22 Temmuz ertesinde mutasyona uğrayarak... ‘Uzlaşmacılar’ olarak ortaya çıkan familyayı eskiden beri tanıyoruz aslında. Ama ‘niteliklerini’ yeniden
test etme açısından tek bir soru yeter... ‘27
Nisan muhtırasına
demokrasilerde yer var mı?’
Onların uzlaşma dedikleri... Zaten
27 Nisan muhtıracılarıyla anlaşmak.
‘Uzlaşın...’
Kimle?
‘Muhtıracılarla.’
Galiba...
Türkiye’de ‘özde cumhuriyetçilik’ dedikleri bu... Halkın iradesini hiçe saymak.
***
Uzlaşmanın ferasetinden söz edenlerin...
Herhangi biri de...
Allah rızası için...
Kalkıp, göstermelik de olsa şu 27 Nisan müdahalesini eleştirsin.
Bu, söz konusu bile olmuyor.
Tek
kale maç oynayacaklar...
Halk yüzde 46.6 oranında bir irade de beyan etse...
Golü demokrasi kalesine atacaklar.
Neymiş?
Uzlaşmaymış.
Peki, bir kere de siz...
Halkla uzlaşmayı denesenize.
Ama siz...
Apoleti ve silahı olmayanlarla ‘uzlaşmazsınız’ değil mi?
Hiç utanmanız yok mu sizin gerçekten...
***
Anayasaya göre ‘cumhurbaşkanını kim seçer?’
Meclis.
Şartlar belli...
Kurallar belli...
İlkeler belli.
Peki neyi, kimle, neden uzlaşmak gerekiyor?
Meşru olanı...
Yasal olanı...
Meşru ve yasal olmayan güç gösterileriyle uzlaştırma çabasındalar.
Cumhuriyetçilik bu mu?
***
Demokrasilerde, temel hak ve özgürlükler saklı kalmak kaydıyla,
halkın iradesi geçerli...
Demokrasilerde evrensel hukuk kuralları geçerli...
Demokrasilerde ilkeler geçerli.
‘Uzlaşma familyası’ bunları bir kenara itme gayretinde.
Üstelik bir de silaha karşı...
Zorbalığa karşı...
Anti demokratik girişimlere karşı...
Demokrasinin uygulanmasını isteyenlere
küfür kıyamet var.
Amaç...
Halk sahaya girmesin...
Sözde cumhuriyetçilik olsun...
Statüko eski bildiği oyunu oynasın.
***
Meclis rutininde gidiyordu..
Askeriyenin sözcüsü olarak
CHP de görevini yerine getirmekteydi...
Anayasa mahkemesine başvurmuştu.
Sahaya tankı kim soktu?
Muhtıracılar soktu.
22 temmuz seçimleri, halk tarafından kuralların yeniden hatırlatılmasıdır.
‘Uzlaşmacı’ zevat hem sahaya tank girmesine ses çıkarmıyor...
Hem de 22 Temmuz sonuçlarını görmezden gelmeye çalışıyor.
***
Türkiye’nin sorusu 22 temmuzdan sonra değişmiş bulunmakta.
Soru şu:
‘Demokrat mısın?’
Cevabı ‘demokratım’ olanlara da şu sorulmakta:
‘Özde mi, sözde mi?’
Özde demokrat isen...
Tankla...
Cuntayla...
Muhtırayla işin ne?
Uzlaşmayla amacın ne?
Kiminle kimi uzlaştırmaya çalışıyorsun?
Demokrasinin kralları yetmiyor mu?
Halkın iradesi kesmiyor mu?
***
Bir kere de dönüp...
Muhtıracılara...
‘Halkla uzlaşmaları’ için çağrıda bulunsanıza.
O olmaz, değil mi?
Halkınızla uzlaşmazsınız.
Halkınıza düşmansınız çünkü siz.
Bir de aptal yerine koyup yetmiş milyon insanı... Muhtıracılığı ‘uzlaşma’ diye yutturmaya kalkışıyorsunuz.
Halkın, bir deprem gibi ülkeyi sarsan sesini dinleyin:
‘Biz darbecilerle uzlaşmıyoruz.’
Çok istiyorsanız siz uzlaşın.
Aşağılayın kendi halkınızı.
Bakalım, kendi halkınızı aşağılayarak daha ne kadar oturabileceksiniz o koltuklarınızda.
MEHMET ALTAN/STAR