Özkök,
Atatürkçülüğün 'Atatürkçüyüm' deyip yanlış yargılarla toplumu yanlış hedeflere götürenlerin sıfatının olamayacağını söyledi.
Milliyet'ten Fikret Bila'ya
mülakat veren Özkök, görev yaptığı dönemde Hükümet'e karşı sert tutum izlememesini eleştiren bazı Atatürkçü kesimleri eleştirdi. Özkök şöyle konuştu:
"Görevim süresinde beni en çok üzen, kendilerini Atatürkçü diye niteleyen, bir kesim takiyeci Atatürkçülerin, gerçek Atatürkçülüğe
ihanet edercesine hükümetle kamuoyu önünde
kavga eden bir genelkurmay başkanı istemeleri, kavga etmiyorum diye benimle kavga etmeleridir.
İttihat ve Terakki'nin neye mal olduğunu bilen birçok lider üniformasından güç alırken, Anadolu'ya geçip siyasete atılınca üniformasını hemen çıkaran Atatürk iki binli yıllarda böyle bir
Türkiye mi isterdi? Böyle kavgalı bir ortam kimlere yarardı? Bu kavga halka neye mal olurdu? "
Sözde Atatürkçülerin verdikleri zararı, zamanın, onların çocuklarına öğreteceğini belirten Özkök, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Kavga etmemi istemelerinin gerekçeleri sadece kavgayla mı ortadan kaldırılabilecek şeylerdi? Geçtiğimiz beş yıl içinde "olacak" dendiği halde olmayan birçok şeyin neden ve nasıl olmadığını hiç merak etmediler mi? Meselelerimizi yumruklarımızla ve duygularımızla değil, aklımızla çözebileceğimizi bize Ata'mızın ilkeleri hâlâ öğretemedi mi? Şunu açıkça ifade etmek isterim ki, zaman, bu zihniyetteki sözde Atatürkçülerin, gerçek Atatürkçülüğe ne kadar zarar verdiklerini kendilerine veya evlatlarına öğretecektir."
"Atatürkçülük kendinden menkul sahiplenilemez." diyen Özkök, "Atatürkçülük, "Atatürkçüyüm" deyip yanlış yargılarla toplumu yanlış hedeflere götürenlerin sıfatı olamaz. Gerçek Atatürkçülük, onun ilke ve devrimlerinin ışığında bugünü aydınlatıp, o yaşasaydı ne yapacaksa onu yapmak, ne diyecekse onu demek ve davranış ve
yaşam tarzıyla onun yolunda olduğunu kanıtlamaktır. İşte o zaman onlara "O Atatürkçüdür" diyeceklerdir. "Ben Atatürkçüyüm" diye davul çalanların mutlaka kendi Atatürkçülüklerinden şüphesi vardır." şeklinde konuştu.