Dışişleri eski bakanlarından
Hikmet Çetin,
PKK terör örgütünün temellerinin 12
Eylül 1980 askeri darbesi sonrası
Diyarbakır Cezaevi'nde atıldığını ileri sürdü.
Kürt vatandaşların burada işkence görmeleriyle başlayan sürecin anadilde eğitimin
yasaklanması ve kendi insanına hor gözle bakılmasıyla doruk noktasına çıktığını belirten Çetin, "PKK aslında nereden şiddetle çıktı. Bana göre Diyarbakır Cezaevi'nden,
12 Eylül'den sonra çıktı. Yani ortam, orada hazırlandı. Çıkış yeri orası. Orada işkenceden insanlar öldü. Sakat kalanlar
Avrupa'ya gitti. Öyle bir ortamda. Eğer
Türkiye demokratik ortamını devam ettirebilseydi, bana göre bu boyutta terör ortaya çıkmazdı." dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Avrupa Birliği Anabilim Dalı tarafından düzenlenen "Türkiye-ABD Stratejik Ortaklığı ve Avrupa Birliği" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Hikmet Çetin, başta terör olmak üzere ülkeler arası işbirlikleri konusunda öğrencileri bilgilendirdi. Uluslararası gelişmelerde ABD'nin hızla gücünü kaybettiğinin altını çizen Çetin, Çin,
Rusya,
Hindistan ve Japonya'nın güç kazandığına dikkat çekti. Türkiye'nin başta
Yunanistan,
Kıbrıs ve
Ermenistan meselelerini çözmesi gerektiğini söyleyen eski dışişleri bakanı, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi halinde
bölgesel güç olma yolunda hızla ilerleyeceğini ifade etti.
Askeri tedbirlerle sorunların tamamen ortadan kaldırılamayacağını aktaran Çetin, "Sadece askerle terörü çözemezsiniz. Teröristle terörizm karıştırılıyor. Terörist öldürmekle terörizmi halledemezsiniz." şeklinde konuştu. Zaman zaman komutanlarında bu yönde itiraflarının bulunduğuna dikkat çeken Hikmet Çetin, terörizme yol açan konuların üstüne gidilmesi gerektiğini söyledi. Bölge halkının
ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda da kalkındırılması gerektiğini belirten Çetin, terörizmin hiçbir zaman sıfırlanmayacağını, bu konuda alınacak tedbirlerle terörün marjinalleşmesinin engellenmesini istedi.
PKK'nın çıkış noktasını Diyarbakır cezaevinden yapılan işkencelere bağlayan Çetin,
12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası insanların işkence gördüğünü, bu sürece insanların
ana dillerinin yasaklanmasıyla devam edildiğini söyledi. Kendilerine diğer ülkelerin dışişleri bakanlarının sürekli yasaklamaları sorduğunu ve utandığını kaydeden Hikmet Çetin, "Bize utanç konusu olarak geliyordu. Ne diyeceğimi şaşırıyordum. Ana dil, ne yapsın. Bir insan anasının dilinden ya da elinde olmadan etnik özelliğinden dolayı bir şekilde ayıplanırsa ona çözüm bulamazsınız. İnsanın insan olarak doğası gereği olan şeyleri kanunla yasaklarsanız bunun zemini hazırlarsınız. Biz 12 Eylül'den sonra meclise gittiğimizde yasa vardı. Bir nevi insanın anasından gelmiş dili yasaklıyorsunuz. Anasının dilinden başka dil bilmiyor, ne yapacaksınız." diye konuştu.
CİHAN