Şikâyet dilekçesini
Adana Cumhuriyet Savcılığı'na sunan Avukat Necmettin Şen,
Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından yürütülen
soruşturma sırasında Özbek'in "Görevi kötüyü kullanma, yargı görevi yapanı etkileme, soruşturma gizliliğini ihlal ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" maddelerine aykırı davranış olarak değerlendirilebilecek fiillerde bulunduğunu kaydetti.
Adana Barosu Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen basın toplantısında Şen, "Erzurum Özel Yetkili
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı'nın makam odası aranmıştır. Bu sırada
HSYK Başkan vekili aramaya nezaret eden cumhuriyet savcısı ile
telefon vasıtasıyla konuşmuştur. Şüpheli, HSYK Başkan Vekili kendisine ait
ses kayıtları basına yansıdıktan sonra yaptığı bu telefon görüşmesini doğrulamıştır." dedi.
Polis kamerasına yansıdığı kadarıyla HSYK Başkan Vekili ile tutuklanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı'nın,
gözaltı olayından bir gün öncesinde de konuştuğunun belirlendiğini hatırlatan Necmettin Şen, bu görüşmenin Başsavcı
İlhan Cihaner'in "Başkanım, zaten size dün
akşam söylemiştim" cümlesinden anlaşıldığını vurguladı.
Bu telefon görüşmeleri HSYK Başkan Vekili ile tutuklanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı'nın gözaltı öncesinde de irtibat halinde olunduğunu ve gizli olarak yürütülen soruşturmaya müdahale edildiği kanaatine neden olduğunu ifade eden Şen, şunları söyledi: "HSYK Başkan vekilinin gözaltı süreci sırasında Erzincan Cumhuriyet Başsavcısını aramıştır. Ardından aramaya nezaret eden görevli
Cumhuriyet Savcısıyla görüşüp tehdit tarzında sicilini sorması kabul edilebilir bir davranış değildir. Çünkü
Kadir Özbek temsil ettiği makam itibariyle soruşturmayı yapanların sicil bilgilerine derhal
vakıf olma olanağı vardır. HSYK Başkan Vekilinin, görevi gereği orada bulunan Cumhuriyet Savcısına karşı bu tarz yaklaşımı nezaketsizlikten öte suç teşkil ediyor."
HSYK'nın, Başsavcı Cihaner'in gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından soruşturmayı yürüten Osman
Şanal ve aramaya katılan diğer iki savcının yetkilerini aldığını hatırlatan Şen,
şüphelinin davranışı ile HSYK'nın savcı yetkilerini kaldırma kararı arasında bağlantı olduğuna dair kuvvetli şüphe doğduğunu vurguladı.
Şüpheli Özbek'in bahse konu fiilleri ve girişimleri nedeniyle önemli bir
yüksek yargı kurumu yıpratıldığını savunan Şen, şöyle devam etti: "Nitekim,
Anayasa Mahkemesi
raportörü ve Demokrat
Yargı Eşbaşkanı Osman Can, 25 Mart'ta yaptığı basın toplantısında, 'HSYK' nın hakim ve savcılar için güvence teşkil etmediğini, tam tersine tehdit unsuru olduğunu' belirtmiştir. Ayrıca 'HSYK üzerinden tehdit edildiklerini' söylemiştir. Anılan sözlere de itibar edilerek şüpheli HSYK Başkan vekili hakkında soruşturma başlatılması gerekmektedir. Devletin temeli olan
adalet sisteminin yasalar çerçevesinde işlemesi, yargı mensuplarının tehdit altında olmadan çalışması ve hakkaniyete uygun kararlar tesis edilebilmesi için suç duyurusunda bulunma gereği hasıl olmuştur." (CİHAN)