Taksim'i kana bulamak isteyen canlı
bombanın kimliği,
terör örgütü
PKK'nın şehir yapılanması olarak nitelendirilen
KCK'nın gerçek yüzünün ortaya çıkmasını sağladı.
Polis ilk olarak,
canlı bombanın fotoğrafı üzerinde
teknik çalışmalar yaparak
Vedat Acar'ın yüzünü tanınır hale getirdi. Ardından basına dağıtılan fotoğraflarla yapılan bilgilendirme neticesinde
İstanbul Emniyet Müdürlüğü 'ne 128 ihbarın geldiği öğrenildi.
Adresi ihbar edildi
1 Kasım'da 155 Polis
İhbar hattına gelen ihbarda, canlı bombanın
Şirinevler Mahallesi Mehmet Akif Caddesi 6. Sok. No:27 adresinde, kaldığı belirtildi.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince bahse konu evde yapılan aramada, Taksim saldırısında kullanılan buz kovalarına benzer 6 adet buz kovası, patlamış elektrikli
kapsül ile üzerinde kabloları ve çeşitli renklerde elektrik kabloları, 1 adet kira sözleşmesi,
eylemi gerçekleştiren
teröriste ait
parmak izleri ele geçirildi. İncelemelerde Sedat Acar adına 22
Ekim .2009'da kimlik çıkarıldığı ve söz konusu kimliğin kırsal alanda faaliyet gösterdiği bilinen Sedat Acar'ın abisi Vedat Acar tarafından kullandığı tespit edildi.
ROJ TV'Yİ AYARLATMIŞ
Saldırganın, Şirinevlerde'ki evi tuttuktan sonra uydu
anten taktırtarak Roj TV ile Mezopotamya kanallarını özellikle ayarlattığı belirlendi. 31 Ekim günü saat 09.30 sıralarında evden ayrılan terörist Acar'ın "Bir daha gelmeyeceğim" dediği öğrenildi. Daha sonra evin anahtarını
lokanta sahibine teslim eden Acar'ın
patlayıcı maddeleri taşıdığı çantalar ile birlikte ayrıldığı öğrenildi.
KOD ADI: 'VANLI DERVİŞ'
Terörist Vedat Acar'ın örgütsel konumu ise
terör örgütü PKK ile KCK arasındaki bağı bir kez daha gözler önüne serdi. Acar'ın 2004 yılında kırsal alana çıktığı ve
Kandil'deki kamplarda eğitim aldığı belirlendi. 2008'de
Hakurk Kampı'nda Tim komutanlığı yaptığı tespit edilen teröristin
Behçet hastası olduğu için dağda 'hasta Vanlı' olarak anıldığı ve kod adının 'Vanlı Derviş' olduğu öğrenildi. PKK'nın genelde canlı bomba
intiharcılarını son saldırıda olduğu gibi hasta ve
psikolojik rahatsızlığı olan teröristler arasından seçtiği belirtildi.
Canlı bombanın Kandil hatırası
Taksim Meydanı'nda
pazar günü meydana gelen ve 15'i polis 32 kişinin yaralanmasına neden olan canlı bomba Vedat Acar'ın Kandil'de eğitim aldığı öğrenildi. Behçet hastası olan Acar'ın 2006 yılında Kandil Dağı'nda çektirdiği bir fotoğraf evde yapılan aramada ele geçirildi. Acar'ın saldırıdan bir gün önce Taksim'de
keşif yaptığı da
MOBESE kameralarından tespit edildi. İstanbul'da bir süre örgüt mensuplarının evinde kaldığını belirlenen Acar'ın, 1 ay önce ailesinin yanından ayrıldığı ve Şirinevler'de bir ev kiraladığı tespit edildi. Şirinevler Mehmet Akif Caddesi'nde 4 katlı apartmanın birinci katını, 600 liraya kiralayan Acar'ın emlakçıya da göz tedavisi için “İstanbul'a geldim kısa süre için ev kiralayacağım" dediği belirtildi. Bu arada İntihar eylemcisinin üzerinden
siyanür içerikli bir hap çıktığı ve eylemi gerçekleştiremeden yakalanması halinde bu hapı yutarak intihar edeceği belirtildi.
TAKSİM SALDIRISI KCK-PKK BAĞININ KİRLİ YÜZÜNÜ DEŞİFRE ETTİ
Taksim eylemi, terör örgütü PKK'nın da üst düzey yöneticiliğini yapan kişilerin KCK yapılanması içerisindeki kirli ilişkilerini gözler önüne serdi.
Saldırıyla terör örgütünün "Siviller
hedefimizde değil" yalanı da ortaya çıktı.
Taksim'deki
hain saldırı, KCK'nın demokratik bir örgüt değil, terör örgütü PKK'nın bağlı bulunduğu karanlık bir yapı olduğunu ortaya koydu. Başta
teröristbaşı Abdullah
Öcalan ile PKK yöneticilerinin aynı zamanda KCK'nın da karar merciinde bulunması PKK-KCK irtibatını bir kez daha gözler önüne serdi. KCK, Kongra-Gel Genel Kurul'unda 22
Mayıs 2007'de kabul edilen sözde anayasası ile PKK'yı bir devlet sistemi gibi
yapılandırma amacını taşıyor. KCK yapılanması, Öcalan'ın önderliğini dikte ediyor. KCK'nın sözde anayasasının 37. maddesi, "KCK sistemi içerisindeki her kadro ideolojik, ahlaki, felsefik ölçüler açısından PKK yapılanmasına bağlıdır" diyor. KCK sisteminin başında bölücü başı Öcalan bulunuyor. KCK'nın
yönetim kadrosunu Kongra-Gel'in başındaki Zübeyir Aydar ile PKK yöneticileri Murat
Karayılan, Duran
Kalkan, Mustafa
Karasu ile
Cemil Bayık yapıyor.
'ŞEHİRLERİ KARIŞTIRABİLİRİZ' MESAJI
Ortaya çıkan bulgular, barışı sabote için Taksim saldırısını derin yapıların gerçekleştirdiği iddialarını çürütüyor. PKK'nın sözde eylemsizliğin bittiği gün Taksim'deki eylem ile vermek istediği mesajın "Eylemsizliği istediğimiz zaman bitirip İstanbul'un göbeğinde neler yapabileceğimizi görün!" şeklinde olduğu ifade ediliyor. Kamuoyuna, eylemsizlik kararını deklare ederek barış yanlısı bir tablo çizmeye çalışan PKK'nın asıl amacının "Gerekirse her şeyi yapabilir, şehirleri karıştırabiliriz" mesajı vermek istediği belirtiliyor. Örgütün kendi arasında, Taksim eylemi için 'hem eylem yaptık hem de eylemsizlik ilan ederek öne geçtik' yorumunu yaptığı söyleniyor.
"EYLEMİN ÜSTLENİLMESİ BİZE ZARAR VERDİ"
Taksim'deki eylemi üstelenmeyen PKK, 9
sivilin öldüğü
Geçitli saldırısını ve 7'si çocuk 10 kişinin öldüğü Diyarbakır'daki 'termos bomba' eylemini de kendisinin yaptığını kabul etmemişti. PKK'nın sivil ölümlü olayları stratejik olarak üstlenmediği, bu tür olayları başkalarına yüklemeye çalıştığı ifade ediliyor. KCK İddianamesi'nde yer alan bir bilgi ise PKK'nın sivillere yönelik saldırıları neden üstlenmediğini ortaya koyuyor. Davanın
tutuklu sanığı olan kapatılan DTP'nin eş başkanı Kamuran Yüksek'in
laptop bilgisayarından 25 Ocak 2008 tarihli bir
belge ele geçirildi. KCK'nın sözde Yürütme Konseyi üyesi olan PKK yöneticisi
Duran Kalkan'a gönderilen Final Dershanesi'ne yapılan saldırı ile ilgili raporda yer alan şu ifadeler dikkat çekiyor: "Diyarbakır'daki yapılan eylem kitle açısından istediğimiz desteği alacağımız ümidini taşırken anlayamadığımız bir şekilde bu eylemin üslenilmesi bize zarar verdi."
EYLEMSİZLİK ALTINDAN PATLAYICI SEVKİYATI
Terör örgütü PKK'nın sözde eylemsizlik kararı aldığı dönemlerde eylemler için doğudan batıya patlayıcı sevkiyatı yaptığı birçok olayda ortaya çıkmıştı. Büyük bir kısmı
emniyet güçleri tarafından yakalanan patlayıcılar, örgütün barışı bahane ederek sansasyonel eylem hazırlığında olduğunu ortaya koyuyor. İşte PKK'ya ait olduğu belirtilen ve eylemsizlik sürecinde ele geçirilen mühimmatlar: İzmir'de 11 Haziran 2010'da 50 kg patlayıcı, Diyarbakır'da 6 Ağustos'ta 60 kilogram C4 patlayıcı, Uşak'ta 23 Eylül'de A4 ve C4 karışımı bombalar ile bomba yapımını gösteren krokiler ile 26 Ağustos'ta Diyarbakır'da 65 kilo patlayıcı.