Birleştirilen
Ergenekon davasında
tutuklu sanık Tuncay Özkan'ın
avukatı Ahmet Çörtoğlu ile sert
eleştirilerde bulunduğu
mahkeme heyeti arasında
tartışma yaşandı. Üye hakim
Sedat Sami Haşıloğlu'nun, "Avukatların hareketleri bir yere kadar tolore edilir. Avukatlar, müvekkillerine ve izleyicilere göre konuşur. Bunu da anlarız." sözü, Çörtoğlu'nun sesini biraz daha yükseltmesine neden oldu.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan Birleştirilen
Ergenekon davasının talepler bölümünde tutuklu sanık Mustafa
Balbay kendisine ait olduğu ileri sürülen günlükleri hiçbir zaman yalanlamadığını söyledi. Balbay, bu yazıların gazetecilik notu olduğunu anlattı. İddianamede "Balbay'ın günlükleri" adı verilen bilgisayar verilerinde 30
Mayıs 1998'den 4 Mayıs 2006'ya kadar 30 kişi ile yaptığı görüşme dökümlerinin
delil olarak alındığını belirten Balbay "Notlar öylesine bir araya getirilmiş ki ben bile bunları algılamakta zorlandım. 8 yıllık notlar özel olarak bir araya getirilip art arda günlük şeklinde koyulmuş. Üstelik üç kez biçim değiştirdiğini
savunmamda ortaya koymuştum." dedi. Balbay, günlüklerde geçen ifadelerin ancak yüzde 1'inin kendine ait olduğunu vurguladı. Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, eski
MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, eski Genel
kurmay Başkanı
emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, eski
Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral
merhum Güven Erkaya, eski MGK Genel Sekreteri
Tuncer Kılınç, 10. Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer ile görüşmeleri olduğunu anlatan Balbay, "
Gazetecilik görevimle ilgili olarak yaptığım görüşmelerin sadece dördü baş başadır. Ötekiler hep bir heyetle birliktedir, gazetenin yöneticileriyledir.
İlhan Selçuk,
İbrahim Yıldız da bulunmuştur. Bu görüşmelerin tümü makamlarında yapılmıştır." şeklinde konuştu.
Konuşmasında savcıların kendisi hakkında iki kez müebbet
hapis istediğini belirten Balbay,
Cumhuriyet Gazetesi
Ankara Temsilciliği'nden alınmasını ima ederek "Zaten ilk müebbetimi aldım" dedi. Gazeteciliğini bundan sonra muhabir olarak devam ettireceğini belirten Balbay'ın görevinden alınmasına içerlediği gözlendi.
Talepler bölümünde söz alan bir diğer sanıkta Yeni Parti Genel Başkanı
Tuncay Özkan'dı.
Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi ve başyazarı
İlhan Selçuk'un ''Ergenekon'' davası iddianamesini hazırlayan 3
Cumhuriyet Savcısı hakkında, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla açtığı davada, ''tecavüzün kınanmasına'' şeklinde verilen kararı hatırlatan Özkan, ''Siz yanlış yaptınız. Bizim açacağımız davalar ne olacak. Ben okumayın dedim, ama onlar okudular. Savcılık makamı iddianamedeki özensizliği, iddianamede kasıt arayan yanlış tutumları nedeniyle özür dilemelidir. Savcılık makamı, bunu gerçekleştirmelidir. Evet yanlış yaptık, insanların özel hayatlarına müdahale edildi, demelidirler yeni davalar açılmadan. Bize, Türk adaletine çok büyük zarar verdiler. Hukuku zedelediler.
Özür gerçekleşirse şahsen ben dava açmam. Buradaki sanıkların
savcılık makamından duymak istedikleri özür var.'' şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık
Kemal Aydın, avukatı Yusuf Erikel'in Ergenekon davası kapsamında tutuklanmasının ardından
Ulusal Kanal'ın yaptığı yayınlara inanamadığını belirtti. Birilerinin TSK'ya
hakaret ederek zindandan kurtulmayı umut ettiğini aktaran Aydın, "Acaba başkaları da Yusuf Erikel'e hakaret mi ederek buradan çıkmaya çalışıyor. Bu yayınlardan sonra
Ulusal Kanal'ın satıldığını düşündüm. Yoksa Ulusal Kanal da mı bu güruha katıldı" ifadesini kullandı.
Duruşmanın öğlenden sonraki bölümünde söz alan tutuklu sanık Fatma
Cengiz, "Tutuklu sanık Tuncay Özkan, parti projelerini anlattıktan sonra
örgüt suçlamasıyla hapis yatmasını anlayamadığını söyleyip '
Fatma Cengiz'mi benim örgütümün üyesi' dedi." diyerek Tuncay'ın bu sözlerine sert karşılık verdi. Cengiz, Özkan için "Keşke Tuncay Özkan hiç konuşmasaydı. Onun bu konuşmasıyla kendisinin hiçbir şey olmadığını anladık." dedi.
Tutuklu sanıklarından Hava Teğmen
Mehmet Ali Çelebi, hapishanedeki tutum ve davranışlarının,
Genelkurmay Başkanı'nın tutum ve davranışlarının gölgesi olduğunu söyledi. Sanık Çelebi, hiçbir zaman kendisinin cezaevinde,
Genelkurmay Başkanı'nın nerede olduğunu sormadığını söyledi. Ergenekon
soruşturması sürecinde haklarında birçok suç iddiası bulunan ve farklı zamanlarda
intihar eden Yarbay
Ali Tatar, Kurmay
Albay Berk
Erdem ve emekli Albay Abdülkerim Kırca'nın şehit olduğunu ileri süren Çelebi, TSK'nın devletin sahibi olduğunu iddia etti.
Tutuksuz sanıklardan Mahir Akkar talep dışı konuşma yaptığı gerekçesiyle Mahkeme Başkanı Hasan
Hüseyin Özese tarafından sık sık taleplerini sunması konusunda uyarıldı. Ergenekon iddianamesini "iftiraname" olarak niteleyen Akkar'a hakim Özese "Taleplerinizi söyler misiniz. Lütfen biraz saygılı olun. Bekleyen insanlar var. Sıra gelince sizi günlerce dinleriz." şeklinde
cevap verdi. Ergenekon iddianamesinden Tuncay Özkan'la ilişkisine dair haberler yapılmasına kızan Akkar, bu konuyla ilgili Özkan'ın bir dönem sahibi olduğu televizyon kanalında iş ayarlayabileceğini söyleyen Ankara 15. Sulh Mahkemesi Başkanı Cengiz Aydemir'in
tanık olarak dinlenilmesini talep etti.
Hakim Aydemir, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Dokuz
Eylül Üniversitesi'ne yaptığı
rektör atamasını "Atanan kişinin ehliyeti olmadığı" gerekçesiyle durdurmuştu.
Sanıkların ardından sanık avukatları taleplerini sundu. Tutuklu sanık Tuncay Özkan'ın avukatı Ahmet Çörtoğlu, "Tuncay kendini o kadar iyi ifade etti ki bize söyleyecek söz kalmadı. 20 Temmuz tarihinden bu yana bu durumun sıkıntısı içindeyim." dedi. Önceki oturumlarda soruşturma savcıları hakkında suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Çörtoğlu, hem savcıları hem de iddianameyi
yasa tanımamakla suçladı. Çörtoğlu, mahkeme heyetinin karşısında "Tutukluların tutukluluk hallerinin devamı için elinizden gelini yapıyorsunuz." ifadesini kullandı. Avukat Çörtoğlu, Ergenekon davalarının başladığı ilk günden bu yana hiç eleştirilmeyen üye hakim Hüsnü Çalmuk'u eleştirerek bir ilke
imza attı. Davayı yürüten mahkeme başkanı Köksal
Şengün ile üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu, sanıklar ve avukatları tarafından sayılamayacak sıklıkta eleştirilmiş, ancak duruşmalara genelde yedek hakim olarak katılan Hüsnü Çalmuk hakkında olumsuz bir eleştiri yapılmamıştı.
Hakim Hüsnü Çalmuk'un mahkeme başkanı tarafından her inceleme konusunda naip hakim olarak
tayin edildiğini belirten avukat Çörtoğlu, "Kendisine verilen görevlerin hepsi de sonuçsuz kalıyor. Aylardır cevaplanmayan taleplerimiz bulunuyor. Yoksa bizden habersiz işlem mi yapıyorsunuz? Bizle ilgili bir incelemeyi bizimle yapmanız gerekir." dedi.
Mahkeme Başkanlığına vekaleten
başkanlık yapan hakim Hasan Hüseyin Özese, yaptığı konuşmalarda savcılık makamını ve mahkeme heyetini
hedef alan konuşmaları nedeniyle avukat Çörtoğlu'nu sık sık uyardı. Ancak Çörtoğlu, sözünün kesilmemesini isteyerek konuşmalarına devam etti. Çörtoğlu, "Sayın üye Sedat Sami Haşıloğlu, 'Siz değişmezsiniz Tuncay bey' diyor. Ben de diyorum ki Evet Tuncay, sen değişemediğin için tutuklu kalacaksın. Sen doğruları söylemekten vazgeçmediğin için tutuklu kalacaksın." şeklinde konuştu. Bunun üzerine üye hakim Haşıloğlu, avukat Çörtoğlu'nun ısrarlı konuşma isteğine izin vermeyerek "Yargıçları yıpratarak hiçbirşey elde edemezsiniz." dedi. Bunun üzerine Çörtoğlu, "Ben sizi kötülemek için söylemedim." dedi. Haşıloğlu sözlerine, "Ben ya da başka bir
yargıç olması önemli değil. Mahkemeyi yıpratarak hiçbir şey elde edemezsiniz." şeklinde devam etti. Avukat ile heyet arasındaki
diyalog, sözlü tartışmaya dönüştü.
ÇÖRTOĞLU: O SİZİN ALINGANLIĞINIZ
Özese'nin yarım saatlik konuşma süresini aşmaması yönündeki uyarısı üzerine Çörtoğlu, "Konuşmamıza da izin vermiyorsunuz." dedikten sonra tartışma kaldığı yerden devam etti.
Haşıloğlu, şöyle konuştu: "Türkiye'nin neresinde sınırsız konuşma hakkı verildiğini gördünüz? Mahkeme İsa'ya da Musa'ya da yaranamaz. Buna da ihtiyaç duymaz. Avukatların hareketleri bir yere kadar tolore edilir. Avukatlar, müvekkillerine ve izleyicilere göre konuşur. Bunu da anlarız."
Çörtoğlu ise şunları söyledi: "Burada şov yapan savunma makamı değil. Sizi bu sözlerinizden dolayı tenzih ederim. Sözlerinizi size iade ediyorum. Şimdiye kadar söylemedim ama sizin yaşlarınızın toplamı kadar tecrübeye sahip bir hukukçunun oğluyum. Babam 58 yıl bu mesleğe
hizmet etmiş 94 yaşında bir kişidir. Nasıl konuşacağımı gayet iyi bilirim. Ayrıca eşim de yargıçtır. Sanıkların 30 dakikada anlattıkları sizleri rahatsız ediyor. Kaç aydır buradan çıkarken sizin yüzünüz gülmüyor."
Özese şöyle dedi: "Bizim vicdanımız rahat."
Avukat Çörtoğlu, üçlü ve tartışmalı diyaloğun ardından evrakta sahtecilik yaptıklarını ileri sürdüğü soruşturma savcıları hakkında mahkeme aracılığıyla suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı. (CİHAN)