Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Abdullah Gül,
PKK terör örgütünün kuzey
Irak'ta hala bulunmasının kabul edilemez olduğunu ve terör örgütüyle mücadelede somut adımlar atılmasını görmek
Gül, New York'taki temasları çerçevesinde bugün Dış Politika Derneğince (
Foreign Policy Association) düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin zor zamanlardan geçtiğini belirterek, dünyanın en stratejik bölgelerinden birinde yer alan Türkiye'nin pek çok dış
politika problemi ile karşı karşıya olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin artık
dış politikada merkezi bir rol oynaması gerektiğine değinen Gül, Türkiye'nin dünyadaki yeni problemlerle baş etmesinin en iyi yolunun sonuca yönelik bir dış politika izlemesi olduğunun altını çizdi.
TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ
Türkiye ve ABD'nin gerek bölgesel, gerekse küresel konularla ilgili ideal ve amaçlar konusunda geniş bir görüş birliği içinde olduğunu vurgulayan Gül, paylaşılan ortak vizyon ve kararlılığın iki
ülke arasındaki ortaklığı güçlendirdiğini belirtti.
Her iki ülkenin de eskiden beri güvenlik ve
savunma alanlarında çok güçlü bir
ortaklık içerisinde olduğunu hatırlatan Gül, artık iki ülkenin birlikte daha çok şey yapabileceğini söyledi.
Gül, geçtiğimiz Temmuz ayında ABD
Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile ilan ettikleri “Ortak
Vizyon” belgesine de değinerek, günümüzün en önemli dış politika problemleri konusunda geniş bir görüş birliği yansıtan söz konusu belgenin iki ülkenin birlikte hareket etmesine imkan sağlayacak yapısal bir
diyalogun ana hatlarını da ortaya koyduğunu belirtti. Gül “Terörizm, Irak, Orta
doğu ihtilafı, kitle
imha silahlarının çoğalması ve
demokrasiyi
teşvik, güvenliğimiz için hayati önem taşımaktadır” dedi.
TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ
Nüfusunun büyük çoğunluğu
Müslüman olan Türkiye'nin en gelişmiş demokratik kriterleri yerine getirdiğine işaret eden Gül, bu bakımdan Türkiye'nin ortaya koyduğu örneğin çok büyük önem taşıdığını kaydetti. Türkiye'nin sadece “istikrar ve özgürlükler feneri” olmadığını belirten Gül, aynı zamanda demokrasi, hukukun üstünlüğü, iyi idare, şeffaflık, ve
hesap verebilme gibi hususlarda diğer uluslara da örnek teşkil ettiğini söyledi.
Türkiye'nin BM ile eş-
sponsor olduğu bir başka proje olan “Medeniyetler İttifakı” girişimiyle, karşı kültürler arasındaki yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak ve problemlerin daha iyi anlaşılmasını sağlamayı amaçladıklarını anlatan Gül, toplumlara
miras kalan ön yargılardan kurtulmak gerektiğini ve bu konuda ortak davranmanın gereğine işaret etti.
ORTADOĞU
Lübnan hükümetinin egemenliğini yeniden tesis etmeye ve bölgede barış ve güvenlik sağlamaya
yardım etmek için Türkiye'nin BM Barış Gücü UNIFIL'de görev alacağını hatırlatan Gül, sözlerine şöyle devam etti:
“Lübnan'daki gelişmeler,
Ortadoğu'daki durumun ne kadar hassas olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bölgenin problemleri birbiri ile bağlantılıdır. Bu yüzden Ortadoğu'daki soruna adil, uygun ve kapsamlı bir çözüm getirmek bir numaralı öncelik olmalıdır”.
Herkesin Lübnan'dan dersler çıkarmış olduğuna inandığını söyleyen Gül, tarihi fırsatların trajedilerin peşinden ortaya çıktığına dikkat çekti. Hem
Filistin hem de
İsrail halklarının barışı arzu ettiğinin altını çizen Gül, “Bu arzunun gücünü küçümsememeliyiz” dedi.
IRAK
Irak'ın geleceği meselesinin
Orta Doğu meselesinden daha önemsiz olmadığını dile getiren Gül, Irak'ta başarısızlığın faturasının çok yüksek olacağının son derece açık olduğunu vurguladı. Gül, Türkiye'nin,
toprak bütünlüğü sağlanmış, demokratik, kendisiyle ve komşularıyla barışık bir Irak'tan yana olduğunu belirterek bütün Irak vatandaşlarının ülkenin zengin
doğal kaynaklarını paylaşmaları gerektiğine inandıklarını kaydetti.
KERKÜK
Kerkük'teki duruma atıfta bulunan Gül, “Bu tarihi Irak kentinin birden fazla etnik unsurlu yapısı korunmalıdır. Kerkük Irak'ın
küçük bir modelidir. Bu nedenle, Kerkük'ün kaderi ülkenin gelecekteki istikrar ve güvenliği konusunda emsal teşkil edecektir” diye konuştu.
Kerkük konusunda da Iraklıların görüş birliği sağlamaları ve farklılıklarını diyalog ve demokratik süreçle çözmelerine yardımcı olmaları gerektiğine işaret eden Gül, ancak bu konuda öncelikli olarak Iraklıların çaba göstermesi gerektiğini ifade etti. Gül, Irak'taki
koalisyon güçlerinin bunun devamının zorunluluğuna inandıklarını da söyledi.
PKK
Türkiye, Irak ve ABD arasındaki ilişkilerde PKK terörünün önemli bir sorun olarak kaldığına işaret eden Gül, PKK terör örgütünün kuzey Irak'ta devam eden kabul edilemez bir durum olduğunu söyledi. Gül Türkiye'nin PKK teröründe çok sayıda insan kaybettiğini belirterek, bu konuda ABD'nin yardımın şart olduğunu vurguladı. Emekli
general Ralston'ın PKK koordinatörü olarak atanmasının olumlu bir gelişme olduğunu belirten Gül, “artık bu konuda somut adımların atılmasını bekliyoruz” diye konuştu.
İRAN
İran'ın nükleer programına da değinen Gül, her ülkenin barışçıl amaçlar için nükleer teknolojiye sahip olmasının bir hak olduğunu söyledi. Ancak bu noktada yeni nükleer silahların geliştirilmesinden çok Türkiye olarak, ulusal, bölgesel ve küresel güvenliğe önem verdiklerinin altını çizen Gül, İran'ın bu konuda uluslararası toplumla iş birliği yapması gerektiğini söyledi.
AB
Konuşmasında Türkiye'deki reform sürecine de yer veren Gül, ülkede pek çok tabunun yıkılmış olduğunu, ancak üyelik konusunda Türkiye'nin daha yapması gerekenler olduğunu, örneğin Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili olarak
Avrupa kamuoylarında devam eden tartışmaların kazanılması gerektiğini söyledi. Gül, Türkiye'nin ekonomisiyle ilgili çarpıcı gelişmelerden de söz etti.
KIBRIS
Gül,
Kıbrıs konusunda da AB üyeliğinde olduğu gibi ABD'den
destek talebinde bulundu. Gül, son üç yıl içinde Türkiye'nin ve Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs'ta bir çözüm bulunması için her türlü çabada bulunduklarını, ancak
Annan planını kabul eden Kıbrıslı Türklerin dışarıda bırakıldığını, planı reddeden Rumların ise AB üyeliğiyle taçlandırıldıklarını söyledi.
Gül, “KKTC'de haksız bir tecrit devam ediyor” diyerek bu durumun düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Gül, çözümün iki kesimliliğe ve iki eşit taraf arasında, eşit ortaklığa dayanması gerektiğini kaydederek, Kıbrıslı Türklerin onlarca yıldan beri süren tecritinin sona ermesi gerektiğini bir kez daha vurguladı. Gül, son olarak Türkiye?nin ABD'nin stratejik bir ortağı ve Avrupa-
Atlantik toplumunun sorumlu bir üyesi olduğunu sözlerine ekledi.
GÜL'E PLAKET
Konuşmasının sonunda Dış Politika Derneği, Gül'e uluslararası ilişkilere, demokrasiye, diplomasiye ve küresel iş birliğine getirdiği özel perspektiften dolayı bir plaket verdi.