sanabilir. Öncelikle okuyucularımız için kitabın adı ve içeriğini kendiniz anlatır mısınız?
TAYYAR: Hayır bu kez Ergenekon ile ilgili değil. Tabii Ergenekon bağlantılarına da bir şekilde ipucu olabilecek bilgiler vardır elbet. Kitap bu hafta raflarda olacak. 28 şubat ile
27 Nisan’a kadar, arada geçen 12 yıldaki sivil asker ilişkilerini bu kitapta masaya yatırdık.
YENİ GİZLİ BELGELER VAR
28 Şubat ile ilgili daha önce 30 civarında kitap yayınlanmıştı. Ancak bunların her biri belli bir perspektiften ve dar kapsamlı konuları içeriyordu. Bir de sonraki yıllarda gazetelere dergilere yansıyan 28 Şubat aktörlerinin önemli itirafları oldu. Bu itiraflar o günkü şartlar altında kaybolup gitti. Biz, bu yeni kitapta hem bu yaşanmış, olmuş bitmiş olayları yeniden harmanladık hem de elimizdeki bazı
gizli belgelerle takviye ettik. Bunu yaparken sürece 27 Nisan’ı da dahil ettik. 27 Nisan öncesi ve sonrasında yaşanan ve yakın tarihin kritik evreleri olarak kabul edilen önemli görüşmelerle ilgili çok özel diyaloglara yer verdik.
TANKLAR MECLİS DUVARINA ÇARPTI
SORU:Bu kitap kaçıncı kitabınız ve adı ne ve neden böyle bir isim seçtiniz?
TAYYAR: Yazdığmız ve yayımladığımız 5. kitap bu. ‘Kıt’a Dur’ diye belirledik kitabın ismini. Bu ismin birden fazla anlamı var. Kitaba isim yaparken şu kaygıyla hareket ettik. 27 Nisan sonrası siyasi otoritenin
siyaset alanına müdahale karşısında gösterdiği direnişi askeri terimle anlatmak istedik. Yani
Meclis’in tanklara ‘dur’ mesajıdır. 28 Şubat’ta tanklar iktidarın üzerinden geçti. 27 Nisan’da Meclis duvarına çarptı.
VE DİZİ PROJESİ
SORU : Kitabın ayrıntılarına yeniden döneceğiz ama öncelikle sadece kitap yazmadığınız, yeni ve ilginç bir dizi projeniz olduğunu da duyduk. Biraz o projenizden söz edebilir misiniz?
TAYYAR: böyle bir dizi çalışmamız var. Adını ‘1 Numara’ olarak düşünüyoruz. Ancak
Silivri’de yargı önüne çıkartılan Ergenekon’u anlatmayacak. Türk tarihindeki derin yapıları, ve iç çatışmaları deşifre etmeyi planlıyoruz. Bu yönüyle eğitici ve öğretici olmasını planlıyoruz. Bugünkü terminoloji ile
tarif etmek gerekirse; Türk tarihindeki ilk ‘1 Numara’ olarak kabul ettiğimiz Hasan Sabbah’tan bu yana, değişik dönemlerde sahne almış, görev almış ‘1 Numara’lara da gönderme yapacağız. Tabii ki, ağırlık ve çekim merkezi, son 30 yılda yaşanan hadiseler olacaktır.
2 KANALLA GÖRÜŞÜYORUZ
SORU: Hazırlıklar ne aşamada, hangi kanalda yayınlanacak?
TAYYAR: İki TV kanalı ile görüşmelerimiz devam ediyor. İkisi de sıcak bakıyor. Hazırlıkları kısa sürede tamamlayabilirsek ve uygun
teklif de olursa Nisan ayından sonra diziyi ekranlara taşıyabiliriz. Aksi halde
Eylül de başlayacak yeni yayın dönemine de kalabilir. Henüz
senaryo aşamasındayız. Şu anda hala
İstanbul’da bir
ekip ile çekim senaryoları da devam ediyor. Şu anda bazı yönetmen adayları ve oyuncularla da temas kuruyoruz. Elimizde 52 bölümlük bir sinopsis ve çekime hazır hale gelmiş üç bölümlük senaryo var.
KURTLAR VADİSİ’NDEN FARKLI
SORU: Kurtlar Vadisi gibi bir dizi mi o diziye
rakip olarak mı çıkacak?
TAYYAR: Böyle bir niyetle yola çıkmadık. Kurtlar Vadisi’ni
taklit etmeyi düşünmedik. İlk bakışta bir paralellik kurulsa bile dizi yayınlandığında izleyiciler birbirinden çok da farklı olduğunu göreceklerdir. Kurtlar Vadisi bir
efsanedir. Bunu kabul etmek gerekir. Ancak karşısında ciddi bir rakip olmadığı için zaman içinde mirasyedi konumuna düşmüşlerdir. Söz gelişi son üç bölümü çok zayıftı. Eğer yayın hayatına bu şekilde başlaşalardı, üçüncü bölümden sonra yayından kaldırılırdı.
VADİ MEZARLIĞA KARIŞABİLİR
Bizim projenin hayata başlamasıyla
rekabet şartları daha da ağırlaşacaktır. Kurtlar Vadisi, ya başlangıçta olduğu gibi kalitesini daha da arttırır ve efsane konumunu sürdürür ya da 6 ay sonra dizi mezarlığına karışır.
AVNİ PAŞA’DAN SUNALP’E
SORU: 1 Numara, hangi 1 numaraları deşifre edecek?
TAYYAR: Biz mevcut Ergenekon’un İttihat ve Terakki ye kadar uzandığını söylüyoruz. İttihat ve Terakki’nin uzandığı ana
damar ise 1876’da kanlı bir
darbe ile Abdülaziz’in tahttan indirilmesidir. 100 yıl önceki 1 Numara ise Abdülaziz’i tahtan indiren Hüseyin
Avni Paşa’dır. Bunun gibi günümüze kadar gelen çok sayıda 1 Numara vardır. Bu dizi ile tüm 1 Numara’ları deşifre etmiş olacağız.
SORU: Açıklayabileceğiniz en son 1 numara kimdir?
TAYYAR: Açıklayacağımız son 1 Numara Turgut Sunalp’tir. Yakın tarih üzerindeki
ambargo henüz kalkmadığı için Sunalp’ten sonrasında da bildiklerimiz olmasına karşın, onları açıklayamıyoruz. Ancak bazıları dizi içinde yer alacak. Açıklayamadığımız 1 Numara’lar dizinin en önemli karakteri olacak ama silüet halinde olacak ve yüzü net olarak gösterilmeyecek.
TAYYAR'DAN MÜTHİŞ İDDİA
"HACI İLE BACI'YI HAPSEDİN"
Şamil Tayyar’ın birkaç gün sonra raflara çıkacak kitabı Kıt’a Dur’un sayfaları arasında müthiş iddialar var. Bunlardan biri dönemin 28 Şubat’ta
Başbakan olan Necmettin
Erbakan ve
Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller’in, hükümeti devirdikten sonra hapse atılmalarına ilişkin. 28 Şubat’ın ünlü askeri siması
Çevik Bir’in,
Mesut Yılmaz hükümetinden açık açık talep ettiği ‘
Hacı ile Bacı’nın hapsedilmesi’ ne ilişkin kitapta yer alan bilgileri Tayyar İNTERNETHABER’e şöyle anlattı:
NE BEKLİYORSUNUZ?
“28 Şubat’tan sonraki dönemde dönemin
Kara Kuvvetleri Komutanı
Hüseyin Kıvrıkoğlu‘nun da katıldığı 1997 yılının
Ekim ayında
Kıbrıs’taki bir askeri tatbikatta bir albay hayatını yitirmişti. Yaygın kanaat Kıvrıkoğlu’na süikast girişimi olduğu yönündeydi.
Olay duyulduktan sonra
Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ı arayan Başbakan Mesut Yılmaz, hükümetin geçmiş olsun dileklerini iletmek üzere Aşık’ı görevlendirdi. Aşık da Genel
kurmay’ı arayıp randevu aldı. Aşık Genel Kurmay’a gittiğinde tatbikat ile ilgili
harita üzerinde kendisine bilgi verildi. Aşık asıl şoku brifing sonrası yaşadı.
DOSYA YOKSA VERELİM
Toplantıdaki diğer askerlerin ayrılmasından sonra Aşık’la baş başa kalan
Orgeneral Çevik Bir, kızgın bir üslupla
Necmettin Erbakan ve
Tansu Çiller’i niye hapse atmadıklarını sordu. Hacı ile Bacı olarak adlandırılan Erbakan ve Çiller ile ilgili isteğinde daha ileri gidip, fırçalarcasına ‘Bu Hacı ile Bacıyı hapse atmak için niye bekliyorsunuz? Eğer
dosya yoksa size dosya verelim. Niye duruyorsunuz?” diye konuştuğunu öğrendim. Aslında bu görüşme bile 28 Şubat aktörlerinin nasıl bir ruh hali içinde olduğunu gösteriyor.
YA 27 NİSAN SONRASI
Tayyar, 28 Şubat sonrası sivil hükümet ile
komuta kademesi arasındaki ilişkinin boyutunu gösteren bu müthiş iddiaya karşın, AKP hükümetine karşı yapılan 27 Nisan Bildirgesi sonrasında ise durumun farklı olduğunu belirterek, kitabında şunları söyledi:
DOLMABAHÇE’NİN İÇİNİ BİLİYORUM
“
Askeri komuta kademesinin 27 Nisan sonrası da tıpkı 28 şubat sonrasında olduğu gibi sivil hükümeti hizaya getirdiği tezi ileri sürüldü. Bunun en somut kanıtı olarak da
Dolmabahçe görüşmesi ileri sürülüyor. Ancak tersini söyleyenler de var. Sonraki gelişmelere baktığınızda hükümet lehine bir sürecin yaşandığını görürsünüz.
ŞANTAJ DEĞİL ANLAMA VARDI
Nitekim o görüşmeden sonra o güne kadar
Yaşar Büyükanıt Paşa’ya övgüler dizen yazarlar ters çakmaya başladılar. Hatta Ergenekon tutuklusu
Tuncay Özkan sahip olduğu TV kanalında; “Yaşar Paşa, Yaşar Paşa gerekirse bu millet 70 ordu kurar” diyerek, haddindi aşan tarzda
Genelkurmay Başkanı’na yüklenmişti. Sonra kimi köşe yazarları Başbakan Erdoğan’ın Büyükanıt’ı elindeki gizli dosyalarla
şantaj yaptığını ve susturduğunu iddia ettiler. Bu iddiaların hiç biri doğru değildir. Neler konuşulduğuna ilişkin bazı bilgi notlarına sahip olmakla birlikte yalanlanma riski nedeniyle açıklayamıyorum ama biliyorum ki, şantaj dosyası yoktur. Ancak ülkenin temel meseleleriyle ilgili çok kapsamlı bir görüşme olmuştur ve o görüşmede taraflar birbirlerini çok iyi anlamışlardır.
İNTERNETHABER