Birleştirilen
Ergenekon davasında
heyetten bazı üyelerin reddine ilişkin taleplerin kabul görmemesi üzerine
mahkeme başkanı Köksal
Şengün ile bazı
sanıklar arasında
tartışma yaşandı.
"Talebimiz belirttiğimiz gerekçeler tamamen incelenmeden karar verilmiştir." iddiasında bulunan sanıklara Şengün, talebin hem
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin diğer heyetince, hem de bir üst mahkeme olan İstanbul 14.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde reddedildiğini hatırlattı.
İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirilen 2. ve 3. Ergenekon davalarının görülmesine devam edildi. Duruşmaya;
Tuncay Özkan,
Gürbüz Çapan ve
Adil Serdar Saçan'ın da aralarında bulunduğu 48
tutuklu sanık katıldı. Mehmet
Haberal,
Levent Ersöz,
Mustafa Dönmez, Fahri Kepek ve
Fatih Hilmioğlu ise
duruşmaya katılmadı. Şener Eruygur'un da aralarında bulunduğu 43 tutuksuz sanık duruşmaya gelmezken,
Sinan Aygün,
Vural Vural ve
Emin Şirin'in de aralarında bulunduğu 12 tutuksuz sanık salondaki yerlerini aldı. Tutuklu sanık
Tuncay Özkan'a
destek vermek isteyen ve Yeni Parti üyesi çok sayıda izleyici de duruşma salonuna geldi. Ayrıca
Cumhuriyet Halk Partisi
Milletvekili Şahin Mengü, Turgut Dibek, Atilla Emek,
Atilla Kart, Birgen Keleş, Halil Ünlitepe, Rahmi
Güner, Ahmet Küçük,
İsa Gök, Fatih Atay, Malik Ejder
Özdemir, Ali Rıza
Öztürk ve Ali
İhsan Köktürk de
izleme heyeti olarak duruşmada yerini aldı.
12
Ekim 2009 tarihli oturumda yapılan heyetten bazı üyelerin reddine ilişkin taleplerin değerlendirilmesi için verilen 2 haftalık aranın ardından bugün birleştirildikten sonraki 9. duruşmaya devam edildi. Mahkeme Başkanı
Köksal Şengün, heyetten bazı üyelerin reddine ilişkin talebin, önce İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin diğer heyeti tarafından, daha sonra bu karara yapılan itirazın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddettiğini açıkladı. Şengün, yarım kalan
iddianamenin okunmasına devam ederek duruşmayı başlattı. Ancak Tuncay Özkan'ın ısrarla söz istemesi üzerine Şengün ile Özkan arasında tartışma yaşandı. Tuncay Özkan ısrarla konuşmak isteyip, "Bana söz vermek zorundasınız." deyince Şengün, "Size söz vermiyorum efendim, buyurun oturun yerinize." diye
cevap verdi. Aynı sözler ısrarlı bir şekilde defalarca tekrar edildi. Özkan, uzun süre yerine oturmamak konusunda ısrar edince Şengün, "İddianame bir an önce okunsun. Bu, hepimiz adına iyi olur. Özellikle yargılamanın devamı adına sizin açınızdan daha da önemli." dedi. Özkan ise, "Ben kocaman adamım. 'Sus' deyince susup yerinde oturacak bir adam değilim. 'Sus' deyince susacak bir adam olsaydım şimdi burada olmazdım. Sizin bize karşı bir önyargınız var." diye konuştu. Özkan'ın ses tonunu yükselttiği, hatta kendisine
mikrofon verilmediği zamanlarda dahi mahkeme salonunun geniş olmasına rağmen sesinin rahatlıkla duyulduğu gözlendi.
Hakim Şengün ise, "Mahkemenin size karşı bir önyargısı yok." cevabını verdi. Özkan, sözleriyle mahkeme başkanıyla olan tartışmasına devam etmek istedi. Başkan Şengün, uzun uğraşlar sonucunda Özkan'ın yerine oturmasını, "Farklı tedbirler almak zorunda bırakmayın bizi lütfen! " sözleriyle sağladı.
Tutuklu sanık
Adil Serdar Saçan da, mahkemenin, heyetten bazı üyelerin reddine ilişkin verdiği karar öncesinde kendi gerekçelerinin dikkate alınmadığını ileri sürdü.
Silivri'de Ergenekon davasına
bakan sizin oluşturduğunuz heyet ile Beşiktaş'ta diğer davalara bakan ikinci bir heyet bulunmaktadır. Ceza Muhakemeleri Yasası'nda 'yeterince üye bulundurulur' ibaresi, yeni bir heyet kurulur anlamına gelm
emektedir. Heyetiniz, olağanüstü bir yargılama yapmaktadır. Ana
yasa'ya karşı
hile yoluyla yargılama yapıyorsunuz.
Yargılamanın ilk gününden beri heyetinizde hiçbir değişiklik yapmıyorsunuz. Arada bir diğer heyetten üyelerle değişim yaparak duruşmayı devam ettirseniz belki bunları düşünmeyecektik. Ancak siz bu yolla
HSYK'nın hakkını
gasp ediyorsunuz. Mahkemenin olağanüstü bir mahkeme olup olmadığı, yargılamanın da olağanüstü bir yargılama olup olmadığı konusunda bir karar verilmeden heyetten bazı üyelerin reddine ilişkin karar verilemez." iddiasında bulundu.
Talepleri değerlendiren Köksal Şengün, 5235 sayılı yasanın 9/3 maddesine uygun olarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bir başkan ve 7 üyenin görevli bulunduğunu belirtti. Şengün, "Bu yasa üye sayısını sınırlamamıştır, 'yeteri kadar üye bulunur' demiştir." dedi. Şengün, mahkemede Kemal Can, Hasan
Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu'nun görevli olduğunu, Ergenekon iddianamesinin kabul edilmesinden sonra da
Gökmen Demircan,
Ömer Diken ve ardından da Hüsnü Çalmuk ve Faik Saban'ın da aynı mahkemede görevlendirildiğini söyledi.
Görevlendirmelerin Anayasa'ya uygun olarak HSYK tarafından yapıldığını belirten Şengün, "HSYK'nın 29 Temmuz 2008 tarihli görevlendirme yazısında, "İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin iş yoğunluğu nedeniyle iki ayrı heyet halinde çalışmasına, mahkeme başkanının mazereti nedeniyle duruşmaya katılamaması durumunda en kıdemli üyenin başkanlığında heyetin toplanması yönünde kararı vardır. HSYK'nın bu kararından sonra mahkeme çalışmaya başlamıştır. Gayri yasal bir durum yoktur. HSYK Anayasa'ya göre kurulmuştur. HSYK'nın kararlarına yargı yolu kapalıdır." şeklinde konuştu.
Başkan Şengün, "Her ne kadar bir kısım sanık ve avukatları, mahkemeyi çekilmeye davet etmiş iseler de usulde davet etmek gibi bir durum olmayıp, bu konu mahkemenin takdir ve yetkisinde olan bir husus olup talebin reddine karar verilmiştir." dedi. Şengün, yargılamanın Silivri
Cezaevi kampüsünde yapılmasına ilişkin daha önceki celselerde ara karar aldığını belirterek bu konudaki talebin de reddine karar verdiklerini kaydetti.
Başkan Şengün, duruşmayı saat 14.00'e erteledi.
(CİHAN)