"BALYOZ"U "ERTUĞRUL"LA GİZLEMİŞLER
Ülkemizin güzide kurumu Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yuvalanan cuntacılar, yargıdan kaçabilmek için
darbe planlarını inkar yoluna gittiler. Ancak
ses kayıtları ortada. Onları da
harp oyunu kamuflajıyla ve Genelkurmay'ın haberi vardı diyerek örtbas etmeye çalışıyorlar.
Ancak cuntacıları bizzat Genelkurmay'a gönderilen harp oyunu yalanladı.
Balyoz'u konuşan cuntacıların Genelkurmay'a "
Ertuğrul Harekat Semineri' adı altında bir
sanal tatbikat yolladığı ortaya çıktı.
Star Gazetesi'nin haberine göre planda iç tehdit ve politik konular yok. Sadece askerin görev alanına giren Dış tehditlere ait stratejiler ve planlar yer alıyor.
Star Gazetesi'nin yayınladığı belgeler Çetin Doğan'ın niçin ısrarla "
Planın adı Balyoz değil." dediğine de açıklık getiriyor. Çünkü Özkök'e sunulan sanal tatkibatın adı "1.
Ordu Komutanlığı Plan Semineri." 4-6
Mart 2003 tarihli seminerin coğrafi bölgesi "1'inci Ordu Komutanlığı Sorumluluk Sahası." Seminerin planlayıcısı ve koordinatörü
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, İcra Makamı da
1. Ordu görünüyor.
DÜŞMANIN ADI "KIRMIZI"
Ertuğrul harp oyununda Balyoz'daki gibi gerçek kişilere, gerçek parti ya da
ülkelere, gerçek semt ya da mekanlara yönelik dehşet
senaryoları bulunmuyor. İsimlerine bakıp buraları basalım, İstanbul'a çökelim denilmiyor. Resmi makamlara sunulan harp senaryosunda düşman ülke "KIRMIZI" ismiyle yer alıyor. Özkök'ün inceleyip icra emri verdiği plan özetle şöyle;
TÜRKİYE İLE KIRMIZI ARASINDAKİ SORUNLARIN BARIŞÇI YOLLARDAN ÇÖZÜMLENEMEMESİ VE GİDEREK TIRMANAN BİR GERGİNLİK DÖNEMİNİ KAPSAYAN BİR SENARYO İÇERİSİNDE ERTUĞRUL HAREKAT PLANININ İNCELENMESİDİR.
PLANDA İÇ TEHDİT VE POLİTİK NETİCE YOK
Balyoz'da yer alan iç tehdit unsurlarının hiçbirine Ertuğrul Harekat Planı'nda yer verilmediği görülüyor. Belgelerde, politik konulara da girilmiyor. Hatta 5. maddede "Politik Neticeler" başlığında "Herhangi bir politik etki beklenmemektedir" deniyor.
BALYOZ'DA BAŞKA ERTUĞRUL'DA BAŞKA
Bir başka önemli fark da medyayla ilgili. Cunta Balyoz'da tutuklanacaklar ve faydalanılacak gazeteciler listesi yaparken Özkök'e sunulan raporda "Pasif
Basın Politikası uygulanacaktır" deniyor.