Yıldırım, "Onun işlediği yüzlerce suçu size sıralayabilirim." ifadesini kullandı.
İstanbul 13. Ağır ceza Mahkemesince Silivri'de görülen Birinci
Ergenekon davasının 148.
duruşmasına
sanıkların ve avukatlarının talep ve beyanlarının alınmasıyla devam edildi. Duruşmada söz alan
tutuklu sanık
emekli yüzbaşı
Muzaffer Tekin, "
Danıştay kayıtları gerçekten silinmişse büyük bir güç müdahale etmiştir." diye konuştu.
Duruşmada ilk söz alan tutuklu sanık
İsmail Yıldız,
darbe suçlamasını kabul etmediğini belirterek, " Bu çağda darbe yapmak fikri çok ilkel kalıyor. Birkaç dakikalık video bile yeter hükümetleri devirmek için. Bakın bir video bir genel başkanın istifasına yetti. AKP'yi bitirmek için de 10 saniyelik bir video yeter, darbe yapmaya gerek yoktur." şeklinde konuştu. İlerleyen zamanlarda söz alan tutuklu sanık
İşçi Partisi Genel Sekreteri Nusret Senem, "Nerde laikliği, hukuku savunan biri varsa hakkında tertip yapılıyor" ifadelerini kullandı.
Hamdi Yaver
Aktan'la ilgili olayın önemli olduğunu söyleyen Senem, Şimdi de Aktan hakkında yeni tertipler uygulanıyor" dedi. Bunun üzerine
mahkeme başkanı Köksal
Şengün araya girerek, "Dün de benim hakkımda yayınlandı" ifadesini kullandı. Senem de, "Bakın şahsınızı
hedef alan komplolarda nasıl da irkiliyorsunuz. İşte yargıladığınız bizler de aynı şekilde tertiplere muhatabız." şeklinde karşılık verdi.
Ataşehir'deki toplantıyı kabul etmeyen tutuklu sanık
Muzaffer Tekin, "Böyle bir toplantı olmadı. Asıl Ergenekon bu işleri bizim üzerimize yıkmaya çalışan medya ve
beyin yıkayıcılardır." ifadesini kullandı. Konuşmasında Danıştay saldırısına da değinen Tekin, "Gerçekten o kameralar silinmişse büyük bir güç müdahale etmiştir. Bunun sebebi de saldırganın kimliğinin belirlenmemesi içindir diye değerlendiriyorum." şeklinde konuştu. Saldırının
türban nedeniyle işlendiğini iddia eden Tekin, Hükümeti de bu saldırıdan sorumlu tuttu. Danıştay saldırısıyla kendileri arasında ilişki kurulması eleştiren Tekin, "
Alparslan Arslan'ın saldırıdan hemen önce ve saldırıdan hemen sonra görüştüğü insanlar incelenmiyor mu?" diyerek kendilerinin azmettirici olduğu iddiasına tepki gösterdi.
Davanın öğleden sonraki bölümünde tutuklu sanık
Osman Yıldırım,
Tuncay Özkan hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, Özkan"ın da karşılık olarak kendisi hakkında
Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na
hakaret,
iftira ve kamu görevini yapanı etkileme suçlarından suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Yıldırım, önceki hafta
Beşiktaş"ta bulunan
İstanbul Adliyesi"ne gitme nedeninin bu konuyla alakalı olduğunu açıkladı.
Ankara 22. Asliye
Ceza Mahkemesi'nden bir ceza daha aldığını dile getiren Yıldırım, ''2007 yılında Ankara'da duruşmalara gelip giderken,
Alparslan Arslan ile farklı nezaretlere koyuluyorduk. Arslan, nezarethaneden duruşmaya giderken bilinçli bir şekilde buradaki gibi askerlere sataşıyordu. Komutan da herkes hakkında fezleke hazırlamış. Bu jandarmaya yönelik sin kaflı sözlerden dolayı 4 yıl 4 ay ceza aldım. Temyize göndereceğim.'' diye konuştu.
Ergenekon ana davasının başka suçtan tutuklu olan sanığı
Semih Tufan Gülaltay hakkında da çeşitli iddialarda bulunan Yıldırım, Gülaltay'ı tanıdığını söyledi. Yıldırım, el yazısıyla yazılmış sayfalarca dilekçesini duruşma sırasında okudu. Yıldırım bu dilekçesinin ardından bir de Danıştay saldırısına ilişkin, çok sayfadan oluştuğu gözlenen diğer dilekçesini okumaya başladı. Ancak Mahkeme Başkanı
Köksal Şengün, kendisine ayrılan süreyi fazlasıyla aştığını belirterek bu dilekçenin tamamını okumasına izin vermedi. Köksal Şengün, "Zaten bu dilekçeyi bize vereceksin. Okumana müsade edemiyorum. Sen dilekçeyi bize ver." dedi. Bunun üzerine Yıldırım da sözlerini tamamlamak zorunda kaldı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de, cezaevindeyken Gülaltay'ın kendisine yazdığı mektuplardan söz ettiğini belirten Yıldırım'a, ''Mektuplar var dedin. 5 ay oldu. Nerede o mektuplar?'' diye sordu.
Yıldırım da, Gülaltay'ın kendisine yazdığını iddia ettiği mektupların hem evinde hem de cezaevi yönetiminde olması gerektiğini belirtti. Başkan'ın, "Ne zaman getireceksin bize o mektubu?" şeklindeki sorusu üzerine Yıldırım, "Bu mektubu çocuklarıma soracağım diyorum hep. Ancak ne zaman
telefon açmaya gitsem unutuyorum. Getireceğim." dedi. Yıldırım, daha sonra da "Siz benim
Semih Tufan Gülaltay"ı tanımadığımı söylüyorsunuz ama ben size onun işlediği yüzlerce suçu sıralayabilirim." ifadesini kullandı.
(CİHAN)