Başbakan Erdoğan'ın
PKK ile mücadelede bu kez farklı davranılacağına ilişkin sözleri bir şifreydi adeta. Çünkü devlet, PKK ile mücadelede yeni bir konsepte geçti. Ancak sadec
e devlet değil, bölücü
örgüt de bir konsept değişikliğine gitti. Bu açıdan 8
Ekim 2007 tarihinde Şırnak'ta 13 askerimizin şehit olması ile başlayan süreci hem devletin mücadele şekli, hem de PKK'nın taktiklerindeki değişiklik açısından bir dönüm noktası olarak görmek mümkün. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu toplantısında,
sınır ötesi operasyon kararının alınması bunun ilk adımını oluşturuyor.
AK PARTİ KÜRTLERLE DİYALOG KURDU
Hükümet, sınır ötesi operasyonla ilgili tezkereyi bayramdan sonra Meclis'e sunmaya hazırlanırken, devletin zirvesine sunulan bir
rapordan sıcağı sıcağına satırlar aktarmak istiyorum: “Örgütün tavrında bir değişiklik var. Bu değişiklik, çok açık bir surette tabanını kaybetme korkusunun getirdiği tedirginlikten kaynaklanıyor. Bunu en iyi
seçim sonuçlarında görüyoruz. İlk kez bir siyasi
iktidar Kürt halkı ile kontak kurabildi.” Bunlar bir tespit. 22 Temmuz seçimlerinde
AK Parti bölgeden yüzde 53 düzeyinde oy aldı. DTP ise hedeflediği milletvekili sayısının ancak yarısını çıkarabildi. Bu durum
Demokrat Parti iktidarının ardından ilk kez bir siyasi iktidarın Kürt halkı ile kurabildiği sağlıklı diyaloğu gösteriyor. Bölge halkı uzun yıllar sonra ilk kez kendisini etnik partilerle değil, bir
Türkiye partisi ile ifade etme gereği duydu. Bunun şimdi ikinci bir aşaması var.
ÖRGÜT SEÇİMLERDEN KORKUYOR
İkinci aşama bugün tırmandırılmak istenen şiddet politikasına ışık tutuyor. İşte istihbarat birimlerinin devletin zirvesine sunduğu raporun ilgili bölümü: “Örgütün en büyük korkusu 28
Mart 2009 yerel seçimlerinden de mağlup çıkmaktır. Örgütte tabanı kaybetme korkusu onu hırçınlaştırmakta, terörün dozunu bu sebeple artırmaktadır.”
Bu noktada örgütün 30 Eylül'de Beytüşşebap'ta bir minübüsün taranarak 11 vatandaşımızın öldürülmesi ile 8 Ekim'de Şırnak'ta 13 askerimizin şehit edilmesi suretiyle başlatılan, “
Şiddet” stratejisi devreye giriyor. Raporda bu noktada devlete bir “tuzak” uyarısı yapılıyor. Takip edelim: “2009 yerel seçimlerinde kaybetme korkusu sonucunda örgüt hırçınlaşıyor ve şiddetin dozunu artırarak kitlesini
kontrol altına almak istiyor. Burada ülkenin
yönetim gücünü de bu amacı doğrultusunda kullanarak, devletin bu şiddete daha büyük bir şiddetle karşı koymasını sağlamak istiyor. Bu bir ciddi tuzaktır.” PKK şiddeti tırmandırırken, aynı zamanda devletin de şiddeti tırmandırması için bir tuzak kuruyor.
PKK tabanını kaybediyor
Ne zaman ki bölgede huzur ve istikrar hakim oldu. AK Parti iktidarının sağlıklı yaklaşımı sayesinde bölge halkı kendini ifade edebilecek bir ortam buldu, örgüt taban kaybetmeye başladı. Bu panik içerisinde geçmişte başarıyla uyguladığı tuzak stratejisine tekrar döndü. Burada AK Parti'ye yönelik bir tuzak da seziliyor. Bölgenin en büyük siyasi temsilcisi konumunda olan AK Parti şiddet politikalarına aracı olursa, tabanını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı gerçeği bu.
YENİ ŞAFAK