EKREM DUMANLI - ZAMAN
PKK'nın son saldırılarını '
akıl yoksunu ve akrebin kendi kendisini sokması gibi' şeklinde değerlendiren Gül, "Bunların ne
Kürt meselesi ne de Doğu Anadolu'daki vatandaşın hak ve hukukuyla hiçbir ilgisi yok." dedi. Cumhurbaşkanı, sorunun çözümü için özgüven içinde hareket edilerek demokratik standartların yükseltilmesini istedi.
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül,
Küresel Politika Forumu'na katılmak üzere
Rusya'nın Yaroslavl kentine giderken uçakta gazetecilerin sorularını
cevapladı. Terörle mücadeleden
İsrail'le gerilen ilişkilere, yeni anayasa çalışmalarından sosyal medyaya kadar pek çok konuda önemli açıklamalar yaptı. 1 Ekim'de, Meclis'in yeni yasama döneminin açılış konuşmasında
terör konusuna çok geniş yer vereceğini belirten Cumhurbaşkanı, PKK'nın artan terör eylemleri için dikkat
çekici bir değerlendirmede bulundu. Gül, "Örgütün son
politikaları akıl yoksunu ve akrebin kendi kendisini sokması gibi. Bunların ne
Kürt meselesi ne de Doğu Anadolu'daki vatandaşın hak ve hukukuyla hiçbir ilgisi yok." dedi. Teröre iç ve dış kamuoyunda haklılık zemini
arama gayretlerinin anlamsızlığına işaret ederken, sorunun çözümü için iki önemli hususun altını çizdi. "
Özgüven içinde hareket edilmeli ve demokratik standartlar yükseltilmeli." önerisinde bulundu. Yeni Meclis'in temsili ve katılımcı
demokrasi açısından gücüne sık sık vurgu yapan Cumhurbaşkanı, yeni anayasa yapım süreci konusunda ise Meclis'ten beklentilerini şöyle dile getirdi: "Mecelle'de vardır, usulün esasın önüne geçtiği haller vardır, usule dikkat edilmezse yapılacak bazı işler yapılamıyor. Ben de yeni anayasa sürecinde metodolojinin önemine işaret edeceğim. Yeni Meclis'in anayasa hazırlamak görevidir ve bu sayede onurlandırılacaktır."
Cumhurbaşkanı Gül, sohbet sırasında İsrail ile yaşanan gerginlikle ilgili sorulara da ayrıntılı cevap verdi. Özellikle Türkiye'nin İsrail için yaptığı "iyiliklere" atıfta bulundu ve ekledi: "Ama sanki bunu yapmak zorundayız gibi bir nankörlük içindeler. Yani bir karşılığı olmuyor, müttefiklerine bile yük olan bir
ülke. Bundan böyle biraz da onlar düşünsün."
İsrail'in ABD'den cesaret aldığını ima eden Gül, Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde konuşurkenki manzarayı hatırlattı. Ayakta alkışları kastederek, "Kendi meclisinde o tepkiyi alması mümkün değil." dedi. Cumhurbaşkanı, krizin çözümü için İsrail'e güven duymadığını da gizlemedi. Bu sırada gezide kendisine eşlik eden
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na dönerek, "Dört defa özür için bize geldiler, bu arkadaşımız bizden onay aldı ama son anda caydılar." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı, İsrail ile sadece Türkiye'nin değil
Arap Baharı sayesinde
bölge ülkelerinin ilişkisinin de değişim sürecine girdiğini ifade ederken yaşanan süreci "demokrasi-demografi" ölçüsüyle izah etti: "Birkaç yüz milyon Arap'ın yaşadığı bölgede İsrail
küçük bir ada gibi. Araplar demokrasi dışı rejimlerle yönetilirken İsrail açısından bu liderlerle anlaşmak mümkündü. Bizde de İsrail ile askerî
işbirliği ne zaman gelişti bir bakın. (28
Şubat dönemine gönderme yaptı.) Ama demokrasi geliyor ve hiçbir demokratik ülke vatandaşının isteğini, hassasiyetini göz ardı ederek onursuz politika izleyemez. O yüzden İsrail onurlu bir barışı düşünmek zorundadır."
Twitter'da bana 'Abdullah amca' diyorlar
Abdullah Gül, son derece etkili kullandığı sosyal medyaya ilişkin de ilginç şeyler anlattı. İnsanların eskiden kıraathane ve bahçe gibi mekânlarda oturup konuştuğunu, fikir alışverişinde bulunduğunu hatırlatan Gül, ancak bugün insanların komşusuna
selam verecek vaktinin bile olmadığını vurguladı. Gül, "O yüzden sosyal medyayı kullanıyor. Çünkü Türk insanı bazı ülkelerinki gibi
soğuk değil, sıcakkanlı ve konuşkan. En çok çocukların mesajlarını seviyorum, çünkü kendileri yazıyor belli ki, büyüklerden
yardım almadan, bana 'Abdullah amca' diyen bile çıkıyor." dedi. Gül, üstü açık
Cadillac ile Twitter'a koyduğu fotoğrafına olumsuz tepki alacağından korktuğunu da gülerek anlattı: "Ama büyük çoğunluk beğendi. Arabayla gezerken u dönüşü yaptığım anda bir vatandaş cep telefonuyla fotoğrafımızı çekti. Doğrusu günlerce gazetelere bakarken hangisi basacak acaba diye merak ettim."
'
Bahreyn'li 12 doktor serbest'
Cumhurbaşkanı, sohbet sırasında İstanbul'u gezdirdiği Bahreyn kralına yaptığı tavsiyelerini de aktardı. Şii çoğunluğun
yönetim karşıtı eylemlerinde yaralananları
tedavi eden 12 doktorun uzun süre gözaltında tutulduğunu hatırlatan Gül, "Bahreyn kralına dedim ki: 'Bunları serbest bırakın, o zaman
diyalog girişimi güçlenir.' Bana söz verdi, dün de öğrendik ki doktorlar serbest. Tabii ki bize umut bağlayan Şiiler de çok memnun." diye konuştu.