Öcalan'ın mesajları makul mü?
Abdullah Öcalan'ın İmralı'da avukatlarına verdiği mesajlar basında yer aldı.
Okuyunca şaşırmamak elde değil.
"Devlet de federasyon da istemiyoruz" diyor.
Daha doğrusu bütün bu fikirlerinden vazgeçtiğini anlatıyor.
Öcalan'ın açıklamaları aslında bir gerçeği ortaya koyuyor.
Birincisi, "
PKK, yolun sonuna geldi."
Örgütün artık
terör yapmak dışında hiçbir hedefi kalmadı.
İkincisi, Öcalan da terörün bitmesini sağlayacak açılımlar yapacak gibi...
Umarım emareleri görülmeye başlayan akl-ı selim, bu süreçten galip çıkar.
***
Şu bir gerçek ki,
terör örgütünün varlığı
bölge halkının refahına ve kültürel hakların genişletilmesine engel teşkil ediyor.
Türkiye demokratik kalkınmasına paralel, bireysel haklarda da inanılmaz adımlar atıyor.
1980'de
Diyarbakır Cezaevi'nde işkence gören
Kürtler o günlerin izini hâlâ taşıyor. Aynı dönemde ülkücüler de solcular da işkence zihniyetinden nasibini almıştı.
Yakın zamana kadar
Kürtçe gibi Lazca da yasaktı.
Bugün Çerkezler bile kendi dillerinde yayın yapabiliyor.
Bütün bunlar Türkiye'yi bir adım bile geriye değil, ileriye taşıyor.
Bir bölünme tehlikesini değil, kültürel zenginliği besliyor.
Doğu ve Batı arasında kültürel haklar olarak bir fark yok.
Belki terör örgütü nedeniyle gecikmelerden bahsedilebilir.
Ancak
ekonomik refahın terör nedeniyle Doğu'ya eşit ulaştığı söylenemez.
Terör, ekonomik yatırımların önünü kesiyor.
Dolayısıyla demokratik açılımlarla bölgede kalıcı barış sağlanabilirse, bundan en fazla bölge halkı kazançlı çıkacak.
***
Öcalan'ın açıklamaları bu süreçte bir kesim için önem arz ediyor.
Hükümet muhatap almasa bile bazı aktörler, onun işaret ettiği yönde adım atacak.
Öcalan'ın şok açıklamaları makul çizgiye yakın görünüyor.
En azından uzlaşmaya varılması mümkün...
Öcalan şöyle diyor:
"Benim çözüm modelim şudur: Devlet olacak, diğer tarafta da demokratik Kürt ulusu olacak.
Kürtler devletin varlığını tanıyacak, kabul edecek. Devlet de Kürtler'in demokratik ulus olma hakkını kabul edecek. Böylece orta bir yerde buluşacak, uzlaşacaklar... Devlet isterse yine her yerde bayrağı olacak, isterse her yerde
Türkçe öğretecek..."
Öcalan'ın avukatlarına yaptığı açıklamaya bakılırsa, talepleri daha çok Kürtler'in demokratik örgütlenmesine yönelik.
Ancak zaman zaman "Mevcut düzende bu nasıl olacak?" sorularını beraberinde getiren yaklaşımlar da var.
***
Federasyonu dahi istemediğini söyleyen Öcalan şu ilginç ifadeleri kullanıyor:
"Kendi sporunu, eğitimini, dini örgütlenmelerini, meclisini, belediyelerini yapabilirse kendisi yapacak, kuracak. Kendi öz
savunması bile olacak..."
Nasıl savunma?
Zabıta mı? Yerel polis mi? Köy korucusu mu?
Sanırım bir "Türkiye modeli" doğacaksa o da bu noktada olacak.
Çelişmeyen, makul olanda buluşulacak.
Ortak aklın uzlaşısı kanı durduracak.
Üniter devlet, genişletilmiş bireysel ve kültürel haklar, güçlendirilmiş
yerel yönetimler...
ERHAN BAŞYURT-BUGÜN