Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Toplantı salonunda ortak bir basın toplantısı düzenledi. Diyarbakır'da 3-4 günden beri üzücü olayların yaşandığını söyleyen DTP Eş başkanı Ahmet Türk, bir çok insanın açıkça hedef haline getirildiğini ifade ederek "Bir çok insanımız açıkça hedef haline getirilerek kurşunlanmıştır. Bunlardan bir çoğu çocuk. Tabiki bu üzüntü verici olayların son bulması için büyük çabalar sarf edildi. Özellikle Belediye Başkanlarımız bu konuda büyük bir duyarlılık gösterdi. Ama sayın Başbakan'ın açıklaması üzüntü verici bir noktada. Sorumluluğunun bilinci ile hareket eden Belediye Başkanlarımızı farklı bir şekilde suçlaması üzüntü verici bir durumdur. Dünyanın bir çok yerinde demokratik tepkiler gelişiyor. 1-2 gün önce Fransa'da 1 Milyon 700 bin insan yürüyerek tepkilerini ortaya koydu. Tek bir insanın burnu bile kanamadı. Diyarbakır'da ise insanlar adeta hedef haline getirilerek kurşunlandı. Aslında bunun hesabını Başbakanın vermesi gerekiyor. Demokratik bir ülkede polisin halka karşı ateşli silahları kullanarak, üzerlerine gitmesi üzüntü verici bir durumdur. Amacımız demokratik siyasetin önünü açacak projelerle ortaya çıkartmak. Barışçıl açılımlar konusunda her zaman elimizi uzattık. Türkiye'de Kürt sorunun barışçıl bir mantıkla ele alınması ve artık diyalog ortamının kurulması gerekir. Biz şiddetle silahla sorunların çözüleceğine hiçbir zaman inanmadık ve inanmıyoruz. Bugünkü duruşumuzda budur. Artık yeter diyoruz. Halkların birlikte yaşaması için herkes proje ortaya koymalıdır. Bu ülkede barış ve özgür ortamın hazırlanması için çaba göstermekteyiz. Hiçbir zaman kitlelerin esnafımıza insanımıza zarar verecek tutumları tasvip etmedik. Bugünde tasvip etmiyoruz.Demokratik tepkileriniz ölçülü olmalı. Ölçüyü kaçıracak hiçbir eylemi tasvip etmiyoruz. Aynı çağrıyı güvenlik güçlerine de yapıyorum"dedi Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise , tüm sivil yurttaşları eylemleri durdurmaya davet etti. Diyarbakır büyük bir açı yaşadı diyen Baydemir şunları söyledi : "28 Mart günü 70 civarında yaralı vardı. 29 Mart günü 100 aşkın yaralı ve 3 yaşam hakkı ihlali yaşadı bu kent. 30 Mart günü yaralı sayısı çoğunluğu ateşli silah olmak üzere 20 yi aşkın yaralı ve 2 yaşam hakkı ihlali yaşadık. 31 Mart itibariyle yaralılarımızdan bir tanesini daha yitirdik. Ortaya çıkan tabloyu baktığımızda 200 aşkın yaralı ve 6 can yitirdik. Bunu rakamlarla ifade etmek belki pek çoğu açısından kolaydır. Ama bunu yüreklerde his etmek ve empati yapıp kendimizi o insanların anne babaların yerine koymak hem sorunluluk hem de vicdanlı olmanın gereğidir. Tüm yurttaşlarım derin bir yara aldı. Olaylarda büyük sıkıntılar yaşadık. Ortaya çıkan açının tamamı bu ülkenin aydınlık geleceğine olan inancımdan hareketle söylüyorum. Bu hepimizin ortak acısıdır ve hepimizin ortak acısı olmalıdır. Hep birlikte buna sahip çıkmak durumdayız. Bugünden itibaren kentimiz sağduyu ve metanete kavuşmalıdır. Herkesin çabası aklın yolunu ortaya koyarak yaşamış olduğumuz travmanın ve açının daha da büyümemesi için daha da derinleşmemesi için hem sorumluluk hem de vicdanlı davranması gereklidir. Artık eylemler olmalıdır. Tüm sivil yurttaşları eylemleri durdurmaya davet ediyorum. Evlerine çekilsinler. Tüm kamu görevlileri ve özellikle güvenlik güçlerinin hiçbir şart ve koşulda sivil insanlara silah sıkmamaya davet ediyorum. Ateşli silah sıkmamaya davet ediyorum. Daha metanetli ve sağduyulu davranmaya davet ediyorum. Artık tek bir insanı kaybedecek bir tahammülümüzün ve pozisyonumuzun olmaması gerekir." SALDIRIYA UĞRADIM Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Baydemir, "Saldırıya uğradınız mı ? " sorusu üzerine "Evet doğudur. Aracım saldırıya uğradı. Ölümle tehdit edildim. Korumam saldırıya uğradı ve gözünden darbe aldı. Ama bunu kamu oyula paylaşmadım. Kent daha fazla gerilİr kaygısını yaşadım. Dün gaz bombasına maruz kaldım. Bunları insanlarımızla paylaşmadım." dedi. BAYDEMİR , HEPİMİZ SORUMLULUK SAHİBİYİZ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yapmış olduğu açıklamalara ilişkin bir soru üzerine ise Baydemir "İlk günden bugüne kadar belediye başkanları arkadaşımla birlikte tek bir insanının yaşamını yitirmemesi için büyük bir sorumluluk ve sağ duyuyla büyük riskler üstlenerek, çaba sarf ettik. Her yurttaşımın geleceği için ve onlara duyduğum saygıdan kaynaklı demokrasiye olan inancımla hareket ettim. Bunun yanı sıra vicdanlı olmaya çaba gösterdim. Hepimizin sorumlukları var. Bu sorumluluklarımızla hareket etmemiz gerekir. Ama sorumluluğumuz yanı sıra vicdana da sahip olmamız gerekir. Ben vicdanlı olmaya davet ediyorum. " şeklinde yanıtladı. HERKES ACIYA ORTAK OLMALI Eylemleri durdurmak için ve onları ikna etmek için yoğun çaba sarf ettiğini söyleyen Osman Baydemir, "Toplumsal barışın sağlanması için 6 ve 7 yaşındaki çocukların ölmemesi için Osman Baydemir kurban edilmek isteniyorsa, buyrun kurban edin. Benim koltuk kaygım yok. İnsanlık kaygım var. Bu ülkenin geleceği kaygısı var. Her iki halkın bir arada yaşama istencine zarar verilmemesi kaygım var. Bu nedenle eylemlerin olduğu bir çok noktaya Vali Yardımcısı ve il başkanımızla gittik. Eylemcilerle görüşmede bulunduk. Onları ikna etmeye çalıştım. Evlerine göndermeye çalıştım. Sorun provakasyon sorunu değildir. Son 20 yıldır ektiğimizi biçiyoruz. Türkiye'nin ve hepimizin ortak geleceği için oturup düşünmemiz lazım. Bu kent çok büyük bir yara aldı. Taziyenin olduğu ortamda artık eylem olmaz. Artık taş atılmaz ve kepenk kapatılmaz. Herkesin acıya ortak olmasını diliyorum. Sayın Başbakanında bu acıyı paylaşıyorum demesini bekliyorum." dedi.