“Köşk'te daimi bir doktor ve ambülans bulunur. O gün ikisi de yok. Arabayla götürüyorlar babamı. Yolda yarım saat kaybediyorlar. Öldüğünde yanında başyaveri Arslan Güner vardı. Ondan randevu istedim ama hala cevap gelmedi”
Son dönemdeki iddialarıyla Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın ölümüyle ilgili yeniden
soruşturma açılmasını sağlayan
Ahmet Özal, iddialarına devam ediyor.
Bugün piyasaya çıkacak olan
Aksiyon dergisine konuşan Ahmet Özal, babasının ölümüyle ilgili şüphelerini anlattı ve Eski MGK Sekreteri Sabri
Yirmibeşoğlu'nun ardından bu kez de dikkatleri Özal'ın başyaveri,
Genelkurmay İkinci Başkanı Arslan Güner'e çevirdi. İşte Özal'ın açıklamalarından çarpıcı satır başları:
KÜRT MESELESİNİ BİTİRECEKTİ
En son babamla 93'te Aşkabat'ta konuştuğumuzda “
Türkiye'ye döneceğim,
PKK ve
Kürt meselesini bitireceğim.” demişti bana. Bunun bitmesini istemeyen güçler, her kimseler, derin yapı-PKK ilişkisini inceleyen Uğur
Mumcu ile işe başladılar. Ocakta Mumcu, şubatta
Bitlis gitti. Sonra Kahveci, sonra babamÖ Sırayla da
Madımak,
Başbağlar ve
33 er olaylarıÖ Hasta bir
komutan var, konuşuyor bugünlerde, 'Sakallı adamları saldırttık' diye Madımak için. Hiçbir olay çözülemedi. 93, kavgaların başlatıldığı yıldır ve o kavgalar 17 yıldır devam ediyor.
88'DE SUİKASTI ÇÖZMÜŞTÜ
Babam 88'de kendisine yapılan suikastı çözdü. 5-6 ay sonra her şeyi biliyordu. İsviçre'deki para hareketlerini, kim kime ne para vermiş vs... Ama 'Ben bunu açıklarsam Türkiye karışır. Bir ivme var, Türkiye'nin kalkınması bana suikasttan daha önemli' dedi. Yani bildiği için sustu. Bunun derin bir yapı olduğunu, kontrgerilla ya da
Ergenekon gibi bir yapı olduğunu fark ettiği için konuşmadı.
Suikastı bildiği halde bu derin yapıda birlikte çalıştığı insanlar oldu.
Sabri Yirmibeşoğlu ile birlikte çalıştı. Yirmibeşoğlu 88'de 6 ay MGK Genel Sekreterliği yaptı. 1987 yılında Öztorun yerine Torumtay getirilmemiş olsaydı Sabri Yirmibeşoğlu
Genelkurmay Başkanı olacakmış, geçen kendisi söyledi.
'MÜSAİT DEĞİLİM BİLE' DEMEDİ
Yine bu derin yapıdan olabilecek babamın başyaveri vardı. Arslan Güner. Genelkurmay İkinci Başkanı şu anda. Daha önce istihbarat başkanlığı yaptı. Babam öldü, 17 yıl geçti, daha onu bir defa görmedim. Ben milletvekiliyken bir kez randevu için
telefon açtım sekretaryasına. Ama hiç cevap gelmedi, hiçbir zaman. Müsait değil diye bile bir şey gelmedi. Rahmetli babamın öldüğü gün normalde
Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde daimi olarak bir doktor ve ambülans bulunur. İkisi de yok. Ve arabayla götürüyorlar. Önce GATA'ya, sonra birileri yol ve güzergâh değiştirerek Hacettepe'ye götürüyor. Yolda yarım saat kaybediyorlar. Şimdi bunu kim yaptı bilmiyorum. Soru işaretleri tabii.
BABAMI TEHLİKELİ GÖRDÜLER
Babamı iki türlü tehlikeli gördüler. Derin yapılanmanın düşünceleriyle konuşuyorum. Birincisi Kürtçü. 38 bin köye elektrik, telefon gittiği için.
Cumhuriyet tarihinde yapılmayan elektrik, telefon hizmeti yapıldı, insanlara insan gibi muamele edildi. “Benim annemin anne tarafı Kürt'tür, halam
Kürtçe konuşur,
Türkçe konuşamaz.” dedi. Bunları söyleyebildi. Bu bazı yapıları rahatsız etti. Sen safkan Türk müsün, değil misin meseleleri vardı o zaman. Kürtçe konuşmak yasaktı, müzikleri yasaktı. Kürtlerin adını telaffuz etmeye başlayıp onların bir ırk olduğunu söyledi, onların eksik olan temel haklarını düzeltmeye çalıştı, yasakları kaldırdı. Kürtçe
gazete çıkartabiliyorsanız çıkartın dedi. Altı tane gazete kuruldu, üç ay sonra hepsi battı. Serbestlik getirdi bu Kürt meselesiyle ilgili. Babamı Kürtçü diye düşünenler oldu. Ayrıca babam, beş
vakit namaz kılan inançlı bir insandı. Türkiye'de beş vakit namaz kılan bir başbakan, bir
cumhurbaşkanı oldu. Bundan çok rahatsızlık duyuldu.