Şener, önceliklerinin
Osmanlı İmparatorluğu sınırlarında iş yapmak olduğunu belirterek, "Önümüzdeki 10 yılda toplam 100 milyon yolcuya
hizmet vermeyi hedefliyoruz." dedi.
Cihan Haber Ajansı'na (Cihan' açıklamalarda bulunan
TAV Holding'in üst yöneticisi, yerelden
Türkiye'nin küresel bir
firması oluncaya kadar yaptıkları hiçbir çalışmanın tesadüf eseri olmadığına dikkat çekti. TAV'ın işlettiği bütün havalimanlarından şu an için yılda 42 milyon yolcunun gelip geçtiğini kaydeden
Sani Şener, "Hikayemiz 1998 yılında
Atatürk Havalimanı'nda başladı. Büyük bir risk alarak Türkiye'de daha önce örneği olmayan özel
sektör havalimanı işletmeciğini başlattık. İnanan bir grupla çıktığımız yolda şimdi 100 milyon yolcuya hizmet verme hayalini gerçekleştirmek için ilerliyoruz. Havalimanı işletmeciliği çok zor ve kompleks bir iş. Büyük bir karmaşayı yönetiyoruz. Sadece
Atatürk Havalimanı'nda günde ortalama 100 bin yolcuyu ağırlıyor, 800 civarında uçağa hizmet veriyoruz. Otoparklarımızı yılda 8 milyon
araç kullanıyor. 100 milyonlarca dolar para giriş çıkışı var. Bunların hepsini aynı anda hareket ettirmek zaten çok önemli bir karmaşayı yönetmek demektir." diye konuştu.
"BAŞARI DA ŞEYTAN DA DETAYDA"
Karmaşayı yönetmenin en önemli unsurunu, 'tepe yöneticilerin ormandaki ağaçları tek tek bilmesi' şeklinde açıklayan Şener, "Biz büyük bir ormanı yönetiyoruz, ağaçlarını da tek tek bilmeye mecburuz. Onun için detaya girip, çok hızlı çıkabilirseniz büyük başarıları yakalayabilirsiniz.
Başarı da,
şeytan da detaydadır." ifadesini kullandı.
CEO Şener, bugünün dünyasında süratin önemine işaret ederek, "Biz yüz yıl önce 'havalimanı yapacağız' diye bir bankadan
kredi isteseydik, vermezlerdi. Çok uzağa gitmeyin 30 yıl önce cep telefonu yoktu. Onun da olacağını kimse hayal edemiyordu. Bu nedenle, 10 - 30 yıl sonra ne olacak, bunu görebilmek lazım. Geleceği gören ve yönetebilenler çok başarılı olurlar. Geleceği görebilmenin tek yolu da 'geleceği yaratmaktır'. Biz Türkiye'de havalimanı işletmeciliğini yarattığımıza inanıyoruz. Riski alıp, başarmamızın en önemli kısmı da buydu." şeklinde konuştu.
Şener, Atatürk Havalimanı özelleştirmesine ilk girerken tanıdıklarının, 'Böyle iş olur mu? 100 milyonlarca dolar yatırıp, her yolcudan 15 dolar alarak bu paralar ödenir mi?" diyenlerin şimdi 'Nereden kaptınız bu işleri" dediklerini hatırlattı.
Öngörebilmek için bilmek gerektiğini dile getiren
Sani Şener, insan, şirket ve
ülkelerin üç tane ana sermayesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti; "İlki para mal gibi fiziksel sermayeniz, diğeri
patent ve iş yapma biçimini anlatan bilgi sermayesi. Bir diğeri ise sosyal sermayeniz. Yani işi nasıl yapacağını bildiğiniz dostlarınız, diğer ülkelerdeki meslektaşlarınız, mesleğinizin dışındaki insanlar. Bu üç sermayeyi birleştirdiğiniz an çok büyük başarı elde ediyorsunuz. Biz hem bilgi hem de sosyal sermayemize çok güveniyoruz. "
"TAKLİT EDERSENİZ BATARSINIZ"
TAV Holding CEO'su Sani Şener, dünyanın küçülüp, küresel bir köy haline geldiğini tekrarlayıp, Türkler ve Türk malzemeleri ağırlıkta olmak üzere TAV'ın projelerinde onlarca değişik ülke pasaportlu çalışan bulunabildiğini söyledi.
Çeliği Japonya'dan alıp, Tayland'ta işlediklerini, Filipinli mühendislerle çelip projesini dizayn ettiklerini belirten Şani Şener, "
Küreselleşmeyi çok iyi yakalayabilmek lazım. Bunu yapamazsanız, küreselleşmenin kurbanı olursunuz. Ayrıca, örnek alınan olursanız başarırsınız. Taklit ederseniz batarsınız." dedi.
Şener, 2000 yılında koydukları ve çevresindekilerin hayal olarak gördüğü "10 yılda 10 havalimanı projesini" gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını, hedeflerinin 100 milyon yolcuya hizmet verecek hale gelmek olduğunu anlattı.
Türkiye'de edindikleri havalimanı işletmecilik bilgisini
bölge ülkelerine taşıdıklarını ifade eden TAV CEO'su, "İşletmeci ve inşaatçı bir firma olarak bölgesel, finansal olarak küresel olmayı istedik. Çünkü bölgede coğrafi, idari yakınlık var, kültürel benzerlikler var. Onun için
Osmanlı İmparatorluğu sınırlarını
tarif edip, 'Osmanlı sınırlarında iş yapmamız lazım' dedim. Bugün
Tunus,
Libya,
Mısır,
Katar, Umman,
Gürcistan, Makedonya'da bir dönem Osmanlı sınırları içinde iş yapıyoruz. Buralarda bizi çok seviyorlar. Koşullarımızla iş yapmak bizim en büyük avantajımız." şeklinde konuştu.
Sani Şener, Küresel sermayenin de önemine dikkat çekerek, "Komşularda iş yapabilmek için küresel sermayeyi kullanmanız lazım. Havalimanlarını halka arz ettik. Bu şekilde dünyanın en büyük fonlarını Türkiye'ye getirdik." dedi.
Küreselleşmede ancak teknoloji ve bilgi aktarımı sağlayabildiklerini, kültürel durumların küreselleştirilemeyeceğine işaret eden Şener, iş yaptıkları bütün ülkelerdeki yerel kültürü çok iyi bilen insanlarla çalıştıklarını kaydetti. Şener, "Eğer yerel kültür ve güce önem vermezseniz uluslararası firma olarak başarılı olamazsınız." uyarısını yaptı.
"DİPLOMALAR KREDİ KARTI OLMASIN"
Sani Şener, başarının sihirli bir formülü olmadığını ancak başarısızlığın; risk alamamak,
yenileme becerilerini kullanmak,
taklit etmek, çalışmamak gibi net yanlışları olduğunu hatırlattı. Hiç bir tesadüfün tesadüf olmadığını mutlaka bir nedeni olduğunu dile getiren Sani Şener, 10 bin saat teorisinin gerçekliğine inandığını belirterek, "Eğer konunuzda uzman olmak istiyorsanız 10 bin saat çalışmanız lazım. Üç tane çok yetenekli müzisyeni almışlar.
Uzmanlık alanlarıyla ilgili her gün 3 saat, 10 yıl boyunca
keman çaldırmışlar. 10 bin saat çalan virtiöz, az çalan iyi bir kemancı, daha az çalan
müzik öğretmeni olmuş. Gençlere en büyük tavsiyem çok çalışıp, kendilerini sürekli yenilesinler. Diplomaları kredi kartı olmasın. Üniversitede aldığımız eğitim değişmiyor ama mühendislik pratikleri değişiyor. Bundan 10 yıl önce 10'uncu kata
beton basılabiliyordu, şimdi 101 katlı bina için aynı işlem yapılıyor. Hayalleriniz kadar yaşarsınız. Hayal etmeli ve onu gerçekleştirmelisiniz" diyerek gençlere tavsiyelerde bulundu.
Şener, son olarak dünya ekonomisinin önümüzdeki dönemde İstanbul'dan doğuya Çin'e kadar büyüyerek gideceğini, nüfusunun yüzde 60'ı 30 yaş altında olan Türkiye'nin iyi bir eğitim sistemiyle insan kaynakları merkezi olabileceği görüşünü belirtti.
CİHAN