Adeta halk desteği, azaldıkça teröristler şiddeti artırıyor. Son bir haftada başta Bitlis ve Siirt'te 13 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi bunun göstergesi. Terörist başı Abdullah Öcalan'ın 1999 yılında yakalanıp, tek kişilik İmralı Cezaevine konulmuştu. Sonrasında PKK, silahlı teröristlerini Türkiye sınırlarının dışına çıkarmıştı. 1999 yılından sonra Türkiye demokrasi, insan hakları ve özgürlükler gibi birçok alanda adım attı. Doğu ve Güneydoğu'ya huzur ve güven geldi. İşadamları yatırım için bölgeye yöneldi. Kurulan fabrikalarda yüz binlerce işsiz ekmek kapısı buldu. Geçen bu sürede yaşanan gelişmelerin de etkisiyle PKK terör örgütü de halk nezlindeki desteğini kaybetti. Kanlı terör örgütü, kaybettiği desteği tekrar kazanmak ve varlığını sürdürmek için 1999'da ilan ettiği 'sözde ateşkes'e 1 Haziran 2004 tarihinde sona verdi. Bu tarihten sonra önce polis noktalarına yönelik saldırılar yapıldı. Sonrasında çatışmaya girmekten kaçınarak yollara patlayıcı yerleştirerek güvenlik zafiyeti yaratmaya çalıştı. Ancak geliştirdiği bu iki stratejiden hedefine ulaşamayınca Eylül 2005'te ikinci kez bir aylık 'sözde ateşkes' ilan etti. Bir aylık ateşkes sürecinde de teröristler yollara patlayıcı döşemeye devam etti. İkinci 'sözde ateşkes' sürecinden sonra havalarında soğumasıyla bir süre sessizliğe gömülen PKK'lı teröristler, 2006 yılının başında girdikleri iri-ufaklı çatışmalarda yeniden saldırı sinyali verdi. Havaların ısınmasıyla da asker ve polisi hedef alan hain saldırılarını artırdı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde başlattığı bahar operasyonlarıyla köşeye sıkışan terör örgütü, vur-kaç taktiği izledi. Öyle ki 2006 yılın bahar döneminde pusu ve çatışmalarda 32 güvenlik görevlisi şehit oldu. PKK terörünün hain pusu ve saldırıları Haziran-Temmuz döneminde şiddetlenerek devam etti. Haziran ayından bugüne kadar geçen sürede 30 güvenlik personelinin şehit verilmesi bunun apaçık göstergesi. Bölücü terör örgütünün geçen hafta başında Bitlis'te yola mayın döşeyerek 5 asker şehit etti. 15 Ağustos 1986 tarihinde silahlı saldırıya başlattığı Siirt'in Eruh ilçesinde önceki gün biri korucu 8 güvenlik personelini şehit etmesi, dikkatleri tekrar terör örgütüne yöneltti. AB'ye tam üyeliği her geçen gün ilerleten Türkiye'de PKK'nın, silahlı eylemlerini arttırmasının mantığı ne olabilir? Örgüt mantığı içinde mevcut konjonktür açısından değerlendirildiğinde akla gelen ilk şık, 'azalan halk desteğini yeniden yanına çekmek ve varlığının sürdüğünü kanıtlamak için' saldırılara başvuruyor olabilir. İkinci olarak halk desteğinin azalması ve girilen çatışmalarda çokça kayıp verilmesi sonucunda azalan militan sayısını yeni katılımlarla artırmak düşüncesini taşıyabilir. Böylece örgütü de canlı tutabilir. Bunların dışında artan kayıpların yaratacağı toplumsal tahammülsüzlüğün tetikleyeceği sertleşme eğilimi, milliyetçi akımları güçlendirmesi sonucu, iç barışı bozucu nitelikte kitlesel eylemler ortaya çıkabilir. Ayrıca PKK eylemleri ile başa çıkamayan bir duruma düşecek siyasi iktidar, toplum katmanlarındaki gücünü yitirebilir. Yukarıdaki gerekçelerle bölücü terör örgütü PKK, saldırılarını artırıyor olabilir. Öte yandan İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre 2003'ten bu yana 21'i polis, 22'si geçici köy korucusu, 203'ü de asker olmak üzere 246 şehit verildi. Bu mücadelede yaralanan ve vazife malulü olanların sayısı ise 104'ü polis ve 43'ü asker olmak üzere toplam 147. Yine 2003'ten bu yana 359'u ölü, 377'i sağ ve 589'u teslim olmak üzere 1325 terörist ele geçirildi. Son iki ayda 24 teröristi öldürülürken, valiliklerin yaptığı açıklamaya göre, bahar döneminde de 43 terörist ölü, 5 terörist ise yaralı ele geçirildi. MEHMET GÖKÇE / ZAMAN